2018-19 TFF 1. Lig 19. Hafta / Gençlerbirliği - Altınordu

bu maçı eryamanda oynamadığımız iyi oluyor bi bakıma. yeni bir stad ve bozulmamış bir zemin genç ve dinamik olan rakibin işine gelirdi…
birde top yapmaya başlarlarsa var ya…
bırak aşık atmayı, bizim yaşlı ve bitkin takım seyrederken bile yorulur… du…

Maç öncesi olumsuz konuşmak ve yazmak istemiyordum ama duramadım. Ben, birçok taraftarımızın aksine çok endişeliyim. Keşke ben de rahat olabilseydim.

Geçen hafta yenildiğimiz Hatayspor son 13 maçta 8 galibiyet, 4 beraberlik ve 1 yenilgi alarak 28 puan topladı. Bu hafta ise son 12 maçta yenilmeyen, 6 galibiyet ve 6 beraberlik alarak 24 puan toplayan bir Altınordu ile oynayacağız. Biz ise bu 12 haftalık süreçte tam üç kez yenildik. Yenildiğimiz üç maçta da skoru lehimize değiştirmek için hiçbir şey yapamadık. Dördüncü haftada oynayacağımız Osmanlıspor son altı maçın beşini kazandı, birisinde berabere kaldı. Üçüncü haftada deplasmanda oynayacağımız Eskişehirspor ise genç futbolcularıyla kendi sahasında çok iyi mücadele ediyor. Kısacası ilk dört haftada oynayacağımız maçlardan ilkini kaybettik, son derece zorlu üç maç bizi bekliyor. İşin doğrusu oyuncularımızın bu lig ölçeğinde hırs, konstantrasyon, yardımlaşma, yaratıcılık ve beceri düzeyinin yeterli olmadığını düşünüyorum. Galip durumdayken farkı artırmayı geçtim galibiyeti nasıl koruyacağımızı, yenik durumdayken de bırakın galip gelmeyi beraberliği nasıl sağlayacağımızı bilemiyoruz. Çok zor gol atıyoruz ve çok kolay gol yiyoruz. Son üç maçta tam 6 gol yedik. Takım lig başından beri ritmini bir türlü bulamadığı, maç boyunca istikrarlı bir oyun tutturamadığı için geçen sezon yaşadığımız travmanın da etkisiyle her maçta olduğu gibi bu maçta da endişeliyim. Futbolcularımızın artık hırslarını, enerjilerini ve konsantrasyonlarını hakeme ve rakip futbolculara değil tamamen maça yöneltmeleri, maç boyunca yardımlaşmaları ve oyundan bir saniye bile kopmamaları (bkz. Hatayspor’dan yediğimiz birinci gol öncesinde Alper’in rakibe yaptığı gereksiz sarı kartlık faul, ikinci golde Ahmet Oğuz’un savrukluğu, üçüncü goldeki toplu dağınıklık) gerekiyor.

1 Beğeni

Benim ilgimi ceken Erkan hocanin basindaki ifadelerinde ilk yaridaki gibi rahatlik bolgesinde olmadigini belli etmesi.

Hocada sanki takima olan eski guveni kalmamis havasi var veya benmi oyle algiliyorum acaba.

Ankara futbolu icin 2019 cok iyi baslamadi umarim negativite cabuk dagilir…

Altinordu korkusuz genclerin olusturdugu bir takim. Iyi bir saha zemininde goze hos gelen bir sistemle oynuyorlar.

Genclerbirligi bu macta cok sabirli oynamali…yoksa isimiz zor.

2 Beğeni

altınordu nun kaybedecek hiçbirşeyi yok.
bizim için ise bu maçın kazanma ya da kaybetme durumunda tesis edeceği psikolojik boyutları var.
ben yine de 1 adım önde olduğumuzu düşünüyorum.
yenersek çok şey değişir.
dev bir adım olur.

bu maçı kazansa kazansa; erkan hoca ile yakaladığımız “galip gelme alışkanlığımız” kazanır…
öyle maç tecrübesiymiş, ustalıkmış, koşu mesafesiymiş falan sökmez bunlara… erkan hoca da çok fazla dile getirdiği bozuk zemin şikayetinden vazgeçmeli artık… çünkü bu maçta bir başka artımız da bozuk zeminimiz olacak… bu seferde bizim işimize yarayacak diye düşünmekteyim…

Erkan hoca pazartesini gorecekmi?? Kazanma aliskanligimiz kalmadi…kredimiz tukendi…artik keseden yiyemeyiz.

Evinde Altinorduya 2 golle yenilmek biraz agir geldi.

şu maça yorum yapmaya bile gerek yok. erkan hoca ezberci zihniyetli adam. tek diyebileceğim genç ve iştahlı oyuncular görmek istiyorum artık saha da. geleceğin kadrosundan parçalar görmek istiyorum. çıkarsak da çıkamazsak da kendimizi en azından garanti de hisetmek istiyorum. ayıptır ya yedekten bile genç oyuncu sokmuyor adam.

Çok endişeliydim, korktuğum başımıza geldi, yenildik. İki maçta iki yenilgi… Bu hafta sonunda liderliği kaybetmemiz ve üçüncüyle aramızdaki puan farkının da 6’ya düşmesi çok yüksek bir ihtimal… Çok üzgünüm ve kızgınım. Bu takımda, bu futbolcularda bir sıkıntı var. Ne istemekte, ne yapmakta ve nereye varmak istemektedirler bilemiyorum. Bu takım top oynamıyor. Böyle takım olmaz. Böyle futbol oynanmaz. Hırs, iştah, konstantrasyon, yardımlaşma, yaratıcılık, beceri adına hiçbir şey yok. Artık şapkayı önümüze koyup düşünme zamanı. Yönetimin ve hocamızın hiç zaman geçirmeden derhal önlem alması gerekiyor. Kadro dışı bırakılması gereken futbolcular, şu anda kadroda olup da forma şansı bulamayan genç futbolcular, U 21 ve Hacettepe’den alınabilecek futbolcular, diğer takımlardan alınabilecek hazır durumda güçlü, yaratıcı acar futbolcular… Ne yapılması gerekiyorsa hemen yapılmalı… Bu sezon bu kadro ile mutlu sona ulaşmamız çok zor maalesef. Çıkmak zorundayız. Çıkamazsak maddi açıdan yaşayabileceğimiz çöküntüyü tanımlayamıyorum.

Bu ekibe Genc ayaklarin sezon basinda yavas yavas haftadan haftaya entrgre edilmesi gerekirdi bu yapilmadi.

Kurulan ekipte 38 lik 2 anahtar oyuncu var. Bir Nobre olmayinca yoklugunda zorlandik.

Ankaragucu sampiyon olmustu O takimda Sampiyonluk yasamis ve sampiyon olmanin ne oldugunu bilen oyuncular vardi bir Gencer Cansevi, Kenan Ozeri, Mehmet Sak, Arif Morkayayi sezon basinda alabilirdik ama gittik Yasin, Bekir, Selcuk derken cöp transferlerle kadro kurduk. Kiyaslayin iki guruptaki oyunculari fark hemen belli olur.

Erkan hoca esnekligi sevmiyor…Kati bir sistemi var degisim sevmiyor. Halbuki islemeyen sistemi degistirebilmek gerek. Bu esnekligimiz yok.

Ocak bitmeden bu takima su anda 4 tane 20 lerinde ayagi cabuk oyuncu takviyesi ve takimdan ayni sayida ise yaramaz oyuncunun gonderilmesi gerek.

Rakamlar çok açık… İlk 11 haftada 10 galibiyet, bir beraberlik ve 31 puan… Son sekiz haftada birisi Kardemir Karabükspor’dan olmak üzere üç galibiyet, bir beraberlik, dört yenilgi ve sadece 10 puan… Yani son sekiz haftada aldığımız sonuçlarla ligin vasat takımlarından birisiyiz ve ilk 11 haftada topladığımız 31 puanı hovardaca harcıyoruz. Önümüzde çok zorlu Eskişehirspor deplasmanı ve Osmanlıspor maçı var. Eskişehirspor’un genç futbolcuları ilk yarıdaki maçlarda kendilerini çok geliştirdiler; özellikle kendi sahalarında çok koşan, iyi mücadele eden ve pozisyonlara giren bir takım haline geldiler. Bu sefer karşımızda ilk maçtaki gibi acemiler takımı bir Eskişehirspor olmayacak. Ondan sonra kendi sahamızda oynayacağımız Osmanlıspor da son haftalarda çok sağlam gelen takımlardan birisi… Zaten ilk yarıdaki maçta da Sessegnon’un gereksiz bir şekilde atılmasıyla 10 kişi kalmış ve biraz da şansımızın yardımıyla yenebilmiştik. Rakibin akıllara zarar goller kaçırdığı son dakikalar geçmek bilmemişti. Şimdi karşımızda ciddi takviyeler yapmış daha sağlam, daha organize ve Süper Lige çıkma iddiasında olan bir Osmanlıspor olacak. Maalesef bu iki maç için de çok endişeliyim. Bu takım sezon başından beri güven vermiyor. Takımın yerleşmiş pozitif bir oyun anlayışı yok. Sağlam hücum eden bir takımımız yok. Rakibi savunmada sağlam karşılayan ve kapılan topları bilinçli bir atağa dönüştüren bir takımımız yok. Top taşıyan, adam eksilten, ceza sahasında rakip futbolcuları hataya zorlayan futbolcumuz yok. Altınordu maçında koskoca bir 90 dakikada akılda kalan bir Nadir’in direkten dönen berbat vuruşu ve Sessegnon’un kaleciye nişanladığı vuruşu… Hani rakibi bunaltan organize ataklar, hani topla birlikte ceza sahasına dalan acar futbolcular… Futbolcularımız kendilerine güvenen hocamızı zor durumda bırakıyor. Peşimizdeki takımların tamamına yakını yükseliş içindeyken Boluspor’un hızlı düşüşünden sonra sıranın bize gelmiş olmasından endişeleniyorum. Şu futbolcu gitsin, bu futbolcu gelsin gibi haddim olmayan konulara girmek istemiyorum. Bu duruma çok üzülen bir taraftar olarak sadece şu kadarını söyleyebilirim: Durum çok ciddi… Sekiz haftadır sürekli olarak yaptığımız hataların faturasını ödemekle meşgulüz. Yol yakınken takımın toparlanması ve güçlenmesi için derhal gerekli teknik ve yönetimsel önlemler alınmalı… Futbolcularımız artık işin ciddiyetini kavramalı ve bu dağınıklıktan kurtulmalı…

necdet abi… tedbir almakta çok geç kaldık.
kimse kusura bakmayacak: işin tamda bu noktalara geleceğini üstüne basa basa söyledik.
tabi gene o zamanlar hoplamaydaydık ve akıl zaman zaman dışarıda kalıyordu. “ikinci yarıda işler böyle yürümeyecek, ekmek aslanın midesine indiğinde onu oradan çekip çıkaracak oyuncular, bunlar 38 yaşındaki Selçuk ve nobre değil, Hacettepe, U21, U19 falan” ve şunuda eklemiştik. düşen takımlar kadrolarına takviyeler yapacak, maçlara da daha bi asılacaklar demiştik. bizim dediklerimizi altınordu dinlemiş…

taziyeye gidecektik, hanımla kız kapıda bekliyordu. ben biraz ağırdan aldım. gözüm tv de yavaş yavaş hazırlanıyordum. ilk yarının sonuna doğru çıktım. üstün oynadığımız maçta “çıkalım maçın sonu belli oldu. onlar yenecek” dedim.
çünkü biz anlaşılmaz bir şekilde 20’lik takıma 36’lık takımımızla baskı kurmuş, oyunu ileri yıkmış, pozisyonlar üretirken dilimiz dışarı gelmişti ve rakip daha ilk yarı bitiyorken bile, maça yeni başlamış gibiydi…

hey gidi günler hay…
o stad asaş gençlerbirliğinindi. ve gökhan gönül, ilhan, giray, selçuk, ali kemal gibi genç yeteneklerden kurulu asaş gençlerbirliği gelene gidene 5 - 6 atıyordu. rüya değil gerçek… ben gördüm…
onlar geldi gözümün önüne de; yine bu stadda bu sizin çok beğendiğiniz altınorduyu o asş Gençlerbirliği yakalsaydı noolurdu?. dedim…
noolacak alt yapısıyla övünen bursa, beşiktaş, gaziantep, galatasaraya ne olduysa onlara da o olurdu…
hiç değişmez…

1 Beğeni

Tecrübeli bir takım olmamıza rağmen gerginiz, liderlik baskısını kaldıramıyoruz. Her rakibe aynı oyunu oynamaya çalışıyoruz. Oysa karşındaki takım genç ve dinamikse ona göre tedbir almak gerekmez mi. Mert sakatlandı (ki bence hızlı rakibe karşı maçın sigortasıdır) yerine daha dinamik biri gireceğine, tank alıyoruz.
Sonuç olarak hala büyük avantaj bizde ama panik havasıni bırakılıp, doğru taktikler geliştirmek durumundayız.

katılmakla beraber bu gibi takımlarla karşılaşırken dikkat edilmesi gereken baş unsuru gözden kaçırıp elimizdeki özelliklere sığınmanın cezasını çektiğimizi hatırlatırım.

adamlar o kadar dinamik ve o kadar sistemli geliyorlardı ki; yukarıda sayılan bütün artılarımızı üst üste koyduğumuzda bile yanlarına yaklaşamayacağımız ortadaydı.
biz bu takımla eryaman stadında karşılaşmadığımıza dua edelim. aksi halde böyle genç ve dinamik takıma ileride presle başlamakla onur kırıcı bir mağlubiyet alırdık ki; uğrayacağımız hüsran bundan sonraki maçlara bakacak hal bırakmazdı bizde…

neyse ne… geçti ve bitti…
söylediğiniz gibi büyük avantaj hala bizde ve bu mağlubiyetin üstünü örtelim, sezon sonuna kadar bu takımla mücadele edeceğimizi unutmadan iyi yönlerimizi öne çıkararak onların üzerine oyun planlarımızı kuralım…
derim ben…

Bence tedbir almakta geç kalmış sayılmayız Mehmetçiğim. Çünkü ocak ayı sonuna kadar devam eden bir ara transfer dönemi var. Hocamız takımın sıkıntılı noktalarının nerede olduğunu biliyordur. Son sekiz haftada birisi Kardemir Karabükspor’dan olmak üzere üç galibiyet, bir beraberlik, dört yenilgi ve sadece 10 puan… Attığımız gol 13, yediğimiz gol 13… Attığımız 13 golün 6’sı Kardemir Karabükspor’a… Bu rakamlarla şampiyon ya da ikinci olmamız çok zor. Derhal tedbir almamız lazım. Daha önceki mesajımda da yazdığım gibi kadro dışı bırakılması ya da el sıkışarak gönderilmesi gereken futbolcular, şu anda kadroda olup da forma şansı bulamayan genç futbolcular, U 21 ve Hacettepe’den alınabilecek futbolcular, diğer takımlardan alınabilecek hazır durumda genç, güçlü, yaratıcı, becerikli acar futbolcular… Ne yapılması gerekiyorsa hemen yapılmalı…

Bu takima biraz surati olan 2 oyuncu takviyesi orta sahaya oyunu kontrol edecek bir oyuncu birde Sessegnon yerine yeni bir 10 numara eklenirse takimin havasida degisir oyuncularin moduda.

Gazisehirde LaValle gibi bir adami vardi Erkan hocanin bizde ise farkli tip atak oyunculari ile oynuyor. Halbuki ileride cabuk bir Adam ile Nobre karsisinda duracak defans goremiyorum mesela

Geçen sezon da gerekli tedbirleri zamanında almadığımız için küme düşmüştük. Ligin bitimine 12 hafta kala küme düşme hattından 7 puan uzaktayken, teknik direktör bilmem kaç haftadır yenilmiyoruz diye övünüp caka satarken deplasmanda Kardamir Karabükspor’a yenilen Alanyaspor’a kendi sahamızda yenildikten sonra bir daha toparlanamayıp kümede kalma mücadelesi veren bütün rakiplerimize yenilmiştik ve ligin bitimine iki hafta kala küme düşmemiz kesinleşmişti. Ve yönetimimiz maalesef bu süreçte hiçbir şey yapmamış, tedbir almamış, olan biteni adeta bir seyirci gibi izlemişti. Başarılı olmak istiyorsak geçmişten ders almamız lazım. Aynı şeyleri bir daha bir daha yaşamamamız lazım.

1 Beğeni

Sezon başında da memnun değildim
8 de 8 diye bağırırken de memnun değildim
Şimdi de memnun değilim.

Ama beni en çok korkutan:
İçerik olarak zayıf ve sorun/çözüm odaklı olmayan maç sonu teknik direktör açıklamaları.

1 Beğeni

bencede çok geç kaldık necdet abi. o kadarda basit değil bu lig…
sezon başındaki yaşlı ve tecrübesiz kadrodan memnun değildim. erkan hoca ile kimse uyanmadan müthiş bir çıkış yakaladık. devre arasında gerek takım kadrosundaki, gerekse alt yapımızdaki yeteneklerden takviye edeceğimiz 11’imizle bu işi iyi kötü götürürüz diyordum. ilk 11’de çok fazla bi değişiklik olmayıp, takviye de yapılmayınca hüsran basıyor…
ocak ayının bitmesine bir kaç gün kala bizi toparlayacak kalitedeki oyuncuyu hangi cahil takım elinden çıkarır?.
yada bu oyuncudan vazgeçmesi için kaç para vermemiz gerekecek bu kurnazlara?.
devre arası transfer bunun için zor… bir tek menejerlerin (simsarların) işine yarayan bu sistem derhal kaldırılmalı… herkes hatalarından ders çıkarıp eksiklerini tamamlıyor, ıskartalar boşa çıkıyor…
hiçmi okey oynamadık?. ıskartalar dışarı… hemde ihtiyaç sahiplerine büyük paralara… birbirine benzeyenlerle takım yapanlar okeyde bitmiyormu?.

tekrar edecek olursak; biz geçen sene düşmedik…
bu konuda büyük bir yanılgı var ki; eşyanın tabiatına terso bir durum…
bizim düşmemiz tam 15 sene sürdü ve ilk günden beri klavyemizi yırtıp, başımıza geçirdik; başkan bizi aldığı yere bırakacak diye…
ve bu gün görüyoruz ki başkanın bizi 40 sene önce aldığı yerdeyiz…

konu açılmışken: düşmek nasıl ki birdenbire ve ansızın gelişmiyorsa, çıkmakta hemen aynı sezonda gerçekleşmesi son derece hatalı…
en yakın komşumuz ankaragücü’nün bu gün itibariyle yaşadığı sıkıntılara dikkat…
üstelik onlar tam altı yıllık birikimin sonunda çıktılar… gerçi kısıtlı imkanları bunu gerektiriyordu ama takviyesiz çıkmaları dikkat edilmesi gereken en büyük örnek…
hemen bu sezon arkamızdan gelenlerle desteklenmeden çıkarsak bizimde olacağımız aynısıdır…

1 Beğeni

Cok dogru tesbitler…Hicbir kulup bir sezonda dusmez uzun surede alinan yanlis kararlarin sonucunda geri donulmez bir girdaba takilir gider.

Yanlis hoca oyuncu secimleri vs degisen zamana ayak uydurmak yerine izci adimi kit’a durdan sonra hala yerinde saymakla bosuna enerji israfi ile istigal ederken digerleri seni coktan kilometrelerce geride birakmis sen ise ileri degil hep omuzunun uzerinden gelen varmi derdindeysen sonuc gecen sezonki husran oluyor.

Ankaragucu mecburen cikti firsati tepemezlerdi Ismail Kartal dahi bu sezon masanin altina ayaklarimizi bir uzatma sezonu olsun derken cikiverdiler. Simdi kotu tavsiyelerin sonucuna katlanmak zorundalar. Yinede taraftar gucu destegi derken umut tazeliyorlar ancak umutlar Super ligde oldukca pahali. Bir duserlerse bu defa amatore Gokceksizde gitme ihtimalleri buyuk. Hani bu yorumun bir Ankaragucluden gelmesi tuhaf ama gercek ortada.

Mehmetçiğim geç kalmadık derken son sekiz haftada aldığımız sonuçlarla varlığı ortaya çıkan sorunları bir an önce tespit edip, gerekirse transfer de yaparak bu sezonu kaybetmeyecek şekilde geçici de olsa çözmeye çalışmayı kastediyorum. Göçü yolda düzelim anlayışı… Ben aslında transfer yapalım da demiyorum. Sadece bu takımda sezon başından beri bir sorun var ve bu sorun artık oyunumuzu ve sonuçları olumsuz anlamda etkiliyor, bir an önce çözüm bulunmalı diyorum. Birçok taraftarımızın sosyal medyada övünerek dillendirdiği, “Muhteşem bir takımımız var, bu ligin çok üstünde bir takımımız var, bu lige fazla gelen bir takımımız var, bu ligde bize rakip yok, şöyle bir bakmaya gelmiştik, açık ara şampiyonuz, bu takım nisan ayında şampiyonluğunu ilan eder at fava bekle” gibi sözlerin karın doyurmadığı, sorunun çözümüne katkı sağlamadığı çok açık bir şekilde anlaşılıyor. Son sekiz haftada, hele hele son iki haftada aldığımız sonuçlar kan tahlili, akciğer filmi, tomografi, emar sonuçları vs. gibi göstergelerle bize bir şey anlatıyor. Bundan sonrası teşhis ve tedavi… Sevgili doktorcuğum Ümit Yaşar Öztoprak kardeşim, bundan sonrası senin meslek alanına girdiği için burada kesiyorum; söz sende… :blush: