2017-2018 Teknik Taktik / Alanyaspor - Gençlerbirliği

1 Ekim 2017
Pazar
Saat 16:30

Stat: Bahçeşehir Okulları Stadyumu!

1 Beğeni

İki takımın ilk altı hafta istatistikleri bu maçın bol gollü olacağını söylüyor.

1 Beğeni

mesut market ile -artık küçük kasaba bakkalı değil mini market- iyi kötü bir hava yakalamış takımımız, arkadan esen rüzgar ile alanyasporu rahat geçecek gibi görünüyor.
alanyasporun geçen hafta trabzonspor deplasmanında aldığı mantık dışı skor kimseyi yanıltmasın… o skor mümkün değil bir daha olmaz ki; o maçtada öyle bir skoru yakalayacak hiç bi şey yapmadı alanya takımı…

on yılda bir olabilecek skorları her hafta oluyormuş gibi algılamanın bir alemi yok… o maçın tek doğrusu var, o da rakip takımın hocası saffet susiçin devre arsında takımına söylediği “maç 7’ye gidiyor, aman diyeyim rezil olmayın. başka bir şey istemiyorum.”

wagner lowe değil, jony walker olsun isterse… öyle tek kişiyle olacak olsaydı bu işler, bu sene neden bunca para döküldü onlarca transfere?. topla hepsini sadece bir yetenek al, olsun bitsin dimi ama.
takımımız ise organize işler yapmaya çalışıyor. bu açıkça hissediliyor. buna güveniyorum.

2 Beğeni

Ne Alanyaspor’un ne de bizim bebelerin ne yapacağı kestiriliyor. Bu maçta her şey olabilir, Alanya çok atıp çok yiyen takım bizim ise gol yollarında kabızlığımız ortada. Bu maçta bu kabızlığın son bulmasını diliyorum

1 Beğeni

Başakşehir maçını kazandık öyle böyle. Bu maçta da diri bir futbol ortaya koymamız lazım.

1 Beğeni

ben bu sezon ilk defa deplasman için umutluyum. altında her hangi bir gerekçe sebep done yok. sadece his . umarım güleriz

Gayet pozitif top oynarken
Uğur un uyuması hiç ama hiç iyi olmadı!

Yok arkadaş, çok ama çok kötü bir transfer dönemi geçirdik takım olarak. Bu sene gol yollarında hiç üretken değiliz, “Takıma golcü lazım, gol yükünü çekebilecek üretken bir oyuncu şart” diyoruz da golcü gelse şu anki takım planında onun da yapabileceği bir şey yok. Golcünün iş yapabilmesi için orta sahada yaratıcı bir oyuncu lazım, o da gelse savunmaya daha iyi liderlik yapıp top dağıtabilecek bir stoper lazım. Kaç haftadır savunma kurgusundan ve bireysel hatalardan olmayacak goller yiyoruz. Bu sene yapılan transferlerden sadece Zeki, Serdar Özkan ve Skuletic ilk on birde. Kaldı ki Zeki’nin yerine de Ahmet oynuyor olacak.

Sonumuz hayrolsun.

Topu rakip ceza sahasının hemen önüne kadar çok güzel getiriyoruz ama sonrasında o topu alıp kaleye sokacak planlar eksik kalmış belli ki… Eğer devre arasında hoca bu konuda bi’şeyler yaparsa ikinci devrede durumu biraz toparlayabiliriz.
Uğur’un gördüğü gereksiz sarı kartı anlamak mümkün değil! @tanilbora Tanıl abi, hep sen şımartıyorsun bu oğlanı :smiling_imp:

Yazıklar olsun sizin gibi yönetimede yaptığınız transferlerede ne hale getirdiniz ulan takımı

  1. haftanın sonunda 4 puanla ligin son sırasındayız.

Metin Diyadin’in geldiği sene ilk 8 haftayı 4 puanla kapatmıştık. Sonra Mehmet Özdilek gelmiş ve takım bir anda coşmuştu. Önümüzde böyle bir örnek var; ancak o seneki şartlarla şu anki şartlar birbirinden çok farklı. İlk yarı olabildiğinde puan toplayıp, 13-15 puan, sezon arasında kesinlikle bir oyun kurucu ve bitirici bir forvet almamız gerekiyor. Bugün sahada Khalili yerine bir oyun kurucu olsaydı maç çok farklı olacaktı. Yönetim çok hata yaptı, Özat’ı göndererek bir hatasından erken döndü ancak Mesut Bakkal’la anlaştıktan sonraki transfer sürecinde bir tane oyun kurucuyu kadroya dahil etmesi gerekiyordu; etmeyerek adeta kumar oynadı ve eminim Ocak ayında kumarda kaybettiklerini farkedecekler.

Tekrar başa dönecek olursam, ikinci yarı eğer Ankara dışında oynarsak iç saha maçları da deplasman maçı gibi geçeceği için, ilk yarıda ne kadar puan toplayabilirsek bizim yararımıza olacaktır.

Gerçekten De Ders Çıkartmalıyız

  1. haftadayız ve şu ana kadar oynadığımız tüm takımlar gözümüze Barcelona gibi görünüyor. Çünkü hepsinin kadrosunda, birkaç tane sağlam defans, birkaç tane ayağı etkili oyun kurucusu, birkaç tane son vuruşu ve yer tutuşu iyi olan, ve genelde de ismi olan, forvet var. Bunu karşılık “Batı Yakası”nda ise “son 10 yıldır” olduğu gibi, bir kere daha, “soru işaretleri”yle kurulmuş bir toplama takım mevcut.

Buna rağmen, Başakşehir maçında da gördüğümüz gibi, puan ya da puanları sahada mücadele eden takım kazanıyor. Bu yüzden, güzide yönetimimizin daha ilk haftalardan bizleri “mecbur ettirdiği” hedefe yani, kümede kalma hedefine ulaşmak için tek umut kaynağımız bu mücadeleyi, yani takım oyununu sahaya yansıtmamız.

Dün kadrolar ekrana yansıdığında ilk ilgimizi çeken şey, birkaç haftadır hırsıyla takımı ateşleyen Ahmet İlhan’ın yerine Rantie’nin oyunda olmasıydı. Onun dışında cezalı Ahmet Oğuz yerine Zeki geçmiş ve Zeki’nin yerine de Issah sahaya sürülmüştü.

Maçın ilk dakikalarında önde basan ve ileriye doğru çıkmaya gayret eden sürpriz bir Gençlerbirliği vardı sahada. Bu oyun göze hoş görünse de, Başakşehir’den daha seri atak yapan Alanyaspor, daha ilk pozisyonda, sağ bekin ileride kalmasından faydalanarak, havadan sağ kanata uzattığı pasla cezayı kesti. 20’de ise bir başka hava topuyla farkı ikiye çıkarttı.

Kırılgan olan, ve Selçuk gönderildikten sonra sahada lider bir oyuncusu olmayan, takım, maçın daha başında 2 farklı yenik duruma düşünce, arka arkaya inanılmaz defansif hatalar yapmaya başladı. Fakat Alanyaspor’un hovardalıkla harcadığı pozisyonlar ufak bir umutla da olsa, Alkaraların oyunda kalmasını sağladı.

İkinci yarı Skuletic - Ahmet İlhan değişikliği takıma ileri yönlü güç kattı. Serdar’ın soldan ortasına Ahmet’in uçan kafasının direk dibinden dışarı gitmesi maçın başında bu yana Kırmızı-Siyahlıların geliştirdiği en etkili ataktı ama hemen akabinde defansta yapılan inanılmaz bir hata ile fark 3’e çıktı.

Umutlar tükenmişken Ahmet’in attığı golle farkın 2’ye inmesi ve hemen ardından ceza alanı içinde top çıkmak üzereyken Tzavellas’in sert hareketi sonucu kırmızı kart görmesiyle Alanyaspor geri çekilmeye ve Gençlerbirliği “oynuyormuş gibi görünmeye” başladı.

Sonuç olarak evlere şenlik, ama hakkını verelim klas, bir golle Alanyaspor maçı 4-1 önde bitirdi.

Bence oldukça başarılı bir maç yöneten hakem Halil Umut Meler’in tek hatası da penaltı kararını vermemesiydi. Fark bire inse neler olurdu bilinmez ama bu kadar çok defansif hata yaptığımız maçta insanın içinden “günah keçisi” bulmak bile gelmiyor inanın.

Mesut Bakkal maçtan sonra, “bizim için iyi bir ders oldu” dedi. Gerçekten de ders niyetine bir maç izledik. Son haftalarda takım olma yolunda ilerlerken ve güzel bir galibiyete imza atmışken, aslında çok kırılgan bir takım olduğumuz gerçeğini unuttuğumuzu fark ettik.

Ama bu maçta hatırladığımız başka bir şey daha var; 3-0’ı yakalamasına ve bizden çok daha yetenekli bir kadrosu olmasına rağmen Alanya’nın 3-1 ve akabinde verilmeyen penaltı pozisyonunun yaşandığı bölümdeki çöküşünü görmek, skor ne olursa olsun “oyunda kalırsak” özellikle Anadolu maçlarından puanlar çıkarabileceğimizin bir kanıtıydı. O yüzden kırılganlığımızı üstümüzden atıp tekrar takım olma yolunda daha sağlam adımlar atmaya devam etmeliyiz.

Son söz: Düşeriz-kalırız o ayrı mesele ama sezon sonunda, 2007’den bu yana süre gelen ve bu sezon iyice ayyuka çıkan transfer rezilliğinin aktörlerinden hesap sorulmazsa, bu kulübü yöneten herkes bu pisliğe bulaşmış olacak ve bu taraftar asla ve asla bu pisliği unutmayacak! Bundan emin olabilirsiniz!