2017 - 2018 Teknik Taktik / Gençlerbirliği - Fenerbahçe

İlhan Cavcav sezonunda 3.haftada kendi sahamızda Fenerbahçe ile karşılaşacağız. Maç pazar günü, maç hakkında öngörü ve tartışmalarımızı bu başlıktan yapalım.

1 Beğeni

görseli yok mu bu başlığın :slight_smile:

Biletler: Kale Arkası 82 ₺
Maraton 109 ₺
Kapalı 162 ₺

Fb’ye yeni yönetmelik gereği sanırım 2000 kontenjan verecez.

Bu fiyata bilet almaktansa hala kombine almayan varsa kombine alsın derim.

1 Beğeni

O görsel olayını ben yapamıyorum Serkan abi, kusura bakma yetkili merciler gönderimi düzenleyebiliyorsa eklesinler lütfen :slight_smile:

Ben bu maçta 1 puana razıyım.

Kombine satışları pazartesiye kadar durmuş bu arada.

Bu maç için umudum yok. Tamamen oyuncularımızın bireysel çabasına kaldık gibi geliyor bana.

Fenevlilere 1052 Bilet ayrılmış. Gerçekten güzel hareket!
Özat ile birlikte stadda 1053 Fenevli olacak demek ki :slight_smile:

Fenerbahçe’yi yenmek hele hele Ankara’da yenmek en güzel taraftarlık anlarımın ilk sıralarında yer alır. tuttuğum takım yenilsin diye bir isteğim hiçbir zaman olamaz. ancak yenebileceğimize hatta hareketli oyunda gol atabileceğimize dair hiçbir inancım yok. Ayrıca yensek bile maç sonu o eski fener galibiyetlerindeki gibi bir sevinç hissetmeyecekmişim gibi hissediyorum. Sanırım taraftarlık bu değil, ben gençlerbirlikli değilim, tribünde bu yıllık görevlendirilmiş bir dış mihrakım.

1 Beğeni

Bizim kulübün tasarrufu değil, güvenlik toplantısından çıkan karar sonucunda en fazla kapasitenin yüzde 10’unu rakip taraftara verebiliyorsun

bugün fenerbahçe deplasmanda bu ligdeki diğer 16 takımdan herhangi biriyle karşılaşsa en az birkaç farkla mağlup olurdu. başka da değerlendirmeye gerek yok bence. kırmızı kart vs onlar detaylar.

Ümit Işığı Bile Olmadan

Özat, lige kötü bir başlangıç yapan Fenerbahçe’ye karşı, Ahmet Oğuz, Luccas, Politevich, Uğur ve Halil İbrahim’den kurulu 5’li savunma, önlerinde Guidileye - Issah, ortada Manu ve Ahmet İlhan ve en ileride Rantie tertibini sahaya sürdü.

Maçın başında, ilk iki haftaya göre, önde basan bir Gençlerbirliği vardı sahada. Fakat gol girişimleri, ilk iki haftada olduğu gibi, sadece ileriye top şişirip Rantie, Manu ya da Ahmet İlhan’ın topu alıp “gereğini yapmasını” beklemekle sınırlı kalıyordu. Buna karşılık elindeki kaliteli kadroya rağmen Fenerbahçe sıfıra inip ceza alanına pas çıkarttığı birkaç pozisyon dışında ne oyunu kontrol edebiliyor ne de organize olabiliyordu.

20’de sol kanattan yapılan ortaya Halil İbrahim’in ters kafa vuruşuyla Kırmızı-Siyahlılar yenik duruma düştüler. 37’de Gençlerbirliği ilk kez topu sıfıra indirerek farklı bir gol girişimine imzasını attı. Uğur’un ortasının ardından kazanılan penaltıyı Ahmet Oğuz gole çevirse de 42’de Rantie’nin Hasan Ali’yle “gereksiz” didişmesi sonucu gördüğü kırmızı kart Alkaralar’ın gardını düşürdü.

Gençlerbirliği Manu - Murat Duruer değişikliği sonucunda ikinci yarıya kendi sahasında oyunu kabul ederek başladı. 52’de Jailton oyuna girdikten sonra ise, ilk yarıda olduğu gibi, en ileriye geçen oyuncuya top şişirerek tek başına gol aramasını bekledi. Ama bu nafile oyun tarzı sonucunda atak üstüne atak yedi ve 67’de Ozan Tufan’ın golüyle bir kere daha yenik duruma düştü.

2-1’den sonra Gençlerbirliği ileri yönlü daha etkili oynamaya çalışsa da, takımın maç boyunca neredeyse hiçbir organize işe imza atmaması oldukça düşündürücüydü. Bir kezlik halı saha maçı için bir araya gelmiş mahalle takımı gibi kimse kimsenin ne yaptığını bilmez bir halde koşuşturup duruyordu. Bireysel çabalarla rakibe basıp top kazanılıyor ama bu kazanılan top hiçbir şekilde tehlikeli bir pozisyona dönüşmüyordu.

Tabi bunun en önemli sebeplerinden birisi, 11 yeni transfer yapılmasına rağmen, maçın gidişatını değiştirebilecek bir oyun kurucunun ya da takımı yönetecek bir oyuncunun alınmamasıydı. Son sezonlarda Vleminckx, Hleb, İrfan, Selçuk, Djalma, Serdar, Aydın vs. bu görevleri üstlenip takımın ayakta kalmasını sağlıyordu. Ama gelinen noktada bu “direnci” ya da gidişata göre “gazı” verecek, takımı yönlendirecek hiçbir oyuncu kadroda yer almıyor.

Murat Duruer’in gördüğü gereksiz iki sarı kartla takımı 9 kişi bırakmasıyla “hani olur da beraberliği yakalarız” umutları da yerle bir oldu.

Yenilgiden ziyade, takımın özellikle gol atma konusunda sergilediği oyunun geleceğe yönelik en ufak bir umut ışığı bile göstermiyor olması taraftarlar adına oldukça kaygılandırıcı ve can sıkıcı. Bir de buna ilk haftadan 3 oyuncusunu kameralar önünde suçlayıp kadro dışı bırakan, her ağzını açtığında altyapı hocalarını, gazetecileri, yöneticileri, taraftarları, futbolcuları vs. suçlayıp cephe açan, kısacası kaos ortamından beslenen teknik direktör Ümit Özat’ı da ekleyince kaygılar ve can sıkıntısı ikiye katlanıyor.

Milli maç arasının, sihirli bir değnek vazifesini üstlenmesini beklemek dışında elden hiçbir şey gelmiyor…

Bu haftaları aramayacağımızı Ümit ederek, bekleyelim görelim. Bakalım neler olacak…

1 Beğeni

Hayatımda gördüğüm en kötü Fenerbahçe idi dün akşamki Fenerbahçe.
**Benim bir futbolsever olarak düşüncem her iki takım da milli maç arasını iyi değerlendirerek **
HER İKİ TAKIM da ÖZAT ve KOCAMAN’ı YOLLAMASI GEREKİYOR!
İnsanı futboldan soğutan insanlar bunlar!

1 Beğeni

Oynamamak ve oynatmamak üzerine kurulu sistemimizle devam ettik. Ümit Özat’ın bize en büyük zararı, hepimizi biraz futboldan soğutması oldu. Ayağımızı sürüye sürüye geliyoruz maçlara, çünkü daha maç başlamadan keyifsiz kara kuru bir futbol olacağını biliyoruz. Yine yanılmadık. Bizim kötü futbolumuza Aykut Kocaman’ın kötü futbolu eklenince ortaya ucube bir futbol maçı çıktı. Şimdilik tek heyecan heyecan Jailton, tabi heyecanın büyüğü sene sonunda bekliyor bizi, ya bizden kötü üç takım daha çıkacak, ya da böyle bağıra bağıra küme düşeceğiz.

1 Beğeni

Maçtan aklımda Muriç’in şutu aklımda kaldı, gol olsa güzel olacaktı.

Takım için diyebileceğim,berbat ötesi durumda 3. hafta sonunda ligin dibindeyiz. Düzgün transferi geçtim, Özat eldeki oyunculardan doğru bir kadro ve doğru bir dizilişle sahaya çıkmıyor. Trabzon maçında Rantei olmayacak. Murat Duruer’in olmaması önemli değil.

Olacağı bildiğiniz halde bir mucize mutlu son beklersiniz.

Geldiğim otobüste Beşiktaş maçından dönen formalı 5-6 taraftar vardı. İçimden Ankarada yaşayıp Gençlerbirliği varken insan nasıl başka takım tutar diye geçti.

Fenerbahçe sarı renkli formaları gibi geçici olabilirdi. Freudyen analizlerle çocukluğuna inilmesi gereken taraftarları bile mazur görülebilirdi.

Ne varki Özatın bilgisayar ya da playstation oyunu oynar gibi bir dizilişle saha çıkması, sahada oyunu kuracak bir lider olmaması…

Hakem ve medya gerçekliği, yanlış oyuncu tercihleri (murat duruerin oyuna girmesi) vedata daha geç şans verilmesi fenere hayat öpücüğü vermemize yol açtı.

Bundan sonra işimiz zor, ancak Özatın kovulmasıyla başlayabilir herşey

Görünen köy kılavuz istemiyor. Bu sene düşmenin en büyük adaylarından olduğumuzu yönetim dışında herkes fark etti. Bizden kötü 3 takım bulunur diyen yöneticileri dinleyip umutlanmak istiyorum ama ne yazık ki bizden daha kötü 3 takımı göremiyorum ligde.

Oyun olarak ilk iki maçtan daha diri gözüksek de ben bunun biraz da fenerin kötülüğünden kaynaklandığını düşünüyorum. Hücumda yine çok etkisizdik ve Selçuk ya da Hleb gibi bir oyuncunun eksikliğini takım fazlasıyla hissediyor. Karabük maçında bu görevi Khalili üstlenmeye çalışmıştı 2-3 tane kilit pas da vermişti. Bu maçta o da yoktu. Herkesin bahsettiği gibi 2 senedir oynadığımız tarzda uzun topla gol arıyoruz fakat bu sene ne Djalma, El kabir ne de Serdar, Aydın var. Jailton bir pırıltı gösterdi ama onlar kadar etkili olacağını düşünmüyorum. Umarım ben yanılırım.

Fikstürümüz çok zorlu. 6 maç sonunda 1 puanda kalmamız kimseyi şaşırtmayacak.
İnşallah bazı şeyler için geç kalmış olmaz yönetim ve seneye bize ‘ptt liginde’ Ankara derbisi izletmezler.

Biraz konu dışı olacak ama maçta bir husus canımı çok sıktı. Ücretsiz dağıtılan formaları birden fazla alanlar vardı. Hatta bunların azımsanamayacak bir kısmı fb’lilerdi. İşin daha kötüsü bu arkadaşlar formaları üzerine oturmak için kullandılar. Forma kutsallığı vb tarz muhabbetlere girmeyeceğim lâkin yapılan büyük saygısızlık. Tepkimi koyacaktım, yapmadım. Ortam gerilsin istemedim. Bu tarz şeyleri yaşamak, bunlara şahit olmak istemiyorum kendi adıma. Bu konuda bir şeyler yapmak lazım. Türkiye 'de herhangi bir rakip takım taraftarının en rahat maç izleyebileceği yegâne tribün Gençlerbirliği tribünü. Bununla yeri geliyor övünüyoruz da… lakin bu son şahit olduğum durum fazlasıyla canımı sıktı sevgili arkadaşlar.

Hiç bir umudumuz olmasa da maçı kazanma arzusuyla izledim.
Evet belki bazı arkadaşlar Özat bir an önce gitsin, bu acı bir an önce bitsin diye sitem ederek takımın yenilgisini bile düşünmüş olabilir. Okula gönderdiğiniz, başarılı olsun diye çabaladığınız çocuğunuzun Öğretmeni berbat diye sınavından zayıf almasını ister misiniz? Ben istemem.
Maça gelirsek:
Hopf’ta biraz düşüş var. İssah iyi gidiyor. Diallo ve Manu ve Çin’den yeni gelen Brezilyalı iş yapabilir.
Ancak buna karşılık Murat Duruer’i kurtarıcı diye oyuna alan hocadan zerre umudum yoktur.
Bu FB’ye bir biz yeniliriz bir de GS.