Her iki takımın da puan cetvelindeki durumundan dolayı bu sezon ligin şimdiye kadarki en zorlu maçını oynayacağız. Kazanırsak oldukça rahatlayacağız, kaybedersen bundan sonraki maçlar daha da zorlu olacak. Umarım futbolcularımız bu maçın ciddiyetini anlayıp savrukluktan uzak, sakin, sağlam ve dikkatli bir oyun sergiler. İnşallah kazanırız.
0-0 bitti. Bir puan hiç yoktan iyidir. Bursaspor nasıl ceza almıyor, nasıl ses çıkarmıyor anlamak mümkün değil. Adamlar hakemin kafasına şişe atıyor, hakem sesini çıkarmıyor. Sarı karlık faullere zorla düdük çalıyor. Ülkenin durumu futbola fazlasıyla sirayet etmiş. Paso Lig kuralları sadece bize var. Federasyon federasyon olsa son iki maçta yaşananları değerlendirir ve saha kapatma cezası verir.
Oyun taktigine gelince;
Anlaşılan Metin hoca artık her maça aman yenilmeyelim taktiği ile çıkıyor. Denk gelirse bir gol atıp kazanırız yoksa birer birer ilerleyelim. Bu maçta ve İstanbul maçında ise yaradı ama gol yiyince tüm emekler heba oluyor. Maçta biraz Ramazan dışında göze batan bir oyuncumuz da olmadı. Lima bizi oyund tutuyormuş, bunu anladık. Aksel henüz tam olarak hazır değil. Gol yememek en büyük tesellimiz.
Bursaspor yönetiminin açıkça, göstere göstere stada giriş ve Passolig şartlarını çiğnemesi akıl alır gibi değil. Bu ülkede bir futbol federasyonu varsa çok ağır ceza vermesi, Bursaspor’un bundan sonraki iç saha maçlarında bu stadı kapatması gerekir. Böyle rezalet olmaz. O zaman Passolig neden var?! Canı isteyen kulüp ufak bir ceza ödeyip ihlal edebiliyorsa Passolig’i kaldırın gitsin.
Bu zorlu ve olumsuz şartlarda deplasmanda alınan beraberlik iyidir. Puanımızı 39’a yükselttik. Bursaspor 34 olabilecekken 32 puanda kaldı ve 4 puana inebilecek fark 7 olarak devam ediyor, ayrıca ikili averaj da bizde. Sosyal medyada hocayı ve yönetimi topa tutan taraftarlarımıza şunu söylemek isterim: Ligin sonuna yaklaştığımız ve her puanın altın değerinde olduğu, ligden düşen takımın belki de averajla belli olacağı şu kritik dönemde oyuna takılmamak lazım. Oyun odaklı eleştirilerin zamanı geçti. Puan cetvelinde oldukça rahat olduğumuz dönemlerde bile isteyip de bir türlü göremediğimiz oyunu sakat ve cezalılarla kadronun iyice daraldığı bu gergin ve sıkıntılı dönemde beklemek hayal olur. Birçoğu sıkıntılı oyunculardan oluşan kadromuzun kapasitesi budur ve hoca kim olursa olsun bu kadro bundan fazlasını yapamaz, beklediğimiz şiir gibi futbolu oynayamaz. Sezon başında ilk 11’de oynayacağını hiç düşünmediğimiz Metehan, Musa, Muhammet ilk 11’de; sözleşme yenilemeyerek kulüpten ayrılmayı daha sezon başında kafaya koyan Ömürcan, Arda, Rahmetullah, İlker gitmek için gün sayıyor ve bir aidiyet hissetmiyor, sahada takımı gereği gibi sahiplenmiyorlar; Kerim Avcı ve Kerem Can kaçarcasına gittiler; üstelik birçok futbolcumuz da durmadan sakatlanıyor, sakatlıklar bitmek bilmiyor; transfer yasağını kaldıramadık, yeni transfer yasakları ve hatta puan silme cezaları yolda; borçlar katlanılamayacak bir seviyede; şirketleşme ile taze para bulunup borç yükü hafifletilemez ve transfer yasakları kaldırılamazsa, şimdiye kadar sağladıkları sıcak paralarla kulübü bugünlere getiren başkan ve mevcut yöneticilerin bu şartlarda devam etmesi pek mümkün görünmüyor; kısacası ligde kalsak bile işimiz hiç kolay değil. Şunu kabul etmemiz lazım: Artık eskisi gibi hali vakti yerinde, zengin bir kulüp değiliz. Aksine zor şartlarda ağır borç yüküyle mücadele etmeye çalışan fakir bir kulübüz. Tarihimizin en sıkıntılı dönemini yaşıyoruz. Öyle ki, şartlar İlhan Cavcav öncesinden bile ağır. O zamanlar hiç olmazsa bu kadar borcumuz yoktu. Bir an önce yetiştirici kulüp hüviyetini kazanıp, yetiştirdiğimiz genç ve yetenekli futbolculardan İrfan Can Kahveci, Ahmet Çalık, Mert Çetin, Berat Ayberk Özdemir gibi futbolcularda olduğu gibi milyon eurolarla ifade edilen bonservis gelirleri sağlamamız gerekiyor. Bence ligde kalmaktan sonraki önceliğimiz budur.
Ligdeki konumuzun kesinleştiği gün idari sorunlar ve hatta ateşli Tartışmaların başladığı gün olacak,
Menemen ile Kocaeli 1-1 berabere kalınca küme düşme hattı puanı 37 oldu. Yarın Bolu deplasmanda Eyüp’ü yenerse yine 37 olacak ama alt taraf biraz daha sıkışacak.
Geçmiş maçlara ilişkin bir hesap yaptım, çıkan sonuç siyahla beyaz kadar farklı. Üstümüzdeki 11 takımla yaptığımız 19 maçta 13 puan (maç başına 0,68 puan) alabildik, bunun 6’sı da tek takımdan, bugün Ankaragücü’nü deplasmanda yendiği maçtan önce altımızda olan Altınordu’dan… Yani diğer 10 takımla yaptığımız 17 maçta sadece 7 puan (maç başına 0,41 puan) alabildik. Aynı puanlı ve altımızdaki 7 takımla yaptığımız 12 maçta ise 26 puan (maç başına 2,16 puan) kazandık. Şu anda yaşadığımız sıkıntı bu tablodan kaynaklanıyor bence. Öyle ki Ankaragücü, Eyüp, Manisa FK ve Tuzla’ya iki kez yenilip 6’şar puan kaybettik. İstanbulspor ile Adanaspor’dan da 4 maçta 2 beraberlik ve iki yenilgi ile sadece 2 puan alabildik.
Sezon başında çok umutlu olduğumuz Arda, Ömürcan, Rahmetullah ve İlker maalesef tam bir hayal kırıklığı oldu. Futbolculuklarını geliştirme yönünde hiçbir işaret göremedik. Sezon sonunda gidiyorlar, yolları açık olsun. Serdarcan ve Gökhan da maalesef kendilerine tanınan şansları iyi kullanamadılar. Metin hoca bu yoklukta adeta futbolu bırakmış durumdaki Lima’yı kazanmaya çalışmasa ve kendi haline bıraksa, Aksel’i sürpriz bir şekilde son anda takıma kazandırmasa, hiç hesapta olmayan Übeyd, Metehan, Musa gibi gençleri ve tecrübeli Muhammet Bayır’ı devreye sokamasa çok erken havlu atardık. Bazı taraftar arkadaşlarımız kazandığımız maçlardan ve hatta zaman zaman yakaladığımız seri galibiyetlerden sonra bile sosyal medyada hocayı topa tutarken bunları da göz önünde bulundurmaları ve çok da haksızlık yapmamaları gerekir diye düşünüyorum. Sezon başından beri söylüyorum, bu lig sanıldığı kadar kolay değil. Her takım her takımı yenebilir. Bu zorlukları yaşayacağımız, ilk 4 maçta sadece 1 puan alabildiğimiz sezon başında belliydi zaten. Şimdi de son düzlükte çok zorlu 5 maça çıkacağız. Her puan çok değerli. Bu maçlarda ligde kalmamıza yetecek puanları toplamalıyız. Futbolcularımız çok çalışmalı, çok gayretli ve uyumlu olmaya çalışmalı.