2017-2018 Teknik-Taktik / Antalyaspor - Gençlerbirliği

9 Aralık 2017
Cumartesi
Saat 16:30

Stad: Antalya Stadyumu

  • Galibiyet
  • Beraberlik
  • Bize yine hüsran

0 oylayan

aman… aman… amaaannn…
öyle bir maç haline geldi ki… olurda bu kadar mı olur…
erken gelen son…

maçı çok ama çok önemli kılan ise diğer tarafta,
gonyaspor ile gardemirgarabük’ün karşılaşıyor olması,
yetmedi osmanlıya aşağıalanya geliyor…
bunela…

lig bu hafta bitebilir yada sonuna kadar devam bileti alabiliriz…

1 Beğeni

Çok kritik bir maç. Biz 11 rakip 14 puanda. Konya ve Karabük karşılaşıyor.

Bizde Uğur cezalı sanırım. Kadro seçiminde Khalili yerine Jailton iyi bir seçim olur eldeki imkanlarla. Ndiaye yerine iyileştiyse artık Lucas oynamalı.
Antalya’da Eto son maçta sakatlanmıştı. Bizim maçta oynar mı bilmiyorum.

1 Beğeni

Maçın hakemi: Alper Ulusoy
Misafir takım bilet fiyatı: 13tl

Jailton Jailton Jailton… 58. dakikada 1-0 öne geçtik.

Ama golün yaratıcısı: Manu Manu ManuManuManu! Manu Manu ManuManuManu! :slight_smile:

Haydi Gençler!

Penaltıdan yediğimiz kötü bir golle maalesef 1-1 bitti.

Eleştirmek için yer aramıyorum takım iyi olsunda biz utanalım ama bugünkü antaltayı ligde her takım yenerdi.birde bu duran topları zekiden başka kullancak adam yokmu.Devre arasında manu ve jailton ayarında transferler şart.

Çok basitce; dakika 88 tabela Antalyaspor 0-Gençlerbirliği 1…Bir anda Jailton’un vakit geçirmek istemesi, sonrası penaltı maç 1-1. Manu atsa alabilirdik, son pozisyonda yesek daha vahim olabilirdi. Giden 2 puan,hemde çok kritik.

maçı izlemedim. maçın adına bakınca 1 puan iyi ama antalyanın kadrodaki eksikleri görünce @Selcuk-1923 'ün dediği gibi düşündüm ben de. Osmanlı kazandı. Muhtemelen Konya da kazanacak. Bu tip şartların bizim lehimize olduğu maçlarda bırakılan puanları aramayız umarım.

Hangi Ara Değerlerimizi Bu Kadar Yitirdik?

Maçın bitiş düdüğü ardından sinirle arkamı döndüm ve arkadaşlara dert yanmaya başladım. “Oldukça kötü bir performans sergileyen, pozisyon yaratamayan, mental olarak kötü günler geçirdikleri her hallerinden belli olan Antalyaspor karşısında üstün oynayıp bir de öne geçtikten sonra ne gerek vardı bu kadar korkup, gömülmeye? Jailton’un şov yaparcasına 2 kere kendini yere atıp rakip oyuncuları, taraftarları hatta hakemi azdırmaya, kendi takım oyuncularını mental ve fiziksel olarak oyundan uzaklaştırmaya ne hakkı vardı?” diye…

Bu arada Mehmet Soylu’nun sesini duydum, “Mali gelsene bak burada ne var!” Sinirimden olacak, “ne olabilir ki!” diye kendi kendime söylenerek yürümeye başladım. Yanlarına gittiğimde, Mehmet Abi, “bak bu arkadaşlar Isparta’da okuyorlarmış ve Behzat Ç.’yi izleyip Gençlerli olmaya karar vermişler. Bu da ilk maçlarıymış, kalkıp Isparta’dan gelmişler” dedi. “Nasıl Gençlerli Oldum” hikayelerine bayılan biri olarak maçı unutmuş hikayenin güzelliğine dalmıştım. Tanıştık, muhabbet ettik ardından da bir anı fotoğrafı çekeyim diye Mehmet Abi, Sultan ve Necet’ten poz vermelerini rica ettim. Mehmet Abi, “sen de gel mali” dedi. Telefonu bir başka arkadaşa verip fotoğraftaki yerimi aldım. Günün en güzel hikayesiydi…

Birkaç saat sonra telefonuma mesajlar yağmaya başladı. Ümit Özat, daha önce küfrettiği ve bu yüzden de davalık olduğu Mehmet Abi’ye oğlu Ömer’in önünde küfür ve tehditler yağdırmış. Futbolculardan Zeki Yavru ve görevini bilmediğim ama Özat’ın yanından bir dakika ayrılmayan Mustafa Çevik, korkmuş bir şekilde ses kaydı almaya çalışan Ömer’in telefonunu zorla alıp kayıtları silmiş. Olay hem uçağa giden otobüste, hem de uçakta devam etmiş, Özat susmasını isteyen yolculara bile terslenmiş.

Şaşkın bir şekilde yazılanları okurken aklıma Necdet ve Sultan geldi. Tüm iyi niyetleri, tüm sevgi doluluklarıyla kulübe sempati duyan, ceplerinden verdikleri parayla atlayıp deplasmana gelen, takımı destekleyen Necdet ve Sultan! Birkaç saat önce kendileriyle muhabbet eden, hikayelerini öğrenen ve heyecanla diğerlerine aktaran, fotoğraf çekindikleri Mehmet Soylu’nun kulüp teknik direktörü tarafından saldırıya uğradığını öğrenince, sempati duydukları Gençlerbirliği hakkında ne düşüneceklerdi?

Rakip takım, taraftar ve futbolcularına her koşulda saygı duyan Gençlerbirliği mi gerçekti, yoksa teknik direktörü herkesin önünde, oğlu yanındaki taraftara saldıran, küfürler eden ve tehditler savuran Gençlerbirliği mi gerçekti?

Kulüp ve taraftarların ilmek ilmek örerek oluşturduğu değerleri, yaklaşık bir yılda yok etme başarısı gösteren güzide Gençlerbirliği yönetiminin, susmaya devam ederek suça ortak olduğunu anlaması için daha ne kadar rezilliğe imza atılması, daha ne kadar değerlerimizin aşağılanması gerekiyor bilmiyorum ama, en azından birileri, her koşulda, “unutulmamalıdır ki ben İlhan Cavcav’ın oğluyum” diye övünen Murat Cavcav’a, babası döneminde böyle rezillikler yaşansaydı, İlhan Cavcav ne yapardı, onu söyleseler bari…

2 Beğeni