2020-2021 Süper Lig 1. Hafta / Fraport TAV Antalyaspor - Gençlerbirliği

Sevgili Uğur Katırcı kardeşimin özel isteği üzerine, kendisini kırmayarak 2020-2021 sezonunun ilk maç başlığını açıyorum. Uğur’un adı gibi uğurlu olur inşallah! Gelsin yorumlar… :blush:

2020-2021 Süper Lig 1. Hafta 13.09.2020
Fraport TAV Antalyaspor - Gençlerbirliği
Tarih: 13.09.2020
Saat: 20.00

1 Beğeni

Necdet abicim takım senin ismin gibi oynasın sezon benim ismim gibi olur zaten.
Bence olabilecek en zor maçla başlıyoruz sezona . hatırımda antalyanın sezonun pandemi dönemi lideri diye bi şey kalmıstı. kontrol ettiğimde sadece pandemi döneminde değil tamer hoca geldikten sonra çok iyi gittiklerini gördüm 8 G 7 B 2M üstelik malubiyetleri bi İBB ye birde hocanın ilk maçında gözgöze. Kadrolarını da koruyup oldukça güçlendirdiler. gerçekten çok iyi futbolcular almışlar. (nuri şahin , Serdar gürler ve orgill) velhasıl kelam zor rakip . bence anteple beraber ligde en cok söz edilecek takımı olabilirler.

Bizim takımın durumu ve ve teknik taktik konusunu daha yetkin arkadaşlara bırakıyorum. Ve son söz olarak diyorum ki deplasmanda antalyasporu biri penaltıdan stancunun 2 golu ile yenecek olan takımımız ilk 5 hedefi için iyi bir başlangıç yapmış olacak.

2 Beğeni

Antalyaspor gibi güçlü bir takımın karşısına tam bir kapalı kutu olarak çıkacağız. Bu maçtaki kadromuz ve oynayacağımız futbol, sonraki maçlarımız için de fikir verecek. İnşallah bu deplasmandan galibiyetle dönüp lige üç puanla başlarız.

2 Beğeni

Bence fazla iyimser tahminler yapmışsınız arkadaşlar. Antalya’nın geçen sezon kadrosunu koruyup üstüne yaptığı transferleri yazmışsınız. Biz ise yeni teknik ekip ve yeni sağbek+stoperler dışında transfer yapmadık. Bence 1 puan bile iyi sonuç.

1 Beğeni

Gönlümüz üç puandan yana ama üç puan olmadı da diyelim ki bir puan oldu, o da olumlu. Ben de onun için üç puan isteğimizi dile getirelim, olur mu olur diye şey ettiydim gardaşım. :blush:

1 Beğeni

Bizim taraf çok gizemli…Nobre 'nin sistemi için kullandığı "çok farklı, sürpriz " ifadeleri merak uyandırıyor. Rakibin kadro kalitesi belli…Tamer Tuna’nın biraz fazla havaya girmiş bulduğum demeçlerinin takımının ruh haline de yansımış olmasını umuyorum…Sürpriz bir sükseli başlangıç yapabileceğimizi düşünüyorum, umut ediyorum

3 Beğeni

“Sakin olacağız, şuurlu oynayacağız!” Nobre hoca neler diyor böyle? İşin sırrını biliyor valla. :blush:

2 Beğeni

"balın yoksa bal dilin olsun " diye bir deyiş var dilimizde. Nobre hoca başakşehir olduysa biz de olabiliriz dedi gönlümün yarısını aldıydı. bu lafla da kalan yarısının yarısını. gerisini de bi 3 puan halleder.

2 Beğeni

evet bizde mekanik olmuşuz. Sıkıcı, heyecansız futbol tercih edilmiş. başarılı olsalar bile bunu gençlerbirliğine yakıştırmayacağım. izleyesim gelmedi maçı. Sen de mi nobre?

1 Beğeni

İlk maçtaki oyun tam bir fiyasko… Ne yazık ki çok heyecansız, ruhsuz ve temposuz bir takımız. Yönetimdeki ruhsuzluk aynen takıma yansımış. Kapalı kutudan şimdilik kocaman bir “Fossss!” sesi çıktı. Örneğin geçen sezon Mats transfer edildiğinde bayağı sevinip umutlanmıştık ama olmamıştı. şimdi de Furman geldi ve ilk maçta yedek… Çok üzgünüm ve bu sezon ligdeki geleceğimiz için çok endişeliyim.

1 Beğeni

Gol nasıl atılır? Gol nasıl yenir? Yediğimiz ilk gol hücum ve savunma eğitimi sırasında gösterilebilecek iyi bir görsel örnek niteliğinde… Üstelik golü atan henüz 20 yaşında genç bir futbolcu olunca, Bünyamin dersini iyi çalışmış diyorum. :blush:

2 Beğeni

Antalyaspor’un ilk golünün antrenmanlarda defalarca çalışıldığını tahmin ediyorum.

Bizim takımın genel olarak iyi çalışmadığını, hücum ve savunma varyasyonları üzerinde çalışarak organize bir takım görüntüsü oluşturulamadığını düşünüyorum. Bu takım sezon başında hiç hazırlık maçı yapmadı. Oysa altyapı takımı Hacettepe ile tesislarda en az 4-5 hazırlık maçı yapılabilirdi. Canımız sıkıldığında hep “Ersun Yanal, Ersun Yanal” diyoruz. Ersun Yanal döneminde takım neredeyse her hafta tesislarda ASAŞ, Telekom, Ankaraspor gibi takımlarla hazırlık maçı yapardı. Çeşitli hücum ve savunma varyasyonları denenirdi. O zamanlar çoğumuzun beğenmediği Mustafa Özkan izleyenleri bile bıktıracak derecede ceza sahasına ortalanan toplara pozisyon alıp vuruş çalışması yapardı. Bizim “Asya’nın Dedesi” ile birlikte izlediğimiz bir antrenmanda, Ersun Yanal’ın yardımcısı antrenör Mesut Bakkal korner çalışması yapılırken kornerleri etkin bir şekilde kullanmayan Ali Tandoğan’ı kızarak antrenmandan göndermişti. Biz, Ali Tandoğan’ın maçta kesik yiyeceğini düşünürken ilk 11’de sahaya çıkmış ve döktürmüştü. O dönem takımın en iyi çalıştığı, futbolcuların mevcut güç ve yeteneklerini daha da artırıp geliştirdiği güzel bir dönemdir. Antrenmanları ve antrenman maçlarını izlemek ayrı bir zevkti. Ondan sonraki dönemlerde gittiğimiz antrenmanlarda bu kadar iyi bir çalışma göremedik. Tecrübeli olsun, genç oyuncularımız olsun kendilerinde çalışkanlık, istek ve heyecan göremiyorum. Biraz, doymuşluk ve salla başını al maaşını durumu var gibi. Özellikle genç futbolcularımız kendilerine tanınan şansı iyi kullanmak için çok çalışmaları, genel antrenman dışında fizik ve taktik-teknik bakımdan güçlü yönlerini geliştirmek, zayıf yönlerini güçlendirmek, eksiklerini tamamlamak için ekstra çalışma yapmaları gerektiğinin farkında bile değiller. 30-35 yaşındaki futbolcularla aynı antrenmanı yaptıktan sonra çekip gidiyorlar. Oysa üniversite sınavına planlı bir şekilde çok çalışarak hazırlanan iyi öğrenciler gibi olmaları lazım. İlk 11’de sahaya çıkan Halil İbrahim, Soner ve Berat’ın yüzlerine ve sahadaki görüntülerine baktığımda ciddi bir istek, hırs ve heyecan göremiyorum. Bir takımı organize etmek ve gole yöneltmek kolay bir iş değil. Çok çalışmak lazım. İşin sırrı çalışmak, çalışmak, çalışmak… Çok çalışmak…

Bu arada şunu da ekleyeyim: Bir zamanlar Gençlerbirliği’nde futbol oynayan TFF eski başkanlarından Halim Çorbalı’nın lakabı “Pır Pır Halim”, Zeynel Soyuer’in lakabı da “Rüzgârın Oğlu Zeynel”, golcü santrfor Vehbi’nin lakabı "Deli Vehbi"ydi. "Moşe-Kuşe-Kona"yı anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz… Ankaragücü’nde de “Maradona Sadık”, “Bonhof Nazmi”, “Hurubeş Mehmet”, “Deli İhsan” vardı. Bu lakaplar çok şey anlatıyor aslında.

3 Beğeni

Eline sağlık necdet abi güzel yazmışsın. Yazdıklarının üstüne pek bişey denmez. Yalnızca yazını okurken Ugur melekenin bugunkü yazısının başlığı geldi aklıma " Altarnatifin kadar güçlüsün". sanırım bizim takımın ilave bir sorunu da bu olabilir. Hatta saydığınız gençlerin en önemli sorunu bu olabilir.

Yinede enseyi karartmayalım yukarıda hepimizin dediği gibi sağlam takımla oynadık. biraz daha direnç gösterseydik veya soner o vuruşu düzgün yapsaydı farklı konusmazdık ama farklı hissederdik. insallah haftaya en azından hislerimiz değişir.

1 Beğeni

Evet Uğur, işte bizim gençlerimizin sorunu bu. Futbolda “ısırma, ısıran” gibi deyişler vardır. Birçok yerde “ıstırma, ıstıran” diye söylenir. Gençlerimizin ıstırması lazım, ıstıran futbolcular olması lazım. “Biz altyapıdan yetiştik, A takıma alındık, artık olduk, gelsin forma!” diyerek olmaz. Altyapıdan yetiştin, şans buldun, A takımla beraber antrenmanlara çıkmaya başladın. Eskisinden daha fazla çalışacaksın. Olmuş, doymuş bir görüntü vermeyeceksin, aksine açlığını, hırsını göstereceksin. Istıracaksın ve hocanın elindeki formayı zorla çekip alacaksın.

“… veya Soner o vuruşu düzgün yapsaydı…” Ah keşke yapabilseydi. Ama 20 yaşındaki Bünyamin organize bir atakta şahane bir gol attı. İşte Soner’in ve diğer genç futbolcuların o vuruşu yapması için hem fizik, hem teknik ve hem de mental açıdan çok çalışması lazım. Çalışmak, çalışmak, çalışmak… Yoksa Hacettepe’den Gençlerbirliği’ne gelirsin, Gençlerbirliği’nden Hacettepe’ye gidersin. Gökhan Gedikali, kaleci Okan Gedikali’nin kardeşiydi, 18 yaşında Gençlerbirliği’nde oynamaya başlamış ve daha ilk maçtan itibaren formanın hakkını verip bir yıldız gibi parlamıştı. Onun gibi birçok genç futbolcu bu forma altında yıldız oldular ve güzel transferler yaptılar. Bu genç kardeşlerimizin de yıldız olmamaları için bir sebep yok. Yeter ki çok çalışsınlar.

1 Beğeni

Bu isimlere üç ekleme yapmak isterim.
1- Serçe Münir, ( Gençlerbirliği, Münir Özkural)
2- Paşa Hüseyin, (Gençlerbirliği, Fenerbahçe, Mersin İdmanyurdu ve Adana Demirspor’da oynayan Hüseyin Çelik)
3- Bizon ya da Zapo Asım ( Gençlerbirliği, Asım Gündüz)

Hani forumda başlık açmıştın ya gardaşım “Yiğit Namıyla Anılır” diye merak edenler o başlık altında namlı futbolcuların tam listesini görebilirler.

Gelelim bizim şimdiki bebelere; Alt yapımızdan yetişen oyuncularımız Halil İbrahim, Berat, Soner, Rahmetullah, İlker Karakaş, Abdullah Şahindere, Arda Kızıldağ
Bu bebelerin hepsi yiğit ama henüz namları yok.

1 Beğeni

Söyle bir şey paylaşılmıştı bi yerde.

1 Beğeni

Benim yetistigim futbolcular :
-Deli Nezihi(Tosuncuk)
-Biblo Enver(Urekli)
-Kofteci Harun (Erol)
-Onbirates Muammer (Nurlu) - bunu herkes dermiydi, yoksa amatorde izledigimiz icin bizim ahali mi soylerdi bilmiyorum
-Elmayanak Gokhan(Gedikali).

Gokhan’in 4 avantaji vardi bugunku futbolculara gore:
1.Tinaz Tirpan, Erkan Kural ve Metin Turel gibi genclere sans veren hocalar ile calismasi
2.Tarihsel olarak Gencler’in en guclu bolgesi olan defansin gobeginde oynamasi (Zafer, Zacarias, Ali Guncar, Hasan Hacihasanoglu, Kemalettin Senturk, Rahim Zafer,Yildirim Mert Cetin, El Saka, Risp, …)
3.Oynadigi donemde kalburustu defansif oyuncularla oynadigi icin yardim almasi (Sirrahman, Eyup Tas, Hasan Hacihasanoglu, Metin, Zlatko,…)
4.Abisinin takimin kaptani olmasi

Herkes ayni sanslari bulamayabilir. Umarim Tanri yardimcilari olur.

2 Beğeni