TFF 1.Lig Gelişmeleri

Denizli beraberligi yakaladi

Giresun’un buz gibi golü yanlış faul düdüğüne kurban gitti

Denizli’de tribunler bizim maçta daha da dolu olacaktır. Denizli hızlı atak yapan bir takım yani bizim sevmedigimiz bir tarz. Ancak bizim takım da biraz maç seçiyor gibi. Yani bu ortam bizi de motive eder

Bu haksızlık. Dün Ankaragücünun 3-4 pozisyon önce VAR üzerinden belirlenen bir faulle golü iptal edildi. Şimdi faul yokken olan gol sayılmadı.

Giresun attı, Denizli taraftarı taşladı 1-2 Giresun öne geçmişti ama bir anda 2-2 oldu

Bu arada Giresun golünden sonra tribünler karıştı, bizim maç seyircisiz bile oynanabilir

Hakemler facia.
Denizli 3-2 öne geçti. Sahaya yabancı madde yağıyor.
Bakalım bizim maça yansır mı?
Ama hiç sanmıyorum, çünkü kural, ceza, ahlak yok artık liglerde.

Hakem Giresun’un bir penaltısını bir golünü vermedi, Denizli’nin son golü buram buram faul… bu liglerde asıl mücadele alanının ne olacağını hatırlatan bir maç oldu. Eryamana gidip o tribünleri doldurmamız lazım, aksi halde işimiz daha zor

Necdet abiyle bu konuda rahatsizdik bu ligde bin tane katakulli donuyor, secimler yakin Denizli Bolu Adana Antep Umraniye vs bunlara siyasi destek baslar.

Genclerbirligi siyasete kendini bulastirmayan onurlu mucadele etmeyi hakli olarak secen bir kulup…onumuzdeki maclarda bu tur seyleri bekleyeceksiniz…Gecen sezon Denizlide Ankaragucunun basina gelenleri hatirlayin.

1 Beğeni

Bu arada Boluspor ilk yarıyı mağlup kapattı. Bakınca Boluspor ile aynı fikstürü oynuyoruz, çıkışımız ve düşüşümüz de beraber oldu. Biz asla ligin çok üstünde bir takım değiliz, hazır başladık ama şu anda bir tıkanma yaşıyoruz. Boluspor’un Gazişehir’de yeniliyor olması bence iyi bir sonuç, keşke Denizli de puan kaybetseydi, olmadı.

1 Beğeni

Takımımız böyle gamsız, ruhsuz, heyecansız, sorumsuz, yardımlaşmadan, yaratıcılıktan ve üretkenlikten uzak bir şekilde oynamaya devam ederse Denizlispor, Gazişehir FK ve Adana Demirspor üçlüsünden ikisi doğrudan, biri de yükselme maçları sonucunda Süper Lige çıkar. Geçen sezonda yaşadığımız büyük felaketin ve travmanın etkisi geçmediği için bu sezonun başından beri endişeliyim. Her maç öncesinde, “İnşallah kazanırız, inşallah bu haftayı da kayıpsız atlatırız!” diye diye dilimizde derman kalmadı. İlk 5-6 haftada lige alışma, takımın oyun sisteminin oturması vs. gibi düşüncelerle kötü oyunu mazur görerek ve sadece galibiyetlere sevinerek takımın Gençlerbirliği’ne yakışır şekilde oynamasını bekledik. Geçtiğimiz 13 haftada Eskişehirspor haricinde oyun olarak bariz üstünlük sağladığımız bir maç yok. Haftalar ilerledikçe endişem azalacağına daha çok artıyor.

3 Beğeni

İyi takımlar iyi oyunları ile bizi de yukarı çekerler temennisinden başka bir şey yok elimizde. Kötü oyuna talim ederken Boluspor un bizi yukarı çekerek iyi oynuyormuşuz hissi veren oyunu lazım bize. Ads Gazişehir ve Denizli böyle rakipler.

Denizli ister hakemle iste hakkıyla ;10 kişiyle gelen galibiyet iyi bir ivme sebebi.

Son dönemde iki futbol belgeseli izledim. Oradan da özetle şu kanıya vardım, Açık söylemek gerekirse - kimseyi genelleyemem bu tabir için - biz kibrimizle baş edemedik.

Guardiola, “iyi takımlar kibirli olmalı, kibir size maç alabilir” diyor. Bence böyle maçlar aldık.
Allegri ise “bu sezon çok fazla çok ciddi maç kazandık anlamsız bir kibir sonumuz olur” diyor.

Felaket tellallığı için erken ama Allegri’nin yolunu tercih etmeliyiz hem kulüp içi hem kulüp dışı.

4 Beğeni

İki kritik maç var önümüzde: Karabük ve sonrasında Denizli deplasmanı. Ben ikisini blok maç olarak düşünüyorum ve hala 6 puan alabilecek bir takıma sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bu maçları aldığımızda her şey Boluspor maçı sonrası gibi olacak.
Bu nedenle sadece biz bize yazmak yerine yapabilecek bir şey varsa yapalım, havamızı bulalım.

1 Beğeni

ibret olsun diye paylaşıyorum:

2 Beğeni

Videodan bağımsız ülkedeki en iyi PR şirketinin Altınordu ile çalışan şirket olduğunu düşünüyorum :slight_smile:

(Grupta yeni olduğum için dile geldi mi gelmedi mi bilmiyorum bu mesele, tekrar var ise şimdiden kusura bakmayın ama grupta algısının pozitif olduğunu düşünerek yazıyorum.)

Medyanın gücünün farkındalar, iyi bağlantılar / dostluklar kuruyorlar ve bize de altyapıdan oyuncu oynatmadıkları halde Enes kubat, sefa yılmaz, serdar deliktaş gibi isimlerin olduğu takıma “” helal olsun tamamen altyapı oyuncularıyla 1.ligde mücadele ediyorlar" dedirtebilmek başlı başına başarı. Sen ben o bu demiyoruz belki ama genel algı bu.

18-19 yaşındaki çocuklarla U21 ligi oynamaları da 1 Ocak doğumlu tonla oyuncu barındıran kulüpten adalet nezaketi olarak yorumlayabilirim. (bknz altyaş millilerer seçilen altınorduluların çoğunun 1 ocak doğumlu olma sorunsalı)

Konuyla ilgili bir mizahi https://twitter.com/soldanorta/status/1031973308215033856?s=19

Bir de reel verili tweet https://twitter.com/HbrKarakartal/status/984809525231407105?s=19

Burası Ankara projesi ve medya ile kurulan yakın ilişki bizim kulübü de benzer şekilde parlatabilmişti. Çaba saygı duyulası ama perde arkası tam Türk işi gibi geliyor bana.

2 Beğeni

tamemen altyapıdan oyuncu oynatmıyorlar öyle bi şey de demiyorlar zaten. bu yönde dedikleri şey “sadece türk oyuncu oynatıyoruz” dur.

o doğum meselelerini yeni ögrendim araştırmakta fayda var. çok ilginç gerçekten.

ayrıca durum sadece pr olsaydı. cengiz ve çağlardan 15-20 küsür milyon € kazanmazlar hem de bunu 2.ligden yapmazlardı. bu oyuncular milli takımında değişilmezi olduğunu söyleyeyim.

altyapıda u19 la çıkmalarının sebebi zaten 20 yaşına gelen a takıma çıkıyor.

26 kişilik kadroda kaç altyapı oyuncusu olduğuna bakmanızı öneririm.(transfer edilenlerin de yaş ve kalitesine)

ülkenin en parlak klübünü(ülke geleceği için çok önemli olan klübü) böyle basitleştirmek mantık dışı.

ne yaratılan dünya standartlarında olan tesisleri pr ne bu kadar kısa süredr yetiştirdikleri oyuncuların kalitesi pr.

ayrıca bu yola çok yeni girmiş bi klüp olduğunu ve inanılmaz hızla geliştiklerini de unutmamak lazım. ortada büyük bi başarı var.

1 Beğeni

Algı da olsa, perde arkası Türk işi gibi de olsa Altınordu’nun yaptıklarını takdir etmemek mümkün değil. Muhtemelen sorunlar da vardır, tasvip etmeyeceğimiz bazı uygulamalar da… Ama genel olarak bakıldığında güzel bir örnek görüntüsü veriyor. “Biz bunun daha iyisini yaparız / yapmalıyız” diyerek yola çıktığımızda, ki altyapı konusunda çok ciddi bir potansiyelimiz var, belli bir süre sonra yepyeni bir manzara ile karşılaşırız.

1 Beğeni

Biz forma reklamı almaktan aciz iken
Her ne kadar PO yu Türk markası olduğunu sansa da başkanları bu büyük firma ile anlaşmışken
Bizim başkanımız bu kadar uzun ve içi dolu cümle kurabilir mi sorusu aklımı kurcalarken
Altınordu ile Gençlerbirliği ni karşılaştırmaktan yukarıdaki güzel tartışmaya sıra gelemiyor benim aklımda…
Takım o kadar boş oynuyor ki hakem hara da yapsa kızamıyorum gibi…

2 Beğeni

Gecmise bakmak, ileriyi anlamamiza yardimci oluyor ya; ben de son birkac yila baktigimda biraz daha fazla umitvar oluyorum. Soyle ki:

2014-15: Superlig’den dusenler: Karabuk, Balikesir, Erciyes
2015-16: 1.Lig: Karabuk otomatik terfi, Balikesir lige devam, Erciyes alt kumeye

2015-16:Superlig’den dusenler: Sivas, Eskisehir, Mersin
2016-17: 1.Lig: Sivas otomatik terfi, Eskisehir lige devam, Mersin alt kumeye

2016-17: Superlig’den dusenler: Rize, Adana, Gaziantep
2017-18: 1.Lig: Rize otomatik terfi, Adana lige devam, Gaziantep alt kumeye

2017-18: Superlig’den dusenler: Gencler, Osmanli, Karabuk
2018-19: 1.Lig projeksiyonu: Gencler otomatik terfi, Osmanli lige devam, Karabuk alt kumeye

Bu arada Turkiye sinirlarinda Osmanli diye bir takimin adlandirilamayacagi ilk sehir Ankara olmali degil mi sizce de? Osmanli iki kez bu sehir ve periferisinde yikilmis: Ilki Temmuz 1402’de , ikincisi Nisan 1920’de TBMM’nin kurulmasi ile. Ne acaip kafalar var millette?

2 Beğeni

aynen öyle… :slight_smile: osmanlının bitişi ankaradır!

1 Beğeni