Alıcısına şimdiden hayırlı uğurlu olsun!

Necdet Abi tribünde olmayıp, olan biteni sosyal medyadan takip etmenin de bazı handikapları var. Tribünde olsaydınız mesela, tüm bu hengame içinde, sağ tarafımızdaki kale arkası tribününe doldurulan bebelerle üçlü çekme çabamıza dahil olacaktınız. Bir türlü anlaşıp başaramayınca, bebeler bize doğru “ burası sinema tiyatro değil” diye sitemli tezahürat yaptılar.

tribünde çok daha iyiyiz. Sosyal medyada olanlara bakıp tribünde bir gerileme olduğunu düşünmeyin. Gerektiğinde coşkulu, gerektiğinde çekirdekçi oluyoruz. Eskisi gibiyiz yani… bence tribüne döndüğünüzde bugün kafanızı meşgul eden birçok şeyin, aslında sizi yersiz yere meşgul ettiğini göreceksiniz. Sosyal medya hiçbir şeyi yansıtmıyor gerçekten.

Kimseyle dost değiliz derken de hep şunu söylemeye çalışıyoruz, en azından ben şu anlamda kullanıyorum: biz gençlerbirlikliler zaten herkesle dostuz, bütün takım taraftarlarına ve tüm camialara karşı saygılıyız, dolayısıyla futbolun içindeki bu rekabetçi dostluk dışında, Ankaragücü - Bursaspor gibi bir dostluğa ihtiyacımız yok. Bizim için zaten her camia değerlidir. Kimseyle örnek verdiğim gibi bir dost değiliz, kimseyle zaten düşman olmamız düşünülemez.

5 Beğeni

Serkancığım, senin dediğin gibi tribünde olsaydım, hafta içindeki ek kontenjan krizinden dolayı “Cavcav istifa! Yönetim istifa!” diye tek başıma bağırmaya başlardım. Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu kritik günlerde, birlik ve beraberliği bozucu böylesi bir tezahürata muhtemelen kimse katılmazdı, ben inadına sesimi daha da artırarak bağırmaya devam ederdim ve birkaç dakika içinde sesimi orada bırakır, kimse katılmadığı için de sinirden deli olurdum. Sonra Ankaragücü başkanı ve yöneticilerinin protokol tribününden çıkıp deplasman tribününi girmesi ve deplasman tribünündeki Ankaragüçlülerin “Gençler kümeye!” diye bağırmaları, buna karşılık az sayıda da olsa bizim tribünden bazı kişilerin “Koyduk mu!” diye bağırması, Maratonda truva yapmış olan Ankaragüçlülerle atışma vs. derken, “Ben nereye düştüm gardaşım?!” diye ağlamaya başlardım herhalde… İyi ki yokmuşum yani… :blush:

Şaka bir yana, elbette yalnızca sosyal medyadan takip etmeye çalışmanın handikapları var. Ama yine de sosyal medyadaki paylaşımlar gündeme ilişkin biraz da olsa fikir verebiliyor. Twitter’de “Gençlerbirliği” yazıp arayınca bayağı bir mesaj dökülüyor önümüze… Seç seç oku… Ondan sonra da sinir ol tabii… Eskiden, forumların altın çağında gündemi forumdan takip ediyorduk. Kulüp ve takımla ilgili her şeyi derli toplu ve kategorilere ayrılmış bir şekilde paylaşıyor ve öğreniyorduk. Ama maalesef forum ölüyor. Watsap, Facebook, Twitter, İnstagram gibi sosyal medya uygulamaları forumu ve forum kültürünü bitirdi. Çok çabaladık ama buna engel olamadık. Ne diyelim, sağlık olsun.

Serkancığım dostluk konusunda ben de aynı düşünüyorum. Centilmenlik, dostluk, arkadaşlık, kardeşlik derken pozitif bir yaklaşıma, yani barış kavramına vurgu yapıyorum aslında… Bunun karşısında ise düşmanlık ve kavga, yani savaş kavramı var zaten, ki o da negatif bir yaklaşımı temsil ediyor bana göre. Yoksa futbolun ruhundaki rekabeti ortadan kaldıracak şekilde bir özel yakınlaşma, özel dostluk, özel kardeşlik iki tarafça da yürütülmesi çok zor, çok kırılgan ve yanlış da anlaşılabilecek bir şey… Örneğin Ankaragücü-Bursaspor kardeşliği gibi bir dostluk ve kardeşliğe ihtiyacımız da yok, gerek de yok. Daha önce de birkaç kez yazmıştım. Ben, kendi sahamızdaki maçlarda misafir takım futbolcularının sahaya çıktıklarında yuhalanmamasından, aksine alkışlanmasından yanayım. Misafir takım taraftarlarına maç öncesi uygun bir şekilde “Hoş geldiniz” denilebilir. Örneğin geçen sezon Ümraniyesporlular misafir tribünündeki taraftarlarımıza çay ikram etmişler. Ne güzel! Gerçi biz taraftarlar olarak o kadarını yapamayız belki ama kulüp yönetimleri isterlerse misafir taraftarlar için güzellikler bulup sunabilirler. Biz, Gençlerbirliği kulübü ve taraftarları olarak ülke futbolunda ihmal edilmiş, boş ve bakir kalmış alanlarda çalışıp güzel işler yapabilecekken, böyle bir potansiyele sahipken, diğer kulüplere ve taraftarlarına benzemeye başlamamız, onlardan bir farkımızın kalmaması üzüyor beni.

Son söz olarak, sosyal medyada Gençlerbirliği taraftarı sıfatıyla yazıp çizen, paylaşımlar yapan arkadaşlara kişisel bir çağrıda bulunmak istiyorum: Paylaşımlarınızda lütfen centilmen ve futbolsever Gençlerbirliği taraftarı kimliğini temsil edecek şekilde davranın. Rakiplerden kimseyi düşman olarak karşınıza almayın. Sayımız çok fazla değil, onun için her Gençlerbirliği taraftarı çok değerli ve Gençlerbirliği’ni temsil eden birer elçi konumunda… Bu bilinçle hareket etmekte büyük yarar var.

3 Beğeni

Necdet Abi, sinir bozukluğu yaratacak bir şey bu… ben artık bıraktım Gençlerbirliği yazıp aramıyorum, bir Gençlerbirliği çevrem var takipleştiğim, onlar arasında arayanlar var zaten, kayda değer bir şey olduğunda paylaşıyorlar benim de haberim oluyor :smiley: Aman abi, sen gel maça bak, maçtan sonra da Ankaragüçlü Bora’da birer şırdan atar, Ankaragücü ile olan dostluğumuzu pekiştiririz. İnan bana statta her şey çok daha normal gidiyor.

3 Beğeni

Necdet abi, Serkan abi, Erdem abi, Coşkun ve Onur beyler çok güzel yazmışsınız. Forumu okumayı özlemişim, teşekkürler. Benim geçmişim sizlerinki kadar geriye gitmiyor. Ama ikinci takımı olarak yıllardır Ankaragücü’nü gören bir Gençlerbirlikli olarak ben de bir şeyler yazmak istiyorum. Biraz kişisel bir hikaye oldu. Kusura bakmayın.

Ankaragücü taraftarı olmamda ve bu kadar sevmemde Necdet abinin forumda ve iki tane anı kitabında yazdıklarının çok büyük etkisi var. Benim Gençlerbirliği taraftarlığım da Ankaragücü taraftarlığım ya da sempatim de 4-5 senelik. Dolayısıyla bu benim ilk derbim oldu ve Ankaragücü 2. ligden 1.lige çıktığı maçta tribünde sevinçten gözyaşı dökmüş bir insan olarak bu maçı yıllardır -romantik bir şekilde- dört gözle bekliyordum. Ankaragücü’nün birinci ligdeki şampiyonluk maçında stadı Ankaragücü ve Bursaspor passoligli insanlara öncelikli olarak açması içimdeki Ankaragücü taraftarına ilk sekteyi vurdu ki o sezon Ankaragücü maçlarına Ankaragücü passoligi sahiplerinden sonra en fazla Gençlerbirliği passoligli insanların geldiği açıklanmıştı. Yarım sezon sonra stadyum olayıyla gerilim iyice arttı Twitter’da takip ettiğim Ankaragücü taraftarlarını ve sayfalarını minimize ettim. Ben yine de 2 hafta önce stad çevresinde görüp aldığım bir tarafı Ankaragüçlü bir tarafı Gençlerbirlikli atkıyı görüp çok sevindim. Maça onunla gelmek istiyordum. Twitter’dan Gençlerbirliği’ne sallayanları ergen ruhlu arkadaşlar olarak görüyor ve çok da ciddiye almıyordum. Kolektif bir akıl değil diye düşünüyordum. Maça da bizim yönetime kızarak geldim, evet o kontenjan kesinlikle verilmeliydi. Kısasa kısas çok yanlış bir politika oldu. Ankaragücü yönetiminin ve taraftarının bu konuda kesinlikle haklı olduğunu düşünüyorum. Biz %10 değil %50 dahi versek -ki sistem izin vermiyor- onların yine de bize hakaret edeceğini düşünenler vardı. Bunu söyleyenler genelde Ankaragücü Gençlerbirliği ilişkisini benden daha iyi bilen insanlardı ama bu tamamıyla bir paralel evren ve biz (yönetim olarak) elimizden geleni yapmalıydık iyi ilişkiyi sürdürmek adına. Ama tribünde kötü reaksiyon verdiğimizi, taraftar olarak bir çirkinlik yaptığımızı düşünmüyorum ben de.

Buna da kesinlikle katılıyor ve bununla gurur duyuyorum.

Ankaragücü maçlarına bayağıdır gitmiyorum. Bir süredir gideyim diye maç bakıyordum. Artık Gençlerbirliği atkısıyla Ankaragücü maçına gidince sıkıntı yaşayacağımı bilmek benim çok canımı sıkıyor. Necdet abi’nin dediği gibi böyle ilişkileri kurmak çok zor yıkmak ise çok basit. Verilmeyen 500-600 bilet ya da 20-30 saniyelik bir kötü tezahürat yıllar boyunca unutulmayacak. Ortaya çıkan gerginlikten memnun değilim ama Gençlerbirliği tribünleri olarak iyi bir sınav verdiğimizi de düşünüyorum. Bu gerginliğin yaratılmasında ve tırmanmasında bizim payımız yok denecek kadar az. Özellikle tribünden bahsediyorum.

Bu maça ve şahsım adına bu hayal kırıklığına rağmen, benim hâlâ Gençlerbirliği’nden sonra en sevdiğim takım şehrimin takımı Ankaragücüdür. Hiçbir zaman küme düşmesini veya zor duruma düşmesini istemeyeceğim.

2 Beğeni

Bu başlık altında zaman ayırıp görüş ve düşüncelerini yazan tüm arkadaşlara teşekkürler. Önemli bir konuyu az bir katılımla da olsa forum ve Gençlerbirliği kültürü çerçevesinde tartışmış olduk.

Çok zorlama bir temenni olacak ama inşallah önümüzdeki dönemlerde yalnızca Ankara futbolunda değil ülkemiz futbolunda dostluk ve centilmenlik kazanır. Futbolun, futbolseverleri artık iyice bezdirip futboldan ve taraftarlıktan soğuttuğu bugünkü rezil ortamdan sıyrılmaya ve yeniden yapılanarak Avrupa’nın iyi liglerinde olduğu gibi yeni bir felsefe ve anlayışın yerleşmesine ihtiyacı var.

3 Beğeni

Çiftlik Değil Denizlispor!

Birçok maçtan sonra olduğu gibi az önce biten Çaykur Rizespor - Denizlispor’umuz maçının ardından da kulübün sosyal medyadaki resmi sayfaları yoruma kapatıldı.

Bunun yanında birçok kesimden fazlaca renktaşımız da hiçbir hakaret, küfür ögesi barındırmamasına rağmen sırf görüşlerini belirttikleri yorumlar yaptıkları için kulüp sayfalarından engellenmiş durumdalar.

Tek sevdası Denizlispor olan insanları kulüp sayfalarından engellemek hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir. Denizlispor Kulübü resmi sayfaları hiç kimsenin bireysel profili değildir ve keyfi uygulamalar yaparak yorumlara kapatılamaz.

Hiçbir hakaret ya da küfür etmemesine rağmen Denizlisporluları sayfadan engelleme emrini hangi şahıs ya da şahıslar veriyor merak içindeyiz.

Yönetimler, futbolcular, şahıslar geçici; Denizlispor camiası kalıcıdır. Bu takımın sahibi Denizli şehri ve tek sevdası Denizlispor olan insanlardır.

Bireysel uygulamalarla keyfi hareketler yapmak isteyenler bunu kendi şirketlerinde diledikleri gibi yapabilirler ancak herkesin farkında olması gereken bir durum var; burası kimsenin babasının çiftliği değil büyük Denizlispor Kulübüdür!

yeşil cephe

yaşadıkları dikkatle incelenmeli.

1 Beğeni

Ankara demirspor kapatılıyormuş. Bu yıl duyduğum en saçma kararlardan biri

Olacak iş değil!
3 büyütülmüşler ve devlet destekliler dışında maziden hiç bir takım kalmayacak….

1 Beğeni

bir grubun paylastigi bu resim bile ankaragucu ile ilgili duygularimda haksiz olmadigimi gosteriyor ve neden gencleri tutmamiz gerektigini ozetliyor. daha once aglilerin yanimizda oldugu tam tersi goruntulerde vardi ama genel kisilikleri ve zihinleri bu resimdeki gibi ve degismesi cok zor.