2017-2018 Teknik-Taktik / Gençlerbirliği - Sivasspor

3 Aralık 2017
Pazar
Saat 14:00

Stad: Ankara 19 Mayıs Stadyumu

  • Galibiyet
  • Beraberlik
  • Bize yine hüsran

0 oylayan

Handikapli sivas alir o kesin 2 mi olur 3 mu olur 4 mu bilmem bu hoca ve baskan ikisi ayni anda degismesikce takim oynamaya baslamayacak sanirim. Futbolcularin ne hocaya ne baskana guveni oldugunu sanmiyorum… Akhisar macindan sonra ne yasandiysa takim uzerindeki tepkisi devam ediyor paslarla ileri cikan topu tutan takim 3 tane de gol bulabilen takim artik ileri dan dun vurmaya basladi kimse ileri pasla cikmiyor daha dogrusu ayaginda top tutmuyor topla oynama yuzdelerimiz yuzde 35 i gecmiyor. Bu sikintinin da sadece onde giden macin berabere gelmesi oldugunu sanmiyorum ama sezon bitince kokusu cikar herhalde takimdan ayrilanlar konusur ogreniriz neler olmus.

1 Beğeni

Sivasspor’un bu sezon Süper Lig’de deplasmanda attığı dokuz golün beşinde Arouna Kone’nin katkısı bulunuyor (üç gol ve iki asist).

Maçın hakemi Mete Kalkavan.

sivassporun son haftalardaki azimli ve istikrarlı çıkışı gözümün önüne geliyor da…

heç maça bakasım gelmiyor… hayır şimdi baksan noolacak ki?. ne değişecek?. neyi değiştirebileceksin?.
onlarda olan sende yok ki… tavır koyacak, kötü gidişi kabul etmeyecek, senin dürtmenle değil kendiliğinden programlanmış karşı duruş sergileyecek kimin var ki?. ahmet oğuz, uğur, hopf’la buraya kadar… onlar da insan…
herkesin yanıldığı nokta da bu zaten: bu oyun insanlar la oynanıyor… cm’de, ea’da, fifa2018’de, play stationda oynadığımız gibi değil… kimi oyuna alırsan al, kaldığı yerden devam diye bir şey yok bunda…
yeni trend kim transfer edilecek, oyuncunun karakterine inmek değil mi?.
play stationun neresine inip, neresine çıkarsan çık… sahada dönen öyle bişey değil…
çocuklarımızın da başka yaşamları var ve oradan çıkıp sahadaki mücadeleye sokuyoruz onları…

fabrikanda ezdiğin işçiler gibi görürsen, şuradan bir kaç adam alayım da, koş diyeyim koşsun, at diyeyim atsın diyerek, ligi kurtarayım dersen…
ahanda böyle parayı çarçur eder, onun bunun artıklarına kasayı boşaltır, yetmiyormuş gibi ligin dibini bulursun…
onların koşanları ve atanları daha alt yapıdan başka kulüplere giderken, senin hurdalıklarda vakit geçirmen kadar büyük bir akıldışılık mı olur?..

maça gelemiyom anasını satayım; gelsek noolacak?.
arkasından antalya’ya gidiyoruz…
sonraki hafta gasımpaşa geliyor…
ilk yarı bursaspor deplasmanıyla bitiyor…

burdan kaç puan çıkar?
şimdiki puanımız kaç?.
ikinci yarı ne kadar puan toplayacağız?.
onca puanı toplayabilmek için kaç milyon € transfer öngörüyoruz?.

kaldı mı o kadar para?.

2 Beğeni

İnsanların ayak sürüyerek geldiği bir maç olacaktı bu hafta. Sadece futbol izlemek için kombine alan Gençlerbirlikli olmayan insanları bir kaç haftadır kaybettik zaten. Ben de kombine aldırdığım bir arkadaşımdan biliyorum.

Geçen hafta Osmanlı deplasmanındaki oyunu görünce bu haftadan hiç umudum yoktu. Ben de bir ibadeti ya da ritüeli yerine getirir gibi 'ümit’siz bir şekilde gelmiştim maça. Ama stattan şaşırtıcı bir şekilde mutlu ayrıldık. Maçın kahramanı Manu gibi gözükebilir ama oyun 1-0ken Hopf’un çıkardığı 2 top da çok önemliydi. Onlardan biri gol olsaydı çok farklı bir maç izleyebilirdik. Skor burada biraz aldatıcı gibi duruyor. Sahada bence 4-0lık bir oyun yoktu. İyi bir kontra atakla bulunan 2.gol oyunu biraz açtı kanaatindeyim. Topla oynama yüzdesi %33, başarılı pas yüzdesi %61 olan (sivasın %80di) bir takımın 4-0 kazanması da futbolun adaletsizliğiydi biraz. Bu sonuçla takım adeta @celiltoruner’in bir kontra atak sırasında bağırdığı gibi ‘Biz daha ölmedik’ dedi. Bu arada 2014-2015 sezonunda 5er gol atılan Konya ve Kasımpaşa maçlarından bu yana ilk defa bir maçta 3ten fazla gol atabildik.

Sezon başında forumda açılan ‘Ben demiştim-buraya yazıyorum’ başlığına Manu ile alakalı gördüğüm rüyayı yazmak için girmiştim ama başlığa cevap yazılamıyordu -bu arada o başlığa hala yazılamıyor moderasyon ekibinin haberi olsun :slight_smile: -. Şimdi söylemek biraz inandırıcılığını kaybettirse de Manu’nun takımı sırtladığını görmüştüm rüyamda. Gerçi 10 numara giymesinin ve İngiltere görmüş bir oyuncu olmasının bilinç altıma oynadığı bir oyun da olabilir. Yine de umarım rüyam gerçeğe dönüşmeye başlamıştır.

Hocamız için tek söyleyeceğim kümede kalalım da hangi hocayla olursa olsun diyor aşağıya ilgili karikatürü bırakıyorum.

ayinin-sitemi

Edit: @maksut bende ilgili başlıkla alakalı aynı hata devam ediyor. Sorun forumda değil benim üyeliğimdeymiş demek ki :slight_smile:

7 Beğeni

Maça ilk defa yeşil forma ile geldim.
Kendisi ameliyat önlüğü olur :smiley:
Yeni totemim. Gelecek maç da nöbete denk geliyor. Umarım yine 2 saat boşluk bulurum. Yine 3 puanı kaparız!
Maçın skoru 4-0 futbol yok ama galibiz :slight_smile:
Maçın 1. adamı 1-0 iken gollük pozisyonu çıkaran Hopf.
2. adamı ise @Polatlili abinin değişiyle ManuManu ManuManuManu ManuManu ManuManuManu
Manu yu kupa maçında @cengizirken abi ile izlemiş beğenmiştik.
Yoksa Youla mıza yeniden kavuşmuş olabilir miyiz?

2 Beğeni

@umityasar Abi sen şanslısın ben nöbetçiydim maça gelemedim. Ama kupa maçımızda ve Kasımpaşa maçımızda nöbetim yok. Maçı izledim. Kazanırken eleştiride önemli, hala bariz defans hatalarımız var. Hopf’un çıkardığı toplar kırılma anları. 4-0 kağıt üzerinde çok güzel ama eksiklerimizi örtmemeli. Özat’a karşı bakışımız ve 4-5 tane nokta transfer ihtiyacı gerçeğimiz değişmez. Haftaya Antalya deplasmanından da güzel bir skorla dönmeyi diliyorum.

2 Beğeni

maçla ilgili bişey yazasım yok dedik ya… ondan oldu ansını satayım…
ulan iyiki ümidi kestik… haftanın takımı olduk…

haftanın takımı bizik…
haftanın golü bizimki…
haftanın oyuncusu bizde…
haftanın en iyi oyunu değil, sezonun en iyi oyununu oynadık,
ama düşüyoruz…

batı cephesinde değişen hiç bir şey yok…
devre arasına kadar toplamamız gereken puan 16… çünkü ikinci yarı bu sivasspor gibi keriz bulamayacağız, puanı aslanın midesinden çıkarmak zorunda kalacağız… kim sokacak elini oraya takımın hocası mı, hanedanın varisi mi?..
15 maçta bir patlayan manu, belki bunu bir kere daha yapar… o da kime yeter…
32 puana kim ulaşacak?. kim?.

Haydi Gençler!

Dolmuş + metroyla maça doğru ilerlerken, futbolcuların, hafta içi oğlu ciddi bir trafik kazası geçiren Murat Cavcav’a moral vermek için sahaya daha motive çıkacaklarını ve maçı kazanacağımızı düşünüyordum.

Fakat başlama düdüğü çalar çalmaz hem sahaya sürülen kadro, hem de ilk dakikalarda sergilenen oyun, takımın sahaya beraberlik için çıktığını gösteriyordu. Oysa, 13. hafta itibariyle, ilk kez küme düştüğümüz 1969-70 sezonundan sonra en kötü sezonunu geçiren Alkaraların kümede kalmak adına evinde oynadığı Sivasspor maçını kazanmaktan başka şansı yoktu!

Baskı kurmak bir kenara, inanılmaz pas hataları yapılmasına rağmen 13. dakikada Skuletic’in efsanevi golüyle havalara uçtuk. Sırp, havadan gelen topu önce ayağı ardından diziyle sektirip, şapka çıkartılacak bir gole imzasını attı!

İlk yarının geriye kalan kısmında Gençlerbirliği, tamamen zaman geçirmek ve “oynatmamak” üzere oyun kurdu. Bu dakikalarda Tanıl Abiyle, “ikinci yarıya da bu kafayla çıkarsak kesin yeniliriz” diyorduk.

İkinci yarının başında, ligdeki diğer tüm takımlar gibi, bizden çok daha iyi bir kadrosu olan Sivasspor’un kurduğu baskıyla bocalayan Gençlerbirliği, peş peşe 3 pozisyon birden verdi. Ama hem Hopf’un kurtarışları, hem de rakibin kötü son vuruşlarıyla skor değişmedi.

Kırmızı-Beyazlıların gol atamadıkça arka alanda büyük boşluklar vermeye başladığı dakikalarda, Gençlerbirliği bu sezon en doğru kontra ataları yaparak hem pozisyon buldu, hem de golleri sıraladı.

Uzun lafın kısası, Sivasspor maçında Gençlerbirliği için her şey, bir şekilde, iyi gitti. 4-0 gibi inanılması güç bir skorla kazanılan 3 puan, kümede kalmak için büyük bir moral oldu. Bu moralle ilk yarının kalan son 3 maçında alınabilecek 5-6 puan, ikinci yarı için büyük bir umut kaynağı olabilir. O yüzden hep beraber bağıralım; “Haydi Gençler!”

Taraftar Tepkileri

Taraftar, maç başlamadan önce, maç sırasında, golden önce, golden sonra, maçtan sonra sürekli olarak yönetimi ve Ümit Özat’ı istifaya davet etti. Bunun nedeninin anlamak için çok uzağa gitmeye gerek yok; 10 sezondur olduğu gibi bu sezon da, bir önceki sezona nazaran çok daha kötü bir kadro kuruldu. Tek fark ise; Ümit Özat’ın sürekli olarak “bu takımı ben kurdum” demesiydi. Zira, İlhan Cavcav döneminde de, aynı/benzer menajerlerle/aracılarla çalışılıp vasat transferler yapılıyordu ama hiçbirinde, bırakın teknik direktörün istekleri doğrultusunda transfer yapılmasını, çoğu zaman teknik direktör transfer istedi diye sezon başlamadan ya da daha sezonun 2. haftasında kovuluyordu.

Eğer, hem başkanın, hem de teknik adamın defalarca “tüm transferleri ben yaptım!” dediği takım, haftalar azalırken, lig tarihinin en kötü 2. sezonunu yaşıyorsa, kimse kusura bakmasın ama, taraftar tepki göstermekte dibine kadar haklıdır!

Çünkü her birinin ciğerleri yanıyor.

Ligde tek galibiyetin 425 Bin Euro (2 Milyon TL), beraberliğin 212 Bin Euro (1 Milyon TL) olduğu, her sezon kulübün TFF’den ortalama 50 Milyon TL aldığı futbol ortamında,

Attığı gollerle kulübü 2 sezon kümede tutan Stancu, devre arasında 750 bin Euro’ya satılıp, yerini kapatmak için transferler yapılıyor, sezon sonunda da alınan transferler tazminat ödenip gönderiliyorsa, 200 bin Euro fark vermemek için geçen sezon adeta şapkadan tavşan çıkartan ve kazandırdığı puanlarla kat ve kat daha fazlasını kulübe kazandıran Serdar Gürler’in gitmesine izin veriliyorsa, kulübün son 1,5 sezonda takımın kümede kalmasının baş aktörlerinden olan Selçuk Şahin’i, kalmayı istemesine rağmen, gönderiliyorsa, devre arasında 8 ve sezon başında 12 transfer yapıp bunlardan bazılarına üstte belirttiğim rakamlardan çok daha fazla para veriliyorsa; hele bir de devre arası yaklaşılıyorken, “devre arasında yeni transfer şart” demeye başlanıyorsa;

içi yanan taraftarın, başkandan, yönetimden, teknik ekipten, kısacası bu rezalete sebebiyet veren herkesten hesap sormaya sonuna kadar hakkı vardır.

Unutulmamalıdır ki, bu kulüp son on sezondur sürekli olarak, İlhan Cavcav’ın deyimiyle, “menajerler tarafından öpülmesine” rağmen, sezon sonu kümede kalındığı için bırakın hesap vermeyi, yapılan hatalardan ötürü ders bile çıkartılmamakta hatta aynı hatalar daha cüretkar bir şekilde tekrarlanmaktadır.

Son söz: Düşeriz-kalırız o ayrı mesele ama sezon sonunda, 2007’den bu yana süre gelen ve bu sezon iyice ayyuka çıkan transfer rezilliğinin aktörlerinden hesap sorulmazsa, bu kulübü yöneten herkes bu pisliğe bulaşmış olacak ve bu taraftar asla ve asla bu pisliği unutmayacak! Bundan emin olabilirsiniz!

3 Beğeni

galibiyetimiz kadar antalyasporun mağlup olması da bizim açımızdan iyi oldu…
hiçbir zaman kendi kazandıklarımızla değil, başkalarının kaybettikleriyle bu ligde mevcudiyetimizi sürdürdüğümüz için, “çevremizi tanıyalım” bizim vazgeçilmezimiz haline geldi son yıllarda…
son üçe düşmemek için debelenen takım sayısı hala 5’te kaldı demektir bu… trabzon deplasmanından puan veya puanlarla (ne demekse) dönseydi eğer, antalyaspor bizi konyasporunda dahil olduğu 4’lü beceriksizler olarak dipte kendi başımıza bırakıyordu…
ki; konyasporun şu anda durduğu yerden çıkışa başlayacağı aşikar…

yarısı şans yarısı beceri bir galibiyet aldık. 1-0’ı koruduğumuz anlarda şans yanımızda oldu sıklıkla, ama maçı 4-0’a getiren jailton ve manu başta olmak üzere, hücuma çıkan oyuncuların becerisiydi.

özat çok kötü bir kadro tercihi ile başlayıp, devre arasında yaptığı khalili - jailton değişikliği ile bunu affettirdi.

khalili’nin kendini tükettiği maç olduğunu düşünüyorum. ayağına gelen bütün topları kaybettiği gibi, orta sahada pas arası da, ikili mücadele ile top kazanma da yapamadı. gelecen haftadan itibaren khaliliyi 11’de beklemiyorum.

4 kanat hücumcusu bu işi ■■■ürür ama fgeçen seneki kadro ile karşılaştırıldığında stancu gibi komple bir forvet oyuncusu ile selçuk gibi bir orta sahanın eksikliği inanılmaz derecede hissediliyor. bir de 10 numara transferi olsa tadından yenmez

1 Beğeni