2017 - 2018 Teknik Taktik / Trabzonspor - Gençlerbirliği

10 Eylül 2017 - Pazar
Saat: 17:00
Stat: Şenol Güneş Spor Kompleksi

Yeni teknik direktörümüz Mesut Bakkal’la çıkacağımız ilk karşılaşma olacak.

2 Beğeni

Sonucunu merakla bekliyorum. Kısacası Mesut Hoca şapkadan tavşan çıkaracak mı? şeklinde bir yorumda yapabilirim.

Transfer olmayacak gibi. Eldeki kadrodan en doğru 11 ve dizilişle yapabileceğimizin en iyisini yapmak olmalı amaç. Birde Mesut Bakkal, Ersun Yanal’ın yardımcısıydı. Eski hocasına karşı oynadığı maçlarda genelde başarılı sonuçlar alıyor diye konuşmuştuk.

Şu Fb maçında Jailton iyiydi. Kadroda yer bulmasını ve aynı performansı devam ettirmesini bekliyorum. Rantei cezalı, Muriç’e veya Skuletiç’e top şişirmekten farklı bir oyun anlayışı ile oynamalıyız.

Rantie gördüğü kırmızı kart nedeniyle 3 maç ceza aldı. Onun yokluğunda forvet Muriqi ve/veya Skuletic’e emanet olacak. Bence bu 3 hafta için de fırsat olacak. Defans bloğunda Ahmet Oğuz-Claro-Sergei-Uğur dörtlüsünün devam edeceğini düşünüyorum. Defansif orta saha olarak Issah ve Diallo olarak çıkabilir. Ortasahada ne olacağını kestiremiyorum.

Bu maç Özat’ın enkaza çevirdiği takımın ilk maçı olacağı için galibiyet beklemiyorum. Ama takımın özgüven kazanma konusunda önemli bir maç olacaktır. Haydi Gençler!

İlk 11 tahminim:

Hopf
Ahmet Oğuz - Polateviç - Claro - Halil İbrahim
Ahmet İlhan - Halili - Issah - Diallo - Uğur Çiftçi
Muriç

Jailton da oynayabilir. O zaman Halil İbrahim’in yerinde Uğur…

1 Beğeni

Bu hafta süper ligdeki İlk 4 maçtan da deplasman takımlarının galip ayrılması ve bazı istatistikler umut veriyor.
*İki takımın geçen sezon ligde karşılaştığı iki maç da 0-0’lık skorlarla tamamlandı.

*Trabzonspor ligdeki son dokuz maçının birini kazanabildi (5B 3M). Trabzonspor, 2017 yılına 12 maçta sadece bir yenilgiyle başlamıştı (9G 2B).

*Gençlerbirliği’nin Trabzonspor’a ligde attığı son beş golün üçü duran toplardan geldi.

*Sergei Politsevich bu sezon ligde Göztepeli Kadu’nun ardından (33), en fazla uzaklaştırma yapan ikinci oyuncu (25, Caner Osmanpaşa ile birlikte).(Maçkolik)

1 Beğeni

Hadi inşallah Orhan Aksu kardeşim… Bugün oynanan dört maçı da deplasman takımları kazandı. İnşallah Pazar günü oynanacak dört maçı da deplasman takımları kazanır da sekizde sekiz olur. Pazartesi günkü Kasımpaşa-Malatya maçı için bir şey diyemem, hele bir şu dört maç oynansın da… Yanlış anlaşılmasın, şu takım kazansın, şu takım kaybetsin demiyorum. Kendimiz için bir şey istiyorsam namerdim! Sadece genel konuşuyorum ve deplasman takımları kazansın diyorum. :slight_smile:

1 Beğeni

@Orhan_Aksu hocam var mı iddiacılık :smiley: :sunglasses:
Maç için Haydi Gençler! diyorum…
@Polatlili Necdet abimizin dediği gibi söyleyin taraftar daha ne yapsın :smile:

1 Beğeni

Var @umityasar abi ama umarım bu sefer de tam tersi çıkmaz her zamanki gibi :grinning:

Sonuçtan hiç umudum yok ama en azından oynayacak geleceğe umutla bakabilmemizi sağlayabilir. Fenerbahçe maçında çok çok kötü de oynamamakla birlikte, oyuna sonradan giren Jailton bana biraz ışık verdi. Pire gibiydi, ayaklarına hakimdi ama 20-25 dk oynadı, umarım tesadüf değildir. Bu arada bugün nasıl gol atacağımızı hiçbir şekilde hayal edemiyorum.

Tek çare duran toplar :persevere:

Bugün futbol şansı ile kazanmayı diliyorum.

Kazanmamız zor. Yalnız kazanırsak üzerimizdeki ölü toprağını bir nebze atacaz.

Maç saati yaklaştıkça Mesut Bakkallı Gençlerbirliği daha değişik bir mentalite ile sahada dizilerek daha pozitif bir top oynar mı umutlarım (rasyonellikten uzak olduğunu bile bile) artıyor.
2006-07 den 11 yıl öncenin yine Mesut Bakkallı kadrosu şans getirir bize umarım:

Geçtiğimiz yıllarda bütün Kuzeyliler toplanıp viyana seferine gider gibi giderdik Trabzon’a… Bu sene ise televizyon karşısına geçecek enerjiyi zor buldum kendimde.

İlk yarıyı Ahmet İLhan’ın 6. dakikada attığı golle 1-0 önde kapadık. Takıma Mesut Bakkal etki etmiş.

İkinci yarı işimiz zor. Trabzon bastırıyor. Oyuncu değişikliklerimizi doğru yapmalıyız. Burak savunma aramızdan kaçmaya çalışıyor. Trabzon çok çabuk gelmeye çalışıyor. İlk yarı savuşturduk. Mau ve Issah ilk yarıda güzel oynadı.

İkinci yarıda yediğimiz üç gol sonunda 3-1 mağlup olduk.

Trabzonspor’a göre sönüktük ama yine de Özat’ın oyununa göre daha iyi oynadık. Yalnız çok pas hatası yapıyoruz. Takım sanki hiç pas çalışması yapmamış gibi maç boyunca baştan savma paslar atıp durdu. Düzgün pas atamadığımız için kaç tane güzelim ataktan olduk, sayamadım.

İlk yarıda kalan 13 maçtan 15 puan toplayabilirsek ve devre arasında da düzgün transfer yaparsak bu sene ligde kalırız.

ne desek boş bence artık. özat’ın murat cavcav ile el ele bıraktığı enkazın ardından elimizde bir fırsat vardı. koca bir milli takım arası ve yaklaşmakta olan transfer sezonu kapanışı. bizim bir tek maçımızı izleyen 10 yaşındakı çocuk bile takımdaki eksiğin ne olduğunu hemen söyleyecektir halbuki: topla becerisi olan oyuncumuz yok. oyuncuların hepsi ya sprinter ya atlet… ne yazık ki transfer sezonunun bitmesiyle birlikte ilk yarıda alabileceğimiz puan max. 10 diyebiliriz artık. Dolayısıyla devrede ne yaparsak yapalım bu sene veda ediyoruz.

İlhan Cavcav’ın adının verildiği sezonda Murat Cavcav 94 yıllık kulübü küme düşürerek, yönetimdeki diğer kişiler de bu duruma hem Özat döneminde hem de Özat sonrası transfer sezonu sonuna kadar olan süreçteki tutumlarıyla tarih yazacaklar. Kutluyorum hepsini.

Mesele Özat yada bakkal değil şu takımın başına capello gelse nolur.yönetim yapabileceği en kötü takımı yapmış transferlerin hepsi üçüncü sınıf bu sene allah sabırlar versin hepimize

Tek Kuruluş Takım Ruhunu Yeniden Kazanmak

Uzun uzadıya yazmaya, dövünmeye, dertlenmeye gerek yok. Elbette onların da konuşulacağı zamanlar gelecek ama başkanın, yönetimin hatalarını, menajerlerin/aracıların, İlhan Cavcav’ın da birkaç kez dillendirdiği, kulüpteki sonu gelmez oyunlarını ve varsa bağlantılarını şimdilik bir kenara bırakıp camia olarak birlik olmalıyız.

Öncelikle şunu kabullenmeliyiz ki Mesut Bakkal, kulüpteki hiçbir görevli, “hop” demediği için Ümit Özat’ın “kendine göre” yaptığı transferlerden oluşturduğu, tam bir oyun kurucusu ve hızlı bir forveti olmayan bir kadroyu devraldı. Devre arasında kadar da bu kadroyla yola devam edecek. O yüzden camiadan sonuna kadar desteği hak ediyor.

Maça gelirsek; tahmin ediyorum ki, karşılaşma öncesinde hiçbir taraftarın aklında, sezonun en formda takımlarından biri olan Trabzonspor’dan deplasmanda puan almak yoktu. Fakat Bakkal’ın eldeki forvetler, Muriqi ve Skuletic’e, daha uygun bir oyun kadrosunu sahaya sürmesi, aksak ve fiziksel olarak güçsüz olsa da, kadrodaki tek oyun kurucu olan Milinkovic’in memleketlisi Skuletic ile iyi anlaşması, sürpriz bir şekilde maça önde basarak başlanması, orta saha ile defans hattındaki oyuncuların önceki maçlara nazaran daha istekli, arzulu ve hırslı başlaması taraftarlarda bir umut kıpırtısı oluşturmaya yetti. Hele bir de Milinkovic ile Skuletic’in işbirliğiyle yaratılan peş peşe iki pozisyondan birinin, bu sezonun ilk organize golüyle sonuçlanması beklentiyi yükseltmemizi sağladı.

Ful teknik oyunculardan kurulu rakibe karşı golden sonra takımın önde basması, hatalı top kayıplarından sonra topluca hareket ederek hatayı telafi etmeye çabalaması da Alkaralar adına en önemli gelişmelerdi. Hatta iki Trabzonsporlunun bomboş kaldığı ama golle sonuçlanmayan pozisyondan sonra Uğur’un delirmesi ve arkadaşlarını uyarması da, ilk 3 haftada görmediğimiz, takım ruhunun oluşmaya başladığının göstergesiydi.

İkinci yarı Ersun Yanal, 2002-2004 sürecinde Gençlerbirliği’ne kazandırdığı birçok galibiyetteki gibi, takımına güzel dokunuşlar yaptı. Akabinde Bordo-Mavililer Gençlerbirliği’ni sahasına hapsedip sürekli açık arayıp durdu. 53’teki beraberlik golünün ardından takımın doğrudan gardını düşürmemesi de Gençlerbirliği adına umut kırıntılarından biriydi.

55’te Bakkal’ın kondisyonu düşen Manu ve Milinkovic’i çıkarıp Diallo ve Jailton’u oyuna alması, galibiyet için yüklenen ve arkayı açan Trabzonspor’a karşı kontra imkanı yaratmak ve orta sahaya güç kazandırmak için, kağıt üstünde, doğru hamleler gibi görünüyordu. Akabinde Skuletic – Muriqi değişimi de ileriye güç katmak için mantıklıydı. Fakat sürekli yüklenen ve es vermeyen Trabzonspor neredeyse hiç imkan tanımadı. Böyle olunca da bitime yakın yenilen gollerle karşılaşma 3-1 sona erdi.

Bu maçın Gençlerbirliği adına en önemli özelliği; tek kurtuluş şansı olan, takım ruhunun bünyeye nüfus etmeye başladığını görmek oldu. Daha yolumuz uzun ve eldeki kadro belli. Bu yüzden hem camia olarak, hem de sahadaki futbolcular olarak “takım ruhu”nu yeniden kazanmak için sonuna kadar çalışmalıyız.

Başka da belirttiğim gibi sonrasına ise zamanı gelince bakarız…

bir kıstasımız vardı hatırlarsanız. "elinden gelenin tamamını yaptın mı?"
vallaa daha önce bir yerde bahsetmiştim. mesut bakkal elinden gelenin tamamını bırak, fazlasını bile yaptı.
trabzonsporun üzerine gelip arkada açıklar vermesini bile beklemeden, maçın başında kaplan uyanmadan üzerine kalabalık gidip; birinden sekerse biri atar nasıl osa diyerek çok adamla yüklenip, golü de buldu…
gerisi tamda beklendiği gibi geçti. sertlikde dahil skoru korumak için bütün çirkinliklere başvurduk. çünkü elimizden ancak bu gelirdi. karşımızdaki nede olsa trabzonspor ve ne yazık ki; hocaları da ersun yanal… hani şu ikinci kez transfer edip, bir antremana bile çıkmadan kimsenin açıklayamadığı biçimde kovduğumuz ersun yanal…

noolacaktı yani yenecekmiydik birde?. birinin gözü ligin tepesinde diğeri ligin dibine demir atmış… bir dahada oradan çıkacak gibi durmuyor.
bu durumda galibiyeti istemek tamam da; beklemek haksızlık değil mi?. yada akıldışılık olur da…
bence trabzonspora bu kadar korku salmak bile bizim için çok büyük başarı.

baksanıza tribündeki taraftarımıza. arkadaşımızın sevinci bile her şeyi açıklıyor. elimizden gelenin fazlasını bile yapan takımımız bu coşkulu desteği fazlasıyla haketti…