2017-2018 Teknik-Taktik / Akhisarspor - Gençlerbirliği

21 Ekim 2017
Cumartesi
Saat 16:00

Stat: Manisa19 Mayıs Stadyumu

Formda ve morali yüksek bir Akhisarspor’a karşı deplasmanda oynayacağız. Zor maç. Ama futbolcularımızın Beşiktaş maçında ortaya koydukları iyi niyetli mücadele, takım oyunu, disiplin, yardımlaşma ve dayanışma önümüzdeki maçlar için umut veriyor. İnşallah kazanırız.

günlerin getirdiği, bizde son iki yılın şampiyonu, Avrupa arenasında haklı övgüleri üzerinde toplamış, kuşkusuz ülkenin en iyi futbol oynayan ekibini yendik.
hemde 118km. katederek, daha hızlı top yaparak yendik. beşiktaş şaşinledi, topu göremedikleri, boyun eğmek zorunda kaldıkları anlar var…

bu bi kere mi olur?.
bakacaaz ama olmaması lazım… hocamızın sadece büyük maçlarda sergilediği bu oyun anlayışını çok rahat uygulayacağı bir maç işte…
rakip sarhoş, maça kadarda ayılacaklarını sanmıyorum. kendilerine gelmeden çıkar çıkmaz çakarsak; gerisi beşiktaş maçı ile aynı şekilde gelir. çıkarmak için çabaladıkça, ikinciyi, üçüncüyü kolay atarız… işte bu engellenemez… bi ersun engelleyebildi, onada ahımız tuttu… artık tekiz, rahat olalım ve ilk golü atalım derim ben… gerisi kolay… çalışıyoruz çünkü… bu belli…
hem kazanma alışkanlığını elde ederiz, hemde ölü toprağını üzerimizden atarız, bu bizi devre arasına kadar emniyetle ulaştırır… hemi de herkes görür beşiktaş maçının bi kerelik heves olmadığını… ayağını denk alır…

1 Beğeni

Benden bir çay iç Mehmet Abi…

Kesinlikle ilk golü atan taraf biz olmalıyız. Bu takkm yapısal olarak yediği ilk golü çıkarabilecek bir takım değil. Bunu yapmaya çalışırken saçma sapan başka goller yiyen bir takım…

1 Beğeni

kova kadar büyük, ince belli, cam bardağımı alıp geliyorum…
ümit hoca takımın başındayken oyun olarak konuşacak, tartışacak bişey yoktu dimi?. klasik Anadolu takımları gibi çık mücadele et, yüreğini koy, ruhunla oyna vs. v.b, vg, vd,… ama mesut hoca geldikten sonra ne değişti diyerek, şööle geri çekilip, yukarıdan bi baktığında görüyorsun… hatta hep söylediğim trabzon maçında dikkatimi çekmişti. sonraki amçlarda da devam edince bu dedim; bir taktik… değilse bile öyle olmalı, çünkü tutuyor…
yine savunma yapıyoruz, yine geriye yaslanıyoruz ama ilk golü attıktan sonra… buda bize şoklanan rakibe karşı ikinci ve üçüncü golü tabilme imkanını sunuyor…
geriye kalıyor devre arasında bu yapıya uygun, bu yapıyı güçlendirerek sürdürecek tipte oyuncularla takviye yapmak…

çaydan konu açılmışken, geçenlerde “yeni gelenler” topiğinde çay söylerken bi arkadaşım ev yapımı rakıdan bahsetmişti.
konuya bi eğildim, onela… yaw arkadaşlar, millet evini atölyeye çevirmiş, cayır cayır rakı imal ediyor. kıvamınıda kendi damak zevkine göre ayarlıyor… kişiselleştirilmiş rakı bulduk anasını satayım…
sınırları zorlayan ise evde bira imal edenin de olması… nooluyoruz yahu…
havalar soğumadan bunun şenliğini düzenlemek lazım…

1 Beğeni

Galatasaray - Fenerbahçe maçına hakem olarak Cüneyt Çakır görevlendirilmiş. Fatih Altaylı’nın bugünkü yazısında değindiği konulardan biri de bu… Şöyle yazmış:

"DERBİ HAKEMİ

MHK, Galatasaray-Fenerbahçe maçına Cüneyt Çakır’ı atadı.

Her iki taraf da memnun değil.

Galatasaraylılar, “Fenerbahçe’ye yaranmak için bizi yakacak” diyor.

Fenerbahçeliler ise “Bizim en sevmediğimiz hakem” diyorlar.

Ben ise “Zaten kötü bir hakemdir. Türkiye’de doğru düzgün yönettiği büyük maç pek azdır” diyorum.

Bir de iki sezon önce yarım metre taca çıkmış topta oyunu devam ettirip Fenerbahçe’nin Galatasaray’a gol atmasına neden olduğunu hatırlıyorum.

İnşallah sadece gördüğünü çalar da hem maçı hem kendini kirletmez."

Benim TFF MHK’ya bir teklifim var. Akhisar’la oynayacağımız maçın hakemi Suat Aslanboğa ile Cüneyt Çakır arasında görev değişikliği yapılsın. Ben, Fatih Altaylı’nın deyişiyle “zaten kötü bir hakem” olan Cüneyt Çakır’a razıyım. :slight_smile:

Hedef elbette 3 puan ama beraberlik de hiç kötü bir sonuç olmaz. :slight_smile: Haydi Gençler!

1 Beğeni

Dün Van’da uçağın içinde maçın normal süresinin bitimine 1 dakika kalaya kadar skoru izledim.

3-3 aslında makul bir sonuç ama 3-1 önde iken bu duruma düşmek insanın içini çok buruyor. Yine 10 kişi kaldık ve skoru tutamadık.

Bununla beraber takım hergün biraz daha toparlanıyor, daha bir takım oluyor.

Hadi hayırlısı.

Malatya’yı yenmek artık vacip oldu.

1 Beğeni

Gençlerbirliği taraftarı, azla mutlu olmayı bilendir.
Ben bugün şu küçük şeylerle mutluyum:

  • Uğur Çiftçi gol atı! Kendisini bütün kem gözlülere karşı her zaman savunduğumu bilenler biliyor…
  • Üç golümüzü dünden beri hayalimde çevirip duruyorum. İlkinde, müthiş bir uzun pas var. İkincisinde ve üçüncüsünde, topu çok sayıda pas yaparak getiriyoruz, ikisinde de beş oyuncunun gole katkısı var. İkinci ve üçüncü golde ayrıca golü atan oyuncular, topu rakip yarı alanın ortalarında, taç karambolünden çıkararak getiriyor, sonra atlı pasa kadar sokulup gol vuruşu yapıyorlar. Bunlar güzel, kaliteli goller arkadaşlar!

3-1’den beraberliğe düşmek kötü, sorunlarımız sürüyor ama bu güç güzel golden bir mutluluk zerresi bulmamıza da kimse mani olamaz!

İyi pazarlar.

7 Beğeni

Ben bu maça kazandık gözüyle bakıyorum. Hakemin yaptığı kıyım bence burada da dursun. Tarihe not düşülür. 2003 Altay maçının rezilliklerini internette ara tara zor buluyoruz bari hiç değilse bu maç bizim zaman zaman akla gelen “Gençlerbirliği her zaman bu ülkenin yalnizidir” düşüncesini hafızalarımızdan silmemeye, ne tür adamlarla mücadele ettiğimizi unutmamaya yarasın. Dünkü hakem kararları gerçekten öyle geçiştirilecek gibi değildi. Bu sene de bu maçtan öte bir hakem faciası olabileceğini düşünmüyorum. Futbol beyzadelerinin hiç birinin medyada sesinin çıkmaması da beni hiç şaşırtmadı. Dünkü olay üçüzlerin ya da siyasi lobi destekli herhangi bir xsehirspor un başına gelseydi yıllarca malzeme yaparlar, youtube un açılış sayfasından düşürmezlerdi.

Takımımıza gelince; Vedat meğersem ne cevherler barındırır imiş. 3 golde de payı vardı. Hele son gol yaptıkları; önce muhteşem bir göğüs kontrolü ile topu kademecisinden uzaklaştırıp taca çekmesi sonra bir vücut hareketiyle yeniden ekarte edip yüzünü orta sahaya dönmesi ve oyunu açması, başta serdar özkan olmak üzere diğer oyuncularımızın ona çok yardımcı olması, özellikle ozkan’ in eskilerden adam eksiltme hünerlerinden bir kuple sunması, vedat in bitirici kafa vuruşu… sahaneydi. 90 dakikanın genelinde de takım sanki atağa çıkarken herkes herkesin nerede olduğunu ezbere biliyor gibiydi. Özellikle kanatlara çıkan beklerimize daha arkadalarken önlerine atılan toplara şaştım kaldım. Sanki oyuncularımızın arkada gözü var gibiydi. Vedat in da kontra oyununda ne kadar iyi bir istasyon olduğunu görmüş olduk.

Bu takım oyunumuz, disiplinimiz, yardımlaşmamız devam ederse (bir kaç çürük elma hariç: zeki ve khalili) muhakkak ki hakkımız olan daha üst sıralar ve puanlar mecburen gelecektir. Bir dahaki maç Malatya’yı hafife almamak gerekir. Tribunlerin de ayni basak ve bjk maçlarındaki gibi zor bir rakibe karşı oynuyormuş gibi yine azimle destek olması gerekir.

9 Beğeni

Dünkü maçı oynamadan bir puan verelim deseler kimse itiraz etmezdi belki ama şu anda kaçan üç puana sanırım hepimiz üzülüyozdur.değinmek istediğim başka konu bu scekic oynadığı her maçta sarıyı görüp ikinciyi zorlamıştır hep sonunda dün patlak verdi ve hesabı ağır oldu.
Özetle takımımız inşallah daha iyi olma yönünde ilerliyor umudumuz var korkumuz yok…

1 Beğeni

Akhisar haftaya 4 iç saha maçında 12 puanla girerken bizim deplasmanda 4 maçta henüz puanımız yoktu. Deplasmanda puan alamayan tek ekip olarak başladık haftaya. Vaziyet böyle olunca bu maç tam bizim maçımız gibi duruyordu.

Maçtan önce herkes 1 puanla mutlu olurdu ama sahadaki oyunu ve kıyımı görünce 1 puana üzüldük. Ben her şeye rağmen bu haftayı mutlu kapatıyorum çünkü 2-3 hafta önce düşüyoruz gözüyle baktığım takımım sahada oldukça dirençli, kompakt ve umut veren bir oyun oynamaya başladı. Bir diğer güzel nokta ise ümit kestiğimiz oyuncuların güzel oyun sergilemesi. Geçen sezon başında büyük umutla izlemeye başladığım Vedat’tan yeterince fırsat verildiği halde kendini gösteremediği için sezon sonu ümidi kesmiştim. Aynı şey Serdar Özkan ve Ahmet İlhan gibi ligin veteran oyuncuları için de geçerli. Bu adamlar artık süper lig seviyesinde fark yaratamaz gözüyle bakarken gayet çıkıp takımın hücumunda etkili rol alabiliyorlar. Bu takımın bu özelliği beni çok mutlu ediyor. Whatsapp grubunda yazıldığı gibi: Gençlerbirliği rehabilitasyon ve geri kazandırma merkezi.

Haftanın üzücü olayı ise Mesut Bakkal’ın talihsiz ve tutarsız açıklamaları oldu. Hakemlerden dert yanıyor ama kırmızı kartlara ve penaltılara itiraz etmiyor. Hakemin ikili mücadelelere izin vermediğinden bahsederken kullandığı cümleleri okur okumaz, ulusal basında bir kaç gün bu açıklamaların yer tutacağını tahmin etmiştim. O sözlerin hiç gereği yoktu. Bu açıklamalardan sonra çalınan 2 puanımızdan kimsenin haberi olmayacak ve hatırlamayacak. Konuşulan tek şey açıklamasındaki İkili mücadele yok. Değdik mi faul. Ne yapacağım ben ruj sürüp de mi çıkacağım sahaya. Bu şey oyunu mu. kısmı oldu. Bu sözler ayrıca Özat’ı hatırlatıp kötü hatıralarımızı canlandırdı.

4 Beğeni

3 gol de müthiş keyif veren gollerdi.

İlk golde öz bebemiz Ahmet Oğuz’un müthiş uzun pası, Serdar Özkan’ın top sanki ayağına yapışmış gibi ilk kontrolü, ardından temiz bir bitiricilik.

İkinci golde inatla tek topu zorlayan ve oyunu sıkıştırmak yerine dikine koşularla alanı açan, üst üste yapılan paslardan sonra, topla altıpasta buluşan başka bir öz bebemiz Uğur’ın golü. 1-0 öndeyken, sol bekimizdeki bu iştah, hakikaten Gençlerbirliği taraftarını mutlu eden ufak detaylardan sadece biriydi. (Tanıl Hocam’a saygıyla)

Ve 3. gol. Tam da moraller bozukken, takım soyunma odasına skorbordda önde ama kafalarda binbir tilkiyle gidecek diye kaygılanırken, Vedat’ın ortasahadaki top kontrolü, takım arkadaşları gelene kadar topu koruyup oyunu sola doğru açması, arkasından gelen paslar ve Vedat’ın tüm bu emeğini ödüllendiren Serdar Özkan’ın güzel ortası…

Bu maçı bu güzel anlarla hatırlamayı tercih edip önümüze bakmak en iyisi sanırım. Mustafa Yumlu, Suat Arslanboğa’yı bırakalım. :slight_smile:

Tabi bir de Mesut Bakkal… Şu ruj meselesi hiç hoş olmadı. Ekin’le maç sonunda Malatyaspor maçında girişmek üzere bir dizi protesto fikrimiz var. Bakalım. İlgilenenler müdüriyete müracaat edebilirler. :wink:

2 Beğeni

Maçın kendisi şahane ama sonucu çok acı oldu. Birbirinden güzel üç gol atıp, birbirinden saçma üç gol yedik. Rakibin kaleye ilk iki şutu penaltı atışları. Bu kadar rahat oynarken nasıl iki penaltı yaptırdık, anlamak mümkün değil.10 kişi kaldığımız bölümde dahi rakipten daha iyiydik.

Mesut Bakkal geldiğinden beri takımda üst düzey bir direniş ve taktik gelişim var. İlk golde Ahmet Oğuz’un pası, (ki Bakkal’dan sonra inanılmaz oynuyor) ikinci golde Uğur’un yaptıkları ve bitirişi, her golde Vedat Muric’in katkısı çok güzel. Bunlar topçu mu la! denilen Scekic ve Osman “kötü oyuncu yoktur, iyi kurgulanmış sistemde her oyuncu iyidir” dedirtmeye mi çalışıyorlar? bir de futbola geri döndürmek için yoğun bakıma aldığımız Serdar Özkan ve Ahmet İlhan (fizik güçleri hariç) kariyerlerinin en verimli günlerini yaşıyorlar. Gençlerbirliği’nin okul olmaktan da öte, özellikle son iki yıldır, futbolcu rehabilitasyon merkezi haline de geliyor. Kariyeri bitmiş, “yetenekli çocuktu ama olmadı” denilenlerin futbola geri döndüğü, bu da topçu mu denilen adamların kendilerini yeniden keşfettiği bir futbol merkezi… Bu yönü de bana büyük keyif veriyor. Açıp bakıyorum bazen, hangi kaybolmak üzere olan yetenek bize gelse de kendisini bulsa diye, İstanbul çöplüğünden bize kalabalık bir liste miras kalmış durumda…

İlk yarısı şahane oynanan, ikinci yarı da iyi giderken yalancı bir rakip oyuncunun (ki daha önce de başka bir sahtekarlıkla petrovic’i attırmıştı) uyanıklığı, hakemin saçmalası yüzünden elimizden kayıp giden bir maç oldu. Bu arada Necdet Abi’nin yukarıda yaptığı “Suat Arslanboğa’yı verelim Cüneyt Çakır’ı alalım” öngörüsü çok doğru çıktı. Olan bizim iki puana olmuş olsa da, takımın geleceği açısından yine umutlandığımız maç oldu. zaten puan/umut oranı en kötü ekibiz, çok umudumuz az puanımız var. Kendi ayarımızdaki takımlara karşı kazanmayı öğrenmeye başladığımızda, rahat bir nefes alacağız ve bunu yeni harika transferlerimizle değil, bizim bebelerle,geçen senenin yedekleriyle, rehabilite ettiğimiz eski yeteneklerle, kendi ürettiklerimizle, futbol oynamayı sıfırdan öğrettiklerimiz ve tabi ki Mesut Bakkal’ın daim olmasını dilediğim futbol bilgisiyle başaracağız. Ah bir de içindeki cinsiyetçi Ümit Özat’ı ortamlara salmasa ne güzel olur.

3 Beğeni

skenicin atılmasına çok üzüldük ama bizden daha çok üzülenler var…
okan buruk meselaa… ve yedek kulubesi de dahil, bütün akhisar topçuları… iki kere idama mahkum ettiğimiz geçen haftanın flaş takımını nasıl oldu da hayata döndürdü, hayret… bir insan vatan haini olsa yapmaz bunu… aynı hatayı iki kere yapıyorsa bu hata değil…

dön dolaş aynı yere gel… "soru: kim yapar bunu?"
mesut bakkal değil morinho olsa ne olacak… bu oyuncu grubu ne büyük maçları oynayabilir nede diğer zavallılarla düşme mücadelesine girebilir… bu oyuncu grubuna en az 8 kaliteli takviye şart… bu da bu yönetimle olmaz…
bu yönetimin aldığı işte bunlar, daha iyisini alabilir diyen çıkarsa atakuleden atlarım… takımda topu ilk defa görenler var yahu…
2m.lik oyuncu bi kere fiziken orta sahada oynayamaz, biz ise ona bel bağlamışız… n’diaye, khalili futbolla en ufak bir alakaları yok… adını bile bilmediğimiz, merak bile etmediğimiz amatörde bile oynayamayacak o kadar adam var ki…
devre arasına kadar mesut hoca sabretse bile; ikinci yarı başlamadan gider…
hiç kimse bizim için kariyerini tehlikeye atamaz… birazda biz çaba göstereceğiz…

1 Beğeni

Uğur olsun da Suat Arslanboğa şahane bir maç yönetsin, ben de maçtan sonra utanıp kendisinden özür dileyeyim düşüncesiyle yazmıştım Serkan. Ama Suat Arslanboğa beni utandırmadı, keşke utandırsaydı. Fenerbahçeliler ve Galatasaraylılar Cüneyt Çakır’a ateş püskürüyorlar. Ben yine aynı şeyi söylüyorum: Her maçımızı Cüneyt Çakır veya Halis Özkahya gibi üst düzey hakemler yönetsin, ben TFF’den başka bir şey istemem. Cüneyt Çakır’ın yönettiği her maçı kazanacak değiliz, hatta belki de birçoğunu kaybedeceğiz ama yenileceksek de Cüneyt Çakır’ın yönettiği maçta yenilelim. Özellikle deplasman maçlarımızda deneyimsiz ve ev sahibi takım taraftarlarının etkisinde kalan hakemlerin görevlendirilmesinden çok rahatsızım.

2 Beğeni

aynen abi. hatta beşiktaş’ın beğenmediği ama bence ülke futbolunun son zamanlarda çıkardığı en iyi hakem, ali palabıyık yönetsin maçlarımızı… hakemler üzerinden futbolu dizayn etmek isteyen istanbul takımlarına üst düzey hakemleri kurban edeceklerine, bu hakemlerin arkalarında durup, alttan gelenlere de cesaretle maç yönetmenin, gördüğünü çalmanın, etki altında kalmamanın değerli bir hakemlik özelliği olduğunu gösterseler şahane olurdu ama kimden bekliyoruz bunları? adamlar özerk aldıkları federasyonu vermişler bir siyasi partinin himayesine, kendi başlarına karar alabilecek nitelikte değiller, emir alıp uyguluyorlar işte…

1 Beğeni

Geldik rövanşa…
Puan cetvelinin bizi ilgilendiren bölümü adeta cadı kazanı.
Altyapımızdan yetişen Soner ve Muğdat rakibin en etkili silahları oldular.
Bize karşı nasıl oynayacaklarını merak ediyorum. Yürütme kurulu bu maçın başlığını açtığında devam etmek üzere…

1 Beğeni