24/25 2. Hafta: Gençlerbirliği - Boluspor

forum baya baya ölmüş. yorum okumak için bi tivitır kalmış orası da insanın var olan zekasını da öldürür.

bana göre bu maçın en önemli olay tribünde edilen toplu küfürlerdi. bazı külüpleri esir almış, bazı külüpler de azımsanmayacak kadar var olan, bazılarında da çok az sayı da bulunan bu basit, kalitesiz ve çakma anadolu taraftar grupların “copy paste” küfürlerini gençlerbirliği tribünlerinde de iyiden iyiye duymaya başladık. yıllardır konuşulan en önemli konulardan biri “kültür” idi. malum dönemle birlikte başlayan, son dönemdeki kaos ile birlikte iyice büyüyen ve sanırım artık tribün kültürünü tarihe gömecek bu durum karşısında yönetim ve özellikle taraftardan ve stadtan sorumlu olan yöneticiler ne yapacaklar? bu isimler gençlerbirliği içinden gelen isimler mi? ve nasıl önlemler ve nasıl aksiyonlar alınacak? hiçbir gruba bağlı değilim, grupları da o kadar çok bilmiyorum açıkcası. gruplardan çok birey birey olarak tespit edilmelip ceza verilmelidir. artık kimlerse onlar.

“küfür etmeyin ceza yemeyelim” gibi alttan alıcı bir tavırla değil, direkt olarak bu tribünde küfür edilemez bir tavırla bu iş çözülmelidir. küfür edenler tespit edilip maçlara belirli bir süre alınmamalıdır. bu önem arz eden bir konudur. gençlerbirliği özünden kopuyor. yönetim bu konuda aksiyon almalıdır. çok taraftar gelince başarılı, iyi, güzel filan olunmuyor ya da çok görününce büyük olunmuyor diyeyim. bir şeyi düşünürken önce nitelik düşünülmüyorsa, nitelik düşünülmeden o şey büyütülmeye çalışılıyorsa, işte o şey yok oluyor demektir. ve bu genel olarak ya kasten yapılır ya ahmakça bir yaşanmışlıkla gelişir.

maça gelince takım fena gözükmedi. heycan veren futbol oynuyoruz. biraz daha zamana ihtiyaç var. yeni transferlerin hazır olmadığı belli oldu. umarım haftaya bir kaçı oynayabilir. oğuzhan sanırım haftaya da oynayamaz. belki öbür haftaya da. gerçi çok kötü performanslar vermesine rağmen fıratcan’ın isteği önemlidiydi. etebo gibi tekniği çok zayıf bir oyuncunun maçın başında geriden top dağıtması da ilginçti. allahtan 20dk sonra bu değişti. bu kadar orta açıcaktıysak, yatabare neden 11 değildi onu da anlamadım. gerçekten çok ilginç. böyle bir oyun planında dahi oynayamayacaksa hiç kadroya alınmasın. zaten psikolojik olarak iyice çöküyordur. hoca maç sonu rakibin maçı soğuttuğunu söylemişte amilton tek başına boluspordan daha fazla maçı soğutmuştur. yerde yatarak, tartışarak dinlenmeyi adet edinmiş. (gerçi dinlenip dinlenip diri kalıyor çok değişik bir oyuncu) madem öyle az öz kullanmakta fayda var. (takımın en iyi isimlerinden olmasına rağmen/belki çok daha fazla katkı verecek) ayrıca ortasaha liderliği gereklidir. buğra bunun için en uygun isimdir. ancak geldiğinden beri bu sorumluluğu almıyor. geçen maç etebo yapmaya çalışmıştı. stoperler bile rahatsız olmuştu. oyun görüşü, zekası, yönlendirmesi ve karakteri buna en uygun kişi buğra. grup içinde sanırım çok fazla söz sahibi olmuyor. sonuçta iş. demek ki bu işi böyle görüyor. öte yandan iyi de performans gösteriyor.


son olarak recep hoca ve futbol ile ilgilenenler bana göre bu kulüpte “güdülmesi gereken politika/lar” açısından çok büyük yanlışlar yaptılar. hiçbir potansiyel hazırlandırılmadığı gibi, öyle bir transfer de göremedik. kendi kurdukları mantık kendi içinde hem yerinde hem de bu mantığı çok iyi uygulamışlar. orasına sözüm yok. bu sene olmazsa, seneye bu kadro çıkar diye düşünüyorlar. ve evet çıkabilir. seneye şampiyonluğa dahi oynayabiliriz. ancak bu kurulan mantıkta söyle bir sorun var, parayı nereden bulacağız. bırakın seneye yapılacak transferleri, maaşları ödeyecek para nereden gelecek. kadroda satmayı düşündüğümüz kim olabilir? kim para edebilir? bakın olması gereken 5-10 sene sonrasını düşünerek kadro mimarisi yapmakken, 1 sene sonrası bile belirsiz. hayırlısı.

bu kulübün geleceği iyice karanlık olmaya başladı. dilimzde de tüy bitti. senelik zevklere bakacağız artık. bi de gerçekten tribünde küfür olayı çözülmelidir. en azından insanlar eşiyle çocuğuyla rahat rahat maç izlesin.