Yeniden Süper Lig’e çıktık, yeni bir stadımız var ve camiamız taze bir başlangıcın eşiğinde. Esen bu güzel rüzgarı seyirci sayımıza da yansıtmanın zamanıdır. Passolig’den önce on bine yaklaşan seyirci sayımızı yeniden yakalayıp geçebiliriz. Hedefimiz stadı doldurabilmek olmalı. Tabi bunu yaparken Gençlerbirliği kültürünü zedelemeden, zenginleştirerek yapmamız lazım. Aklıma gelenleri sıralamaya çalışacağım.
-
Pek çok arkadaşım çocuğuyla maça gitmek istiyor ama çoğu stadın fiziksel şartları, tribündeki küfür vs. sebebiyle çekiniyor. Buna bire bir şahidim. Çocukları stada çekebilecek organizasyonlar yapmalıyız.
a. Staddaki futbol dışı eglenceyi arttırmalıyız. Maç sıkıcı bile olsa çocuk maçta eğlenebilmeli. Çocukların seveceği bir maskotumuz olmalı mesela. NBA maçlarında örneğini sıkça gördüğümüz gibi bir maskotumuz olabilir. Bu maskot maç öncesi ve devre arasında küçük şovlar, yarışmalar yapabilir. Çocuklara küçük hediyeler verebilir.
b. Çocuğu ile birlikte kombine alan taraftara indirimlerin olacağı kombine paketleri oluşturulabilir.
c. Çocuk formaları, tshirtleri, oyuncaklar stad içinde ya da hemen stadın dışında satılabilir.
d. Stad içinde çocukların seveceği özel yiyecek ve içecek menüleri satılabilir, patlamış mısır, pamuk şeker vs. gibi. -
Üniversitelerdeki taraftar grupları oluşumuna kulüp destek verebilir. Özellikle okulların başlangıç tarihlerinde standlar açılabilir, indirimli kombine kampanyaları düzenlenebilir.
-
Ankara’da düzenlenen amatör halı saha turnuvalarına destek verilebilir. Oralarda futbolu gerçekten seven çok sayıda insan oluyor. Kazanan takımlara kombine, forma hediyesi verilebilir. Turnuvaların final maçlarına futbolcularımız, teknik direktörümüz katılıp kupa takdim edebilir.
-
Maç günü eğlencelerine kafa yorulmalı. İnsanların fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşabileceği ortamlar hazırlanabilir. Mesela oyuncularımızın, teknik direktörümüzün balmumu heykellerinin olduğu bir köşe ya da insanların kafalarını sokup bir Gençlerbirliği futbolcusuymuş gibi fotoğraf çektirebilecegi kartondan figürler olabilir.
-
Sosyal medya çok daha aktif ve yaratıcı kullanılabilir. Sadece takım odaklı değil, seyirci odaklı bir kullanım olabilir. Sosyal medyada “influencer” diye nitelenen insanlar maçlara davet edilmeli. Onların tribünden paylaşım yapmaları sağlanmalı.
-
Sivil toplum örgütleriyle ilişkiye geçilmeli, maçlara davet edilmeli. Ortak organizasyonlar yapılmalı.
Bunlar bir çırpıda aklıma gelenler. Seyirci organizasyonu için kurulacak bir ekibin yapacağı beyin fırtınasıyla daha bir sürü fikir ortaya çıkacak ve bu işler için ayrılacak makul bir bütçeyle eminim seyirci sayımızda bir sıçrama yaşanacaktır.