Atatürk Kültür Merkezi’nde (Eski Hipodrom) başlayan Ankara Festivalinde Gençlerbirliği de stand açmış. Katılımcılar önce kurulan 3 panoda fotoğraf çektirmiş. Birinci panoda Gençlerbirliği’ne transfer olmuş bir futbolcu gibi İlhan Cavcav’la fotoğraf çekimi… İkinci panoda Gençlerbirliği formasıyla poster çekimi… Üçüncü panoda ise takım posterinde fotoğraf çekimi… Katılımcılar daha sonra alana kurulan noktadan Gençlerbirliği A2 takımının kalecisi İlksen Kuttekin’in koruduğu kaleye penaltı kullanmış. 5 atışın tamamında başarılı olan vatandaşlar Gençlerbirliği formasını almaya hak kazanmış.
Bu arada aşağıdaki kısa videoda bir an için Ahmet Ay kardeşimizi de gördüm. Ahmet, sen de penaltı atmaya hak kazandın mı? Penaltı attın mı? Sonuç nedir? Festivaldeki Gençlerbirliği standı ile ilgili izlenimlerini ve vereceğin bilgileri heyecanla bekliyoruz.
Biz Ankara Rüzgarı’nı bulamıyoruz, kaç yıldır tribünde olan adamlar nerede bu kitap diye ağlıyor, kulüp kitabı penaltı atmayı deneyen, belki çoğu Gençlerbirlikli bile olmayanlara dağıtıyor! Şiddetle itiraz ediyorum, işini bilen yönetici Ankara Rüzgarı’nı bastırıp uygun fiyatla Gençlerbirliği taraftarlarına satmalı, altyapıya kayıt yapan tüm çocuklara hediye olarak vermelidir. Böyle festivallerde de dağıtabilirsiniz ama taraftara ve öğrencilere ulaştırmak ilk göreviniz!
Çok haklısın. Ama en azından depolarda bekletilmekten bir tık da olsa faydalı iş yapmışlar.
Ben bedeli ne olursa olsun böyle bir kitabı alırım.
10 yıldır ayağıma top değmeyen ben bile 5’te 5 yapmaya gideceğim
Ahmet’in burun vuruşları efsanedir. Kalecimizin şanslı günüymüş bu arada
Ümit Abi insan ister istemez heyecanlanıyor, biraz kasıldım açıkcası.
Serkan Abi’nin dediği konu benimde aklıma geldi.
Bu sezon için kombine işi olmazdı, ama hediyelik eşya satışı da olabilirdi. Store ürünleri veya çocuklara yönelik özel festival ürünleri (kupa, anahtarlık falan)Ama Hakan Kaynar festival öncesi açıklamasında biz bu festivali alışveriş olarak görmüyoruz. Eski lunaparklarda penaltı kültürüne atıf yapmak için bu şekilde düzenledik tarzı birşeyler demiş. Yönetimin takdiri.
Bugün gittiğimde Gençlerbirliği taraftarları da vardı halktan Kişiler de.
Özellikle küçük çocuklara şut çektirip forma hediye edildi Hakan Hoca tarafından.
Çok takdir ettim açıkçası.
Böylesine değerli bir Kitap öyle herkese dağıtılmadı.
İlgi duyan ve muhtemelen Gençlerli olan kişiler rica etti ve onlara verildi.
Benim için en değerli anlar ise eski emektar topçularımızla fotoğraf çektirip muhabbet ettiğim anlardı.
Unutmadan arada Cavcav belgeseli de yayınlandı.
Necdet Abi ben ilk gün gittim. . Gençlerbirliği Ankara’nın bir değeri, Ankara Festivalinde kulübümün bulunmasını olumlu buluyorum. Bilinirlik ve farkındalık açısından diyeyim.Yukarıda da yazdım hediyelik ürün satılmamasını yadırgadım. Kombine satış işi bu sezon için olamazdı, malumunuz. Yoldan geçen insanların bizim standımıza gelmesi, marşlarımızı dinlemesi, hatta taraftarımız olmayan insanların penaltı için de olsa standımıza uğraması tanıtım adına olumlu bence. Ankara Rüzgarı kitabını bulmak zor bu şekilde dağıtılınca ulaşamayan taraftarlarımızın haliyle canını sıkacaktır. 90. yıl etkinliklerimiz kapsamında satışa çıktığı zaman edinmiştim ben. Aslında storemizde sürekli satışta olmalı.
Ben orada çektiğim fotoları sosyal medyada paylaştım. Kaydımı yaptırıp penaltı attım, ama üst direğe. Bana kitap ve Gençlerirliği çantası hediye ettiler (taraftarım diye torpil geçirdi sanırım). Bir kişi beşte beş yaptı. Askeri kamulajlı beyaz formadan verdiler. Yanımda taraftarımız olmayan bir arkadaşım vardı. O da eğlendiğini söyledi.
Üst direğin içine çarpıp kaleye girseymiş efsane bir gol olurmuş Ahmet…
Ankara ile ilgili etkinliklere kulübümüzün bir şekilde katılması ve taraftarların/futbolseverlerin de eğlenceli bir şekilde katılımını sağlaması güzel… Hatta daha da ileri gidip kurgu ya da doğaçlama olarak taraftarların da işin içine katıldığı antrenman ve maç etkinlikleri de eğlenceli bir şekilde medyada yer bulmak açısından yararlı olabilir. Örneğin bir antrenmanda taraftarlardan oluşan bir takımla 10 dakikalık bir gösteri maçı… Atatürk Lisesi’nin (Atatürk Lisesi olmadı da tesisların hemen yanındaki Ankara Atatürk Anadolu Lisesi oldu, o da olumlu) futbol takımıyla tesislarda ya da bir statta kısa bir gösteri maçı… Bir taraftarın çift kalede görüntü alıp medyaya servis edilecek kadar 5-10 dakika oynaması… Bir ya da birkaç taraftarın futbolcularla birlikte bir tur düz koşuya katılması… (Takımın bir antrenmanında Emre’nin Babası ile birlikte “takımdan ayrı düz koşu yapan” Hurşut’un yanına takılıp düz koşu yapmış ve bu sırada Gençlerbirliği’nin basın görevlisi Altan Bey’in çektiği fotoğrafları da Alkaralar’da ve sosyal medyada servis etmiştik. ) Ve daha birçok sosyal etkinlik… Bunlar ve benzeri etkinlikler haber değeri olan, toplumda Gençlerbirliği’nin sempati kazanmasını ve var olan sempatisini artırmasını sağlayan güzellikler olarak görülmeli bence…
Kulüp bunu güzel düşünmüş. Ben de penaltı özürlüler arasındayım ama yine de formadan daha çok hoşuma giden beyaz t-shirt hediye etti Cemalettin kaptan sağolsun. Kendisi ile bire bir tanışma fırsatını da festivalde buldum ve tanımaktan çok mutluyum. Keza Avni Okumuş ile de öyle…
Bu arada 5 dakikalık bir Ilhan Cavcav belgeseli gösterimi de oldu. Ankaralılara tanıtım ve benimsetme işini çok düşünmüşler, bu açıktı. Videoya da aldım ama buraya yüklemeyi beceremedim
