Yüreğin dert görmesin @Polatlili abi
facebook da “erdem erdem”, tribündergide “kızılınkarası” profilleri sürekli rakiplere küfür ediyor.
bir ara bizim erdem mi diye düşünmedim değil
Abi aşk olsun Benim küfürlerimi hak eden çok az sayıda insan var. Değerli küfürlerimi facebook ve tribündergi gibi yerlerde harcamam.
Maalesef bunların dışında da Facebook, Twitter gibi yerlerde agresif, saygısız, kışkırtıcı ve çok bilmiş bir tavırla paylaşımlar yapan, yapılmış paylaşımlara yorum yazarken rakiplerle alay edip aşağılayan, kışkırtan ve zaman zaman küfür de eden kişiler var. Aslında bu kişilerin Gençlerbirliği taraftarının tarihten, çok eski yıllardan süzülerek gelen ve devam eden rakibe saygılı ve centilmen kimliğini biliyor olmaları gerekir. Gençlerbirliği taraftarıyım diyorlarsa Gençlerbirliği taraftarlığının kimlik özelliğini bilmiyor olamazlar zaten. Beni üzen de işte bu. Bunu bile bile yapıyor olmaları. Yıllardan beri bu kadar yazılıp çizilmesine, anlatılmasına rağmen bu kişilerin hâlâ var olmaları ve tribünde, sanal ortamlarda Gençlerbirliği taraftarı kimliğiyle sağa sola laf yetiştirmeye çalışmaları, çemkirmeleri sıkıntılı bir durum. Ne yapacağız bilemiyorum.
Onların taktiğini uygulayacağız. Biz böyle değiliz Gençlerbirliği taraftarı olmak bu değil diyerek yanıt vereceğiz. Aklı başında insanlar ise anlar hıııım ben bir yerde hata yaptım der diye düşünüyorum. Tersi bir durumda zaten yanlış tribünde olduğunu bir şekilde hissedecektir.
Asıl bomba sağa sola sallayıp, hemen sonrasında Gençlerbirliği kimliğiyle övünmeleri. Adam bir başlığın altında klavyesinden salyalar akıtarak yazdıktan hemen sonra, başka bir başlıkta “gençlerbirliği böyle centilmendir, şöyle şahane kültürlü adamlarız” sohbetine katılıyor. Hem camianın neredeyse yüz yıllık saygınlığına zarar veriyor, hem de bu saygınlıkla övünmeyi kendisine hak görüyor.
O kafa da iyiymiş
İşte onun için hep “Forum” diyorum. İnanın ki bizim sandığımızdan daha çok takip ediliyor forumumuz. Alkaralar forumu Gençlerbirliği taraftarlarının internetteki ilk platformu… Forumda çok kalabalık ve hareketli zamanlar da yaşandı, boşaldığı ve durgunlaştığı zamanlar da… Ama Alkaralar sitesi ve forumu her zaman Gençlerbirliği taraftar kültürünün en iyi yansıtıldığı özgür bir alan ve ülkemizdeki futbolseverlerin Gençlerbirliği taraftarları hakkındaki ilk başvuru kaynaklarından birisi oldu. Forumdaki her konu başlığında üyelerce yazılan görüş ve düşünceler genel olarak Gençlerbirliği taraftar kültürünün oluşmasına ve zenginleşmesine katkı sağlıyor ve bunları kayıt altına alıyor. Gençlerbirliği taraftar kültürünün korunmasını ve yaşamasını istiyorsak, Gençlerbirliği taraftarına yakışmayan davranışların ve söylemlerin etkinliğinin kırılmasını, azalmasını ve silinip gitmesini istiyorsak forumu ihmal etmememiz, uygun zaman bulduğumuzda görüşlerimizi forumda paylaşmamız gerekiyor. Bu kadar eli kalem tutan ve güzel yazan taraftarların bulunduğu bir forumda çok şey mi istiyorum?
Karşı Tribün adlı Facebook sayfasının yöneticileri, sizi tanımıyorum, kim olduğunuzu bilmiyorum. Onun için sizinle kişisel bir sorunum da yok. Bilgilenmek için bütün Gençlerbirliği taraftar sayfalarını takip ettiğim gibi sizin sayfanızı da takip ediyorum. Hoşuma giden bir paylaşım gördüğümde de forumda paylaşıyorum. Bireysel bir Facebook sayfası olsa yaptığı paylaşıma kesinlikle müdahale etmem, kişisel görüşüdür der geçerim ama Gençlerbirliği taraftar sayfası sıfatıyla yaptığınız bu paylaşım çok yanlış, çirkin, sorumsuzca ve saygısızca… Paylaşıma yapılan yorumların çoğu da aynı şekilde… Gençlerbirliği taraftarının centilmen kimliğine hiç yakışmıyor ve zarar veriyor. Ankara’nın iki tarihi ve güzide kulübü Ankaragücü ve Gençlerbirliği taraftarları arasında dostluk ve kardeşliği savunanlar için kullandığınız “yalaka” sözcüğü her şeyden önce Gençlerbirliği’ni seven kendi taraftar arkadaşlarınıza hakarettir. Ayıptır. Zaten iki kulübün ve taraftarlarının kendilerine göre yeteri kadar büyük ve ağır sorunları var, bir sorun da siz yaratmayın. İki takım taraftarları arasında bir düşmanlık oluşursa ve bunun sonucunda bir taraftar kardeşimiz dahi zarar görürse hiç mi vicdanınız sızlamayacak, hiç mi sorumluluk hissetmeyeceksiniz? Rica ediyorum, yapmayın bunu. Bırakın böyle tehlikeli ve sorumsuzca paylaşımları…
Necdet Abi duvara konuşuyorsun! Ya da keşke duvara konuşsan
Haklısın Serkancığım. Liseli ergen değiller ki ergendir deyip geçelim. Yaşını başını almış, eğitimli insanlar… Ne yapacağız bilemiyorum.
Alakasiz olacak AMA her arkadasimizin okumasi amaciyla ekliyorum …
Bilgin Gökberk’ten yine HARIKA bir yazı;
“BaşakCity” dedi onlar için. Tarifi yerli yerinde: “Bir kentte yaşayan insanların parasıyla onları mutsuz etmek için kurulmuş takım.”
Biz İstanbul’da yaşayanlar cebimizden gasp edilen paralarla Başakşehir rezaletinin kaynağını sağlıyoruz. Peki, nedir Başakşehir?
Siyasal İslamcılar İstanbul belediyesini ele geçirince, kafalarındaki betondan kenti yaratmak için model gerektiğinin farkındaydılar. Geleneksel İstanbul semtlerinden farklı, öngördükleri yaşam biçimine uygun bir yer yarattılar. Adına da Başakşehir dediler. Muhafazakâr, betondan, sanatsız, sevgisiz, acayip bir semt…
İleride ülkeyi ne hale getireceklerinin küçük örneğiydi burası. İktidar basamakları hızla tırmanıldı. Cumhuriyet çöktü ve Yeni Türkiye kuruldu.
Din afyonunu sıkça yutan, milliyetçilikle avutulan ahaliye bir de ayak topu uyuşturucusu şırınga edilmeliydi. Genlerine Cumhuriyet kazınmış Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ile bu işin olmayacağı da kesindi. Her ne kadar FETÖ ile birlikte Fenerbahçe’ye hamle yapıldıysa da, iş tutmadı, kitleler ayağa kalkınca geri adım atıldı. Öyleyse? Sahte başarı öyküsünün zamanı geldi. Muhtemelen geç kaldıklarının da farkındalar, bu sene Başakşehir şampiyon yapılacaktır!
Galatasaray değerli arazisini TOKİ’ye verip, pek de matah olmayan bir yerde yeni stadına kavuştu. Tevfik Fikret’in ruhu şahlandı açılış gününde, yöneticiler on takla attı ama protestolara engel olamadılar. Dönemin bakanı Erdoğan Bayraktar taraftara hakaret etti. RTE aradığını bulamadı, tepesi attı. Galatasaray’dan hesap sorulmalıydı elbette. İş üç beş yöneticinin kellesinin alınmasıyla bitecek sananlar yanılır. Kulüp ile lise tartışmasını bir de burada okuyun.
Bir dakikada yüz kere “Sayın Cumhurbaşkanım” deme becerisine sahip olsa da başkan Fikret Orman, tribünlerden taşan özgür ruhu durduramadı. Beşiktaşlılar Çarşılı ve her iktidara karşı olmaktan vazgeçmedi. Yargılamalar, hedef göstermeler gerçeğin üstünü örtmedi. İsyankâr Beşiktaşlılar halkın çocuklarının yanında yer aldı.
Ve Fenerbahçe! Emel Anne, Haydar Amca, Gürkan stada girdiğinde, hep bir ağızdan “Ali İsmail Korkmaz Fenerbahçe yıkılmaz” diye haykırdı binlerce taraftar. Orası “ülkenin kaymağının yendiği Kadıköy”dü! Ülkeye dalga dalga yayılan “İzmir Marşı” o tribünlerde söylendi ilk olarak.
RTE kendi eliyle açtı Başakşehir stadını. Turuncu formalarla sahaya çıktı takımı. Yıldırım Demirören, iktidar komedyeni Yılmaz Erdoğan, Acungiller, Hidayet, kimi arasan oradaydı. Zorla getirilen belediye işçileri, RTE’nin herkesin kenara çekilmesiyle attığı üç golü alkışladı.
Önemlidir, artık ülkede maçlar böyle oynanmaktadır. Hani VAR sistemi diyorlar ya, sarayın bir odasına kuruludur, sultandan izinsiz hücuma kalkmak yasaktır.
Diyeceğim; Baba Hakkı’yla, Lefter’le, Metin Oktay’la takımlarına sevdalanmış isimler için, bu ligde maç oynanması utançtır. Bırakın Başakşehir, Konyaspor, Osmanlıspor kendi ligini kursun, orada top tepelesinler.
Şike arıyorsanız hâlâ, Başakşehir’in varlığı başlı başına şikedir!
Gençlerbirliği Spor Kulübü’nün 100 yıllık kültürü ve taraftarlık anlayışımızın temsil ettiği değerler ile taban tabana zıt açıklamalar ve yorumlar yapan bu sitenin yöneticisi kimdir neyin nesidir ben de tanımıyor ve bilmiyorum. Kimliklerini gizleyerek yazıp çizdikleri için başka takımlara ve o takımların taraftarlarına sataşmayı maharet sayıyorlar. Yanlış yoldan gidiyorlar. Bir an önce üsluplarını düzeltmelerini temenni ederiz.
Sözüm, Twitter ve Facebook gibi sitelerde Gençlerbirliği taraftarı adı altında çeşitli bahanelerle Ankaragücü taraftarlarıyla tartışmalara girip Ankaragücü düşmanlığı üzerinden Gençlerbirliği taraftarlığı yürütmeye çalışan arkadaşlara… Kendilerinden rica ediyorum, bu iyi bir şey değil, yapmayın!
Kaç defa yazıp çizeceğiz! Ankaragücü ile Gençlerbirliği taraftarları arasındaki dostluk, arkadaşlık ve kardeşliği bozmaya çalışmakla ne geçecek elinize? İki takım taraftarları arasında birbirini sevmeyenler de var, birbirlerinin maçlarına gidip destek veren insanlar da var, Kabul, kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Ama sevmeyenler, nefret edenler lütfen çeşitli bahanelerle bu nefretlerini sosyal medyada kusmasın. Sevmiyorsanız biraz sessiz kalın yahu! Her şeye, her olaya atlamayın! Galatasaraylı birisi tutuyor Eryaman Stadının önündeki metro durağının adına takıyor. Tartışmanın kızıştığı anlarda bizim arkadaşlar da Gençlerbirliği taraftarı kimliğiyle olaya dahil oluyor. (Bkz. Diego dur Allah’ını seversen sen de, zaten ortalık karışık!) Galatasaraylı birisi Ankaragüçlülerle tartışmaya girmiş, size ne, bize ne! Yapmayın arkadaşlar!
Bizler bu şehrin ezeli rakip - ebedi dost olan tarihi ve güzide kulüpleri Ankaragücü ve Gençlerbirliği’nin taraftarlarıyız. Taraftarlık dostluk, arkadaşlık ve kardeşliktir. Aynı şehirde yaşıyoruz. Çoğumuz aynı sitede, aynı apartmanda komşuyuz. Aynı toplu taşıma araçlarında birlikte yolculuk yapıyoruz. Bazı ailelerde baba Ankaragüçlü ya da Gençlerbirlikli, çocuklarından birisi Ankaragüçlü diğeri Gençlerbirlikli… Okullarda, işyerlerinde birbiriyle iyi arkadaş olan Ankaragücü ve Gençlerbirliği taraftarları var. Bazen Ankaragüçlüler Gençlerbirliği maçına gidiyor, bazen de Gençlerbirlikliler Ankaragücü maçına… İki takım taraftarları da kendi renkleriyle birbirlerinin maçlarını tribünde rahatça izleyebiliyor. Bu insanların arasında düşmanlık yaratmaya çalışmak iyi bir şey değil. Yapmayın!
benimde gözlemlediğim kadarıyla çıkar, belirli bir amaç için taraftar grupları bizim tribünlerde de türedi. bu adamlar üyeliğe de alınıyor. ilerde taraftar sesi gibi öne çıkıp bi yandan da yönetimde söz sahibi olacaklardır. bu iki tarafı da sıklaştırdın mı kulüp e istediğini yapabilirsin zaten. gençlerbirliği taraftarının yapısını ve tribün kültürünü değiştireceklerine hiç değinmiyorum bile. sessizce izliyoruz sadece.
bir de son dönem gençlerbirlikli olmuş ya da öyle gözüken, tribüncülük oynayan insanlar da türedi.
Bugün Twitter’de Gençlerbirliği hakkında yapılan paylaşımlara bakarken “Soygaz” adlı Gençlerbirliği taraftarı olduğunu iddia eden ve kim olduğu bilinmeyen bir kullanıcının Ankaragücü’ne hakaret eden sözleri sebebiyle Ankaragücü taraftarları ile girdiği bir tartışmaya rastladım. Ankaragücü taraftarı da bu hakareti öne sürerek tüm Gençlerbirliği taraftarları böyleymiş gibi bir paylaşımda bulunmuş.
Bu kişi daha önce de Ahmet Oğuz’un ayağının kırılması temennisinde bulunmuş, bazı arkadaşlarımız tarafından ayıplanıp uyarılmıştı. Adı geçen kişinin benzer çok mesajı var.
Bu nasıl bir futbolseverliktir, nasıl bir taraftarlıktır yahu! Ayıptır ayıp! Ankara’nın tarihi ve güzide bir takımı olan Ankaragücü’ne hakaret etme hakkını size kim veriyor? Bu nasıl bir takıntıdır anlamak mümkün değil. Gençlerbirliği ile Ankaragüçü taraftarlarını birbirine düşman etmek isteyen birileri bazı kişileri sosyal medyada özel olarak görevlendirseler bundan fazlasını yapamaz, çünkü utanır. Gençlerbirliği taraftarlarının centilmen taraftarlık anlayışından uzak kişilere sesleniyorum: Sosyal medyada yaptığınız bu tür paylaşımlar her şeyden önce futbolseverliğe ve Gençlerbirliği’ne zarar veriyor. Bırakın bu işleri, Gençlerbirliği taraftarına yakışır şekilde paylaşım yapacaksanız yapın, yoksa sosyal medyada, çeşitli ortamlarda “Gençlerbirliği taraftarıyım” diye gezmeyin!
Aaah Gardaşım ahhhhhh ah!
Bunlar var ya bunlar, uydurulmuş bir ismin arkasına gizlenip, nasıl olsa beni bulamazlar diye düşünüp atıp tutmayı bir şey zanneden zavallılar.