2017-2018 Teknik-Taktik / Gençlerbirliği - Galatasaray

9 Nisan 2018
Pazartesi
Saat: 20:00

Stad: Ankara 19 Mayıs Stadyumu

  • Galibiyet
  • Beraberlik
  • Bize yine hüsran

0 oylayan

1 Beğeni

10 maçlık yenilmezlik serisinin ardından 4 maçlık bir galibiyetsizlik serimiz oldu. Eğer Özat istifa etmez ya da yönetim tarafından gönderilmezse bugünkü tabloya göre bu maçtan puan alma şansımız oldukça düşük. Eğer Özat gönderilir ya da istifa ederse, yerine de takımı kısa süre içerisinde gazlayabilecek bir hoca getirilirse bu maçın bir puanına ortak olabileceğimizi düşünüyorum.

3 Beğeni

(Eski td) Özat alınmasın ama artık her maçımızı almalıyız
3 puan için takım olarak tüm maçlarda kırıp parçalamalıyız kendimizi sahada
Çünkü kafa olarak düştük…
Rakipten bağımsız olarak bu maç da öyle bundan sonrakiler de

2 Beğeni

Kendini td sanan şahsiyet acıtasyon yapıyo aklısıra ya ben bırakacam yada bikaç kişi kadro kışı kalacak diye başkanda daha önce özatı yeniden getirerek ne kadar doğru bişey yaptım dediği için lafını yiyemicek ve arkandayız dicek
Yani uzun lafın kısası düşüyoruz işte birinci lige kimse takmıyor … anladınız siz

sevgili Selçuk-1923 kardeşim, başkanımız da aynen onu dedi…
“daha önce göndermekle hata yapmıştık falan, düşersek bu büyük insanla kalırsak da bu değerli teknik direktörle kalacağız filan” dedi…
bahsettiği şahıs yanında çocuğu ile desteğe gelen taraftarı dövecek kadar ilkel zihniyete sahip bir yaratık…
gençlerbirliği can çekişiyor… ülkenin en güzide, en sorunsuz kulübü bu yönetimi haketmiyor…

ama başkanımız ve düşmeyi hala dünyanın sonu zanneden -varsa- arkadaşlarım rahat olsunlar…
düşmüyoruz… ya da bunları konuşmak için daha çok erken… takımdaki rahatlığa dikiz…

bu haftaki galatasaray maçından sonra gelen kayserispor deplasmanımızdan sonra oturup çok daha sağlıklı hesap yapabileceğiz… kayseri deplasmanıyla başlayan son düzlükte düşme hattının en büyük müşterisi olarak gördüğüm osmanlıspor ve antalyaspor ile maçlarımız var… ki; antalyaspor bizim maça kadar da oldukça hırpalanmış olarak gelecek karşımıza… başka bir şansımız da düşme hattında kimin adı geçiyorsa birbirleriyle maçları var…
tabii bunlar bizi ilgilendirmiyor ve planlarımızı bu maçlara bağlı kalmadan kendi göbeğimizi kendimiz kesecek yönünde yapmalıyız…
o da nedir?. önümüzdeki osmanlıspor ve antalyaspor maçlarını şartsız kayıtsız almak ve geriye kalan 5 maçımızdan sadece 1 puan çıkarabilmek…
34 puan bu kepazelige tutunmak için yeterli olacaktır diye düşünüyorum…

Abilerim kardeşlerim düşülür çıkılır bunlar olacak şeyler benim isyanım bu durumun taraftardan başka kimsenin umrunda olmamasına
Elimize gelen fırsatların hiçbirini kullanamadık alanya Akhisar kaç günlük kulüpler evinde yenemiyosun malatya kimde gidip dört yiyosun halada bu rezaleti savunan yönetim ve hoca sanılan şahıs başımızda ya ona şaşıyorum en çokta zoruma giden işimiz o kadar imkansız değilken en ufak bi ışık görememek takımda

1 Beğeni

Við þurfum einingu meira en nokkru sinni af vatni á mikilvægum daga, horfðu á liðinu. Tæknistjóri, horfðu á Arsenal. Þú hættir, ekki láta þitt lið þjást sársauka fall og aðdáendur alvarlega.

bir millet uyuyorken daha,
alt yapıyı herkes kanalizasyon zannederken bizim alt yapı süper lige çıkmış aha bu takım zannedilen gazsarayı ufak parçalara ayırarak çiğniyordu… o günlerden bu günlere "yapma altınordu acıtıyorsun"a geldik…

neyse geldik ya… buna da şükür…
geldiğimiz bu günde bu galatasarayı yenmemiz çok zor… şimdi alları çıkarıp karaları gimeyelim de; bundan sonraki maçımız kayseri deplasmanı… onu da unutun…

bizim yontma taş devri td’sini ve futbolcuları rahatlatan şeyin 30. haftadan sonraki fikstürümüz olduğunu sanıyorum… hem osmanlıspor hemde antalyaspor ile maçlarımız var ki; düşecek olan zaten bu ikisi ve düşürecek olan da biz olmalıyız… her şey bizim ve alanyasporun elinde… antalya diğerlerinin hata yapmasını bekleyecek…
çok iyi biliriz o duyguyu…

Gelemeyecek olan varsa 1 adet kombineye talibim :innocent: 05058850203

7 sene önce çekilmiş, umarım bugün şanslı oluruz

2011%20Gen%C3%A7ler

1 Beğeni

Konya alanya antalya yendi görüyorumki herkeste bi çaba bi mücadele insanın içi yanıyor belki ama düşmeyi fazlasıyla hakediyoz galiba
Bazen yükselmek için dibe vurmak gerekebilir başka türlü bu başkanın ve hoca zannedilen şahısın elini çekeceği yok gibi

bunlar dusunce de biz dusurduk biz cikaracaz derler yine birakmazlar. mayis ayini gormeden dusecez bu gidisle.

Her ne kadar galibiyet golüyle büyük bir sevinç yaşasam da, tribünde çileden çıktım. Duyduğumda şok olduğum “İ**e Cimbombom olamazsın şampiyon” şeklindeki ilk küfrü Cephe’nin başlatmış olduğunu öğrendim. Şaşırmadım çünkü D blokun ceza aldığı ve yanlışlıkla o bloktan kombine alıp maça gelemeyen arkadaşım yüzünden zaten kızgındım onlara. Ancak Nedim Abi’nin grubunun da küfrü sürdürdüğünü görünce kahroldum. Küfrü 6-7 kez durmadan söylediklerinde normalde 1-2 kere tekrar eden küfür duyduğunda müdahale eden Nedim Abi’nin hiçbir müdahalede bulunmaması benim gibi sakin bir insanın çıldırmasına yetti. Avazım çıktığı kadar “küfretmeyin, ceza yiyecez” diye bağırarak kendimi ona duyurmaya çalıştım. Çevremdeki herkes bana garip garip bakarken bağırırken yanlışlıkla kafasına tükürükler saçtığım babam yaşındaki adam arkasını dönüp “kafama geliyor” diye tepki gösterdiğinde gözümün döndüğünü görüp üzerime gelmekten vazgeçti ve ben de Nedim Abi’nin küfürü susturması üzerine sakinleştim. Passolig çıktı çıkalı bozulma had safhaya ulaştı. Eskiden küfür duymazdık, niyetlenen de susturulurdu. Şimdi ne değişti? Neden benden başka kimse tepki göstermeyince ya da destek çıkmayınca ses tellerimi zorlayarak yırtınmak zorunda kaldım? Kimse mi artık küfürden dolayı ceza almanın çok kolay olduğunu bilmiyor?

Öncelikle bu uzun süren küfürlü tezahürat, taraftar desteğine en çok ihtiyaç duyacağımız ve benim de nikah dolayısıyla maalesef bulunamayacağım Osmanlı maçında çok canımızı yakacak. Duyamadığım için bilmem D bloku bilmem ama Alkaralar’la Kardeşler’in arasında maç izleyen biri olarak şundan eminim ki, C blok kesinlikle ceza alacak. O kameralar boşuna Cephe ve Kardeşler gruplarının tam önüne konuşlandırılmıyor.

Bize yakışıyor mu? Nerede tribün? Nerede kültür? Nerede centilmenlik? Bizanslıların şampiyon olma kavgasından bize ne?

Ayrıca inşallah bu galibiyet mayıs ayındaki kongrede umarım Murat Cavcav’ın ayağı kayar ve Özat da onunla birlikte gider. Çünkü mutlak kazanılması gereken Alanya ve Malatya maçlarında öyle puanlar kaybedildi ki, sırf o yüzden Maicon’un da hediyesiyle hiç hesapta olmayan bir maçı kazanarak mucize başardık. Bundan sonra en önemli maç Osmanlıspor FK maçı. Onları yenemedikten sonra bu galibiyetin hiçbir anlamı yok. Hatta Osmanlı’yı yenemezsek yok yere Başakşehir gibi bir proje takımını şampiyon yaptık diye de üzülürüm. Osmanlı’nın fikstüründe hep kuvvetli takımlar var. Yendik mi onları küme düşürmüş olup 1. Lig’deki oyunları bozarlarsa Ankaragücü ile yeniden nostaljik Ankara derbilerine Süper Lig’de devam edebileceğiz. En büyük temennim bu yönde…

Son olarak, metroda sohbet ettiğim Ankaralı Galatasaray taraftarlarının da “kaybettiğimize üzüldüm ancak en azından Gençlerbirliği’nin ligde kalma şansı arttı” şeklinde kendilerini teselli edişleri ufak bir mutluluk verdi. Ben de onlara “kadronuz iyi, inşallah Başakşehir’i yenerek şampiyon olursunuz” şeklinde temennilerimi ilettim.

2 Beğeni

sevgili sabrican kardeşimin duyarlı davranışını ve özetleyen mesajını destekliyorum.
bize yakışan budur. o tezahürat duyulmamıştır zaten, duyulsa da dokunmamıştır bile… çünkü onlar daha şiddetli küfürlere maruz kaldıkları için bu oblara vızıltı gibi gelmiştir. onları fazla ilgilendirmiyor yani…
ama bu seviyesizlik bizi ilgilendiriyor. bizim gelenek ve centilmenliğimize taban tabana zıt… nooldu bir galibiyet alınınca bizde onlar gibi mi olduk yani… şimdi birde bu mesnetsiz tavırla özdeşleştirilsek; kim ne diyebilir?.
bir farkımız olmalı…

maçtan bir puan beklerken cimbom değil, cimboşun anlaşılmacak derecede umursamaz oyun sitili üç puanı getirdi… şimdi nasıl olduğunu konuşacak değiliz… nasıl olduğunu herkes gördü… 1930 ların silemediğimiz korkan, tırsan, sinen ve bir kere çıkıp sokan taktiği milyonuncu kez sonuca ulaştı ve şampiyonluğa oynayan takım, küme düşmemeye oynayan takıma yenildi… bu sadece bizde olmaya başladı… farkındamısınız?.

dedik ye boş ver şimdi… aldık kabul ettik…
üç puan üç puandır… ama gardemir garabükü yensende üç, cimboşu yensende üç olduğundan durum ancak ve ancak “birazcık” iyileşti…
fazla da değişmedi sayılır…
esas mesele hala 30. haftada başlıyor… osmanlıspor ve antalyaspor maçlarımız…
ki; bence düşecek olan diğer iki takımda bunlar…
düşürecek olan da biz olmalıyız…

durum hala budur… ve eskisinden “birazcık” daha rahat(!) olduğumuz için bunlarla olan iki maçımız da daha bir önem kazandı artık…

3 Beğeni

Tribünde edilen küfür beni de çıldırttı!
Bize ne kim şampiyon veya değil.
Gençler kümeye diye bağırdılar ve gs liler haklıydılar!!!
3 puan 3 puandır, Ama sadece 3 puandır!
Sırada Kayseri maçı var.
Osmanlı ve Antalya final maçları…
Asıl ligde kalmamızı sağlayacak maçlar bunlar…

1 Beğeni

Takımın forvetsizlik sorunu hat safhada!
Takımı kurtaran defans hattı ve gs nin la zaten alırız kafası idi
alper ve palitseviç i en çok beğendim.
maçta manu ya kızdık da en iyi ara pasları o vermiş özetlerde :slight_smile:

1 Beğeni

Kafamdakileri tam olarak dökebilirsem biraz uzun bir taktik analiz olacak gibi görünüyor.

Beklentimin tamamen dışında bir maç oldu.
Geçen hafta Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final maçlarında Liverpool, Jürgen Klopp’un alamet-i farikası olan “gegenpressen” ile Man City’i darmaduman etti. Topa sahip olmayı tercih eden Guardiola ve City öylece izledi maçı.

City’nin ŞL’de yaşadığı sürprizin Premier League boyutuna taşınmış hali Burnley’in bu yılki lig performansı. En nihayetinde, Chelsea’den deplasmanda üç puan almak, Tottenham ve Liverpool’dan birer puan almak hiç de öyle şans işi değildir. Hali hazırda şampiyonlukların gediklisi altı takımın hemen altında, yedinci sırada yer alıyorlar. Çok da mütevazı bir kadroları var. E nasıl oldu da Burnley buralara geldi, Liverpool’un gegenpressen taktiğinin bununla ne alakası var?

Olay çok basit, 2018’de üst düzey futbol ve taktikler bir taş-kağıt-makas oyunundan ibaret. Taş gegenpressen, makas topa sahip olma, kağıt da savunma kurgusunu geride başlatma. Burnley teknik direktörü Sean Dyche’ın sisteminde hücum edilirken bekler ileri çıkar ancak ikili orta sahalar olağan dışı durumlarda pek ileride görülmez. Buradaki en kritik nokta, uzun toplarla ileriye çıkabilmeleri. Özellikle orta sahanın hemen önünde şok presine başlayan takımlarda oyuncuların kademesinin bozulmasıyla ters kanada atılan top çok büyük bela yaratabiliyor rakip adına. Hava toplarına hakim bir santraforunuz varsa da ■■■■■■■■■■■■■■ı böyle böyle dize getiriyorsunuz. Savunmaya döndüklerinde 4-2-3-1 veya yorumunuza bağlı olarak 4-4-2 oynayan takımın orta sahası beşlenir. Topa sahip olmaları hiç problem değil. Rakip takımın santraforu çok hızlı olsa da 28-33m arasında kurulan savunma çizgisinden geriye kaçabilecek bir babayiğit Premier League’de var mıdır, emin değilim. geride Benzer bir oyun planı, fakat çok kötü bir oyuncu grubu ile Galatasaray’ı dün akşam bu şekilde yendik.

Senenin başında Galatasaray, Tudor ile çok ciddi kondisyon antrenmanları yapmıştı ve bu durum da basını hayli meşgul etmişti. Hakikatten de şu şok presi olayını çok iyi uyguluyorlardı. Badou Ndiaye’nin sürekli rakip oyuncuya baskı yapması, Gomis gibi fizik gücü yüksek bir santraforun karşısındaki oyuncuyu kenar çizgilerine sürükleyen presi hayli etkileyiciydi. Sorun şu ki, bu deli danalar gibi koşup baskı yapma olayı Abdullah Avcı ve Şenol Güneş gibi hocalara işlemiyor. Üstüne Yeni Malatya’nın da kapalı savunmasının çözülememesi, Tudor’un ipini çekmişti.

Akşam beşli savunma ile maça başlıyor oluşumuzun bize pahalıya patlayacağını düşünmüştüm ancak Pogba’nın Gomis’i harika marke etmesi, Fatih Terim’in 45’te yapması gereken Eren hamlesini 60’a sarkıtması bu sürpriz sonuca neden olan iki büyük faktör. İlk 45 dakika 30-35m arasında kurulduğunu tahmin ettiğim savunma hattımız ve çakılı stoperlerimizin önünde sabit duran ön liberolararımız Galatasaray’ın oynamasına izin verdi vermesine, ancak bal yapmayan arı misali, oradan oraya vızıldadı sadece Galatasaray. Üstüne kısa paslarla set oyunununa dönmek yerine doldur-boşaltları tercih edince film koptu.

Biz Burnley’in oynadığı oyunu oynayabilecek oyunculara sahip değiliz. Skuletic uzun boyuna rağmen gerçekten hava toplarına hakim değil, Jailton zaten hepimizin malumu, bu konu üzerine kendi başlığı var forumda. Deniz Yılmaz’ın bu çağda bu top kontrol yeteneğiyle Türkiye’de Süper Lig’de oynayabilmesi trajikomik. Klasik bir 6-8 numara anlamında topu ters kanada çevirebilecek biri yok elimizde. Hep söyledim, yine söylüyorum. Burada menajer oyunlarıyla pahalı transfeler yapmamış olmamız zaten üzücü ancak kadro mühendisliği konusunda halimiz içler acısı.

Bu kadro ile tek şansımız, hızlı oyuncularla kontra denemekti. Benim endişem 30’dan veya 45’ten sonra oyun planı konusunda takımın saçmalamasıydı. Manu’nun 65’ten sonra kolunu kaldıracak durumda olmamasına rağmen doğru pası vermesi takdir edilesiydi. Alper tavana vurdu, en doğrusunu yaptı. Sergey’in bir libero gibi boşta kalan topları uzaklaştırması alkışı hak ediyor. Günün sonunda öyle ya da böyle galip geldik.

Şimdi beni düşündüren maçlar yeni başlıyor. Kayseri bir süredir formsuz, Osmanlı ve Antalya kümede kalma konusunda doğrudan rakiplerimiz. Yukarıda dedim ya, pres oyununa karşı doğru şeyi yaptık. Galatasaray büyük bir takımdı ve buna göre oynadık. Peki dişimize göre rakiplere karşı ne yapacağız? Bugüne kadar yaptıklarımız güven veriyor mu? Bence hayır. O yüzden tedirginim.

Teknik direktörümüzün protesto edilmesinin yegane sebebi de bu zaten.

Akşamki küfür meselesi ve sabah gruba atılan videolar mide bulandırıcıydı. Uzun yıllardır İngiliz profiline yakın ve centilmen olarak bilinen Gençlerbirliği taraftarının küçük bir grubun gazıyla karşı takıma aleni biçimde küfür etmesi kabul edilemez. @umityasar’ın da dediği gibi, bizim şampiyonlukla işimiz yok. Futbol, bizim için kümede kalmak Küfürlere rağmen, taraftarların içinden bu küfre muhalif sesler çıkması teselli ediciydi.

4 Beğeni

Üç puana sevindik ama özellikle bizim bulunduğumuz C Blokta konuşlanan kendini bilmezlerin küfürlü tezahüratlarına çok canım sıkıldı. O gürültüde sesimizi duyuramamak ve onları susturamamak da ayrıca üzücü oldu. Şimdi önümüzdeki çok kritik Osmanlıspor maçında C Blok olarak ceza alırsak bunun kime ne faydası olacak? Ligin ilk yarısında D Blok’un aldığı ceza kimseyi akıllandırmadı mı? Bize ne başka takımların şampiyonluk mücadelesinden! Kim şampiyon olursa olsun, bize ne! Biz D Bloktakilere ne haliniz varsa görün deyip C Bloka kaçtık geldik ama yine kurtulamadık. Artık C Blokta bu terbiye yoksunu kendini bilmez güruhla birlikte maç izlemek istemiyorum. Ama kombinemiz C Blokta olduğu için katılmadığımız bir küfürlü tezahürattan dolayı biz de sorumluyuz. Bu nedenle de adeta bir kıskaç içindeyiz. Bazen keşke kombinemi B Bloktan falan alsaydım diyorum. Küfürlü tezahürat yapanlar, hiç mi taraftar büyüklerinizden bir tecrübe kazanmadınız? Böyle terbiyesizlik yapacaksanız, küfür edecekseniz gidin başka yerde yapın. Gençlerbirliği taraftarlarının centilmen taraftarlık anlayışını lekelemeyin.

3 Beğeni

Kazanan her zaman haklımıdır kazanırkende eleştiri yapmalımıyız
Dün 90 dakka boyunca sahanın en kısa adamına top şişirmek nasıl bir oyun anlayışıdır çözemedim
dün allahtan cincon iyi değildi ve dün benimde çok kızdığım manunun kişisel becerileriyle çok kritik bi galibiyet aldık inşallah gerisi gelir

1 Beğeni

Bu sefer sadece cincona ceza vermişler.
“GALATASARAY A.Ş.'nin, 09.04.2018 tarihinde oynanan GENÇLERBİRLİĞİ - GALATASARAY A.Ş. Spor Toto Süper Lig İlhan Cavcav Sezonu müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle ve bu eylemin aynı sezon içinde misafir kulüp olduğu müsabakada 3. kez gerçekleştirilmesinden dolayı 45.000.-TL PARA CEZASI ile cezalandırılmasına,”