TFF 1.Lig Gelişmeleri

Nasıl bıraksın, hepimiz hesap uzmanı olduk

1 Beğeni

CEVAB VERİYORUM.

Hesabı kitabı nasıl bırakalım Kadirciğim, hâlâ döşümüzü kaşımaya başlayabilmiş değiliz. Ama bu hesap kitap işinin benim için bir emekli eğlencesi haline gelmiş olduğunu da inkâr edemeyeceğim. Son dönemde matematiği bayağı sevdik yahu! Serkan’ın dediği gibi sadece ben değil neredeyse hepimiz hesap uzmanı olduk. İkili averaj, üçlü averaj, genel averaj hesaplamaları, rakiplerin olası kayıpları, bizim alabileceğimiz puanlar vesaire vesaire…

Beni bu hesaplamalara iten, sosyal medyada yaptıkları paylaşımlara ayar olduğum bazı sabırsızlar var. Ligin başından beri şampiyonluk hayırlı olsun diyen mi ararsın, şampiyon olduk diyen mi ararsın, bir bakıp çıkacağız dedik, baktık çıkıyoruz diyen mi ararsın… Bunları yazarken güvenip tutundukları dal da her maçta sağlam dayak yiyerek aldığımız 1-0’lık, 2-1’lik ballı galibiyetler…

Ben şansa, rastlantılara ve biraz da uğur ve nazara inandığım için takımı şanssızlık, uğursuzluk ve nazardan korumak amacıyla yapıyorum bu hesaplamaları… Sonuçta annemizin nazardan korumak için kurşun döktüğü bir neslin temsilcisiyiz.

Bu noktada şimdi sosyal medyada yaptığı zamansız paylaşımlarla takıma nazar değdiren ve uğursuzluğa sebep olan kişilerden birisini ifşa edeceğim. Bülent Atlas diye biri var, Klasspor’un sahibi ve genel yayın yönetmeniymiş. Yav bu adam neymiş be kardeşim! Uğursuzluk olur da bu kadar olur.

İşte 23 Ocak 2019’da Bülent Atlas’ın twitter hesabında yaptığı bir paylaşım:

"At fava bekle
Nisan’ın ilk haftası Gençlerbirliği, Süper Lige çıkmayı garantilemiş olacak…"

Bu da 23 Ocak 2019 tarihli başka bir paylaşım:

"1: Gençlerbirliği’nin önünde kazanabileceği 4 maç var. Altınordu, Eskişehir, Osmanlı, Elazığ
Neredeyse tüm rakipleri ile de maçları içerde
Bu maçları kazandığı taktirde Gençlerbirliği Süper lige tesbih çekerek çıkar."

Bunları yazdıktan sonra Gençlerbirliği Altınordu’ya yenilip liderliği kaybedince, Bülent Atlas telaşlanıyor ve 30 Ocak 2019’da Klassporda bir yazı kaleme alıyor. Yazının başlığı: "RAKİPLER BOLD PİLOT GİBİ ARKADAN GELİRKEN…"

Ama iş işten geçmiştir artık; Gençlerbirliği, Eskişehirspor ve Osmanlıspor ile oynadığı maçları da kaybedip averajla üçüncü sıraya düşmüştür.

Neyse takım sonra toparlandı ve tek tek basaraktan, bade süzerekten, inci dizerekten tek farklı galibiyetlerle durumu düzeltip yeniden lider oldu. Ligin bitmesine 5 hafta kalmışkene, cumartesi günü biz İstanbulspor’u zar zor 1-0 yendik ve ertesi gün oynanacak Boluspor - Gazişehir ve Altay - Hatayspor maçlarını beklemeye başladık. Boluspor’a 1-0 yenilen Gazişehir ilk 2’ye girme umudunu kaybetti. Altay - Hatayspor maçında Altay galip geldiği takdirde “Şampi…” diyecektik ve önümüzdeki maçta Karabükspor’u yendiğimiz takdirde Süper Lige çıkmayı garantileyecektik. Hemen avını kapmak için zamanını kollayan bir tilki gibi gizlendiğim yerde pısıp pusuya yattım. Altay 1-0 öne geçti, ben olabildiğince sessiz ve sakin bir şekilde maçın böyle bitmesini temenni ederek heyecanla bekliyorum. İlk yarı tam istediğim gibi 1-0 Altay’ın galibiyetiyle bitti.

Ve devre arasında Bülent Atlas’tan verdiğimiz bütün emekleri heba eden zamansız bir paylaşım:

"45 dakika sonra Gençlerbirliği Süper ligde…"

Adam maçın devre arasında bu paylaşımı yaptı ve ikinci devre başladıktan 2 dakika sonra 47. dakikada Hatayspor durumu 1-1 yapan golü attı, inanabiliyor musunuz? Maç da 1-1 bitti ve maalesef “Şampi…” diyemedik. Önümüzdeki maçta Karabükspor’u yenersek bir puana daha ihtiyacımız var.

Durum bence ciddi… Hatayspor oynayacağı 4 maçı da kazanıp toplam 12 puan alabilecek güçte bir takım. Bizim son üç haftada oynayacağımız maçlar ise çok zorlu… Bu maçların üçünü de kazanabiliriz, üçünü de -Allah korusun- kaybedebiliriz. Çünkü ligin ikinci yarısında, hatta ligin tamamında birkaç maç hariç yendiğimiz hiçbir rakip karşısında net bir üstünlük sağlayamadık. Galip geldiğimiz birçok maçta futbol şansı, futbol tanrıları yanımızda oldu. Kimsenin keyfini kaçırmak istemem ama bu da beni endişelendiriyor açıkçası…

İşte arkadaşlar biz bu hesapları bunun için yapıyoruz. Şampiyonluğu garantilemeden konuşmak, dereyi görmeden paçayı sıvamak istemiyoruz. Sosyal medyada yaptıkları zamansız paylaşımlarla takıma nazar değdiren ve uğursuzluğa sebep olanlara karşı bir savunma mekanizmasını hayata geçiriyoruz. İşimiz zor vesselam… Neyse, az kaldı. Hayırlısı be gülüm… :blush:

1 Beğeni

Coşkun kardeş, elimizde kağık kalem hesap yapmaktan oralara bir türlü gelemedik. Süper Lige çıkmayı bir garantilesek, sonrasında döşümüzü kaşıya kaşıya fikirlerimizi söyleriz. :blush:

Necdet Abi sen ne yaptın ya :)))

Yıldırım Türker 2010ların başlarında, Sivas katliamı ile ilgili bir yazı yazmış, yazının bir bölümünde de dönemin yazarlarının olayı nasıl gördüklerini aktarmıştı. Şok etkisi yaratan bir yazıydı, yazdığınız her şeyin bir gölge gibi sizi takip ettiğinin ispatı gibi bir yazıydı. Hadi Mehmet Barlas’ı geçtik, demokratik bildiğimiz Cengiz Çandar’ın ne yazdığını tüylerimiz diken diken okumuştuk. Necdet Abi, sen de Klasspor Genel Yayın Yönetmenine Yıldırım Türker gibi bir operasyon yapmışsın adeta… “öyle işkenbeden sallamayın, tarih önünde hesap verirsiniz” uyarısını gördüm. İşin kötü tarafı biz sadece yazı diliyle sallamıyoruz, bir de canlı yayına çıkıyoruz. Çok yakındır böyle ifşa edilmemiz :slight_smile:

Öte taraftan Necdet Abinin bulaştığı zihniyetin, takımın yaşadığı düşüşlerde katkısı olduğunu düşünüyorum. Düşüncenin öyle bir gücü var ki, o kader etkiliyor ki insanları, ne kadar profesyonel olurlarsa olsunlar, yanlarında sürekli her şeyi hafife alan kişilerin yorumlarını gördüklerinde etkileniyor, kendilerini olmadıkları kadar iyi, rakiplerini olmadıkları kadar kötü görmeye başlıyorlar. Takım belli ki bu rahatlıktan kötü etkilenmiş. Sosyal medya çok önemli değil gibi görünse de, yakın zamanda Sunderland ve Beitar takımlarıyla ilgili izlediğimiz belgesel yayınlarda, oyuncuların sosyal medyayı nasıl takip ettiklerine şahit olmuştuk. Bu nedenle, takımın başarısında ya da başarısızlığında, herbirimizin ortaklaştığı alanlar var. Bazen takımın performansına doğrudan etkimiz olduğu bile oluyor. Bu nedenle, takımı yüreklendirirken de, eleştirirken de belli bir dili ve ciddiyeti her zaman korumak zorundayız. Bu da bize ders olsun! Klasspor Genel Yayın Yönetmeninin durumuna düşmeyelim :smiley::smiley::smiley:

3 Beğeni

Canlı yayınlarda söylenenler için de bir video derleme çalışmamız olacak Serkancığım. Ama kesme, biçme ve birleştirme konusundaki teknik bilgi ve program eksikliklerinden dolayı çalışma biraz ağır ilerlediği için sezon sonuna yetişebilecek ancak. Bu arada Klasspor’un sahibi ve genel yayın yönetmeni Bülent Atlas’la telefonda görüştüm ve bu hafta sosyal medyada “İnşallah, umarım yeneriz”, “İnşallah, umarım Süper Lige çıkarız”, “İnşallah, umarım Hatayspor puan kaybeder” gibi dilek ve temenni içeren paylaşımlar dışında “Kesin yeneriz”, “Hatayspor yenilecek”, “Hatayspor puan kaybedecek” gibi kesinlik ifade eden paylaşımlar yapmaması konusunda kendisini çok sert bir dille uyardım. :blush:

Geceden beri “Cevap Veriyorum” adli kitabi analiz etmeye calisiyorum.

Belki kitap degil, daha cok Emile Zola’nin “J’accuse- Sucluyorum” u gibi bir acik mektup.

Rus romanlarindaki kisilikler gibi, uzun yillar burokraside calisip emekli olan “Polatlili” ismindeki yazinin kahramani artik huzurlu gunlere ulasacagini dusunup baskentteki evine ve sehrin periferisinde yer alan il olmak isteyip olamayan kasabasina yerlesmis, buyuk tutkusu Genclerbirligi ve kacirdigi tutkusu matematik ile ilgilenmeye karar vermistir.

Genclerbirligi Tanil Bora’nin Bochum’unun 27 yillik ligde oynama basarisini gecince asil "Unabsteigbaren-Asla Dusmeyenler"i olmus fakat 40 yillik baskanlarinin vefati sonrasi olusan bosluk-girdap havasinda bu rekorun kirilmasinin ardindan superlige veda etmistir.

Huzur, basari, guleryuz bekleyen kahramanimiz “Polatlili” icin kara gunler baslamis, bir “beka” sorunu ortaya cikmistir.

Artik tek hedef vardir, Gencler’in alt ligde son oynadigi iki sezon olan 1982-83 ve 1988-89 gibi ligi surklase edip, mumkunse devre arasinda terfiyi garantilemek, sonrasinda da firca, tirmik, yun tefrik makinasi… artik ne ele gecerse onunla gogsunu kasiyarak kalan maclari seyretmektir.

Lige hic beklenmedigi gibi baslayan Gencler, ligin surpriz takimi Hatay dahil olmak onune gelene “urun kellesini” tavriyla saldirmis, 11 macta 10 galibiyet ile dosta guven, dusmana korku vermistir. Ilk zamanlardaki rakip Bolu kendi evinde gayya kuyusuna atilmis, “sampiyon olmamiz engellenemez” diye tezahurat yapan Gencler taraftarina “kim engelliyor la sampiyon olmanizi” diye Bolulu dayilardan bile destek gelmistir.

Herkes mutluluk sarkilari soylerken “Polatlili” hala tedirgindir. O bilirki diger takimlarda “Cumali Bisi, C.H.Bag, Marko Pasa” gibi tehlikeli oyuncular vardir ve "Winter is coming-Kis geliyor"dur.

Kis maalesef gelmistir ve mevsimin ilk yarisinda 2, ikinci yarisinda 4 muharebe kaybedilmistir ama savasta hala ustunluk tam olarak kaybedilmemistir.Tek yapilmasi gereken son 13 maci kazanmaktir.

Ama bazi esrik kafalar hala gecmis zaferlerin turkulerini soylemektedir. Sakarya Meydan Muharebesi’nin gectigi topraklardan gelen “Polatlili” bu kisilerin aymazliklarini hayifla izlemekte, kendi kendine bu sahislar icin "ne yapmak, nereye varmak istemekte"lerini sorgulamakta ve bir gun gercekleri yuzlerine carpmak icin her seyi kaydetmektedir. Bilmezler ki “Polatlili” aslinda bir vakanuvis’tir ve bu iste ilk ogrendigi “Verba volant, scripta manent-Soz ucar , yazi kalir” dir.

Kokenleri Altay Oblasti’na, Otuken’e dayanan “Polatlili” nin ruhunda hala atalarinin sevincleri, korkulari kol gezmektedir. Iyi ile kotunun, aydinlik ile karanligin savasinin hep devam edecegini, kem gozlerden korunmak icin biraz dusuk gorunurlukte olmanin fayda verecegini bilir.

Ama aaah bu tecrubesiz guruh. Kendilerine “Stendahl’in Ogrencileri” adini takip, kirmizi-siyah giysilerle “Papazin Bagi” veya Ataturk Orman Ciftligi’nde bulusup zafer cigliklari atan bu zavalli Epikurist topluluk! “Polatlili” nin onlara bakip soyleyecegi tek sey vardir artik, en sevdigi siir olan “O Belde” den:

“sana yalniz ince bir taze kadin
bana yalnizca eski bir futbolsever diyen
melali anlamayan nesle asina degiliz”

3 Beğeni

İşte budur. Valla ne diyeyim Coşkun kardeş, Polatlılı’nın ruhunu okumuşsun. Ancak böyle anlatılabilirdi. :blush:

1988-1989 sezonu 2. Lig Puan Cetveli… Takım o sezon 32 maçta 73 gol atıp 76 puan toplayarak ve ikinci sıradaki Orduspor’a 16 puan fark atarak rahat rahat, döşünü kaşıya kaşıya şampiyon olmuştu.

2 Beğeni

Ligi 11.sirada Turanspor bitirmis. O yil Turanspor olarak mi oynamislardi, Sekerspor olarak mi? Kafa karisiyor bu takimin ismini takip etmekten.

Bir de 1982-83 te sampiyon olunca Sekerspor’dan Koray’i transfer etmistik. Baska kimler var acaba Sekerspor’dan Gencler’e gelen?

Abi ha gayret 3 sayfa daha yazarsan 800 sayfalik El Insani Kamil ile sahife adedinde basabas yarisir bir kitap olarak bu forumu El Insani Genclerbirligi ismi altinda yayinlayabiliriz.

Bu sezon kitaplar doldurur…Belkide DVD yapsak daha iyi fikir olurdu ne dersin ?

1 Beğeni

O sezon Şekerspor olarak oynamıştı. Zaten Şekenspor’daki isim değişiklikleri kapanmadan önceki son dönemde olmaya başladı. Bir ara adı “Polatlı Şekerspor” bile olmuştu. Turanspor olarak kapandığı için internet ortamındaki puan cetvellerinde ve maç sonuçlarında öyle gözüküyor sanırım.

1 Beğeni

Ne yapalım Kadirciğim, kendimizi heyecandan klavyeye vurduk. Bu kadar gergin geçirdiğimiz bir sezonu hatırlamıyorum. Bu gidişle bir kitap doldurur gerçekten. :blush:

1 Beğeni

Rahmetli İlhan Cavcav takımı niye şampiyonluğa oynatmıyordu umarım herkes anlamıştır artık :slight_smile:

3 Beğeni

Süper Ligde şampiyonluğa oynasak sanırım bu kadar gergin olmazdık İlkerciğim. Bu sezon bambaşka… Yendiğimiz rakiplere oyun ve skor olarak net bir üstünlük sağlayamamamız futbolcularda ve taraftarlarda gerginliğe sebep oluyor gibi sanki. İlk yarıdaki Giresunspor maçına kadar lig henüz yeni başladığı için oyun ve skorlar yeterli olmasa da kayıpsız gitmenin önemli olduğunu, zaman içerisinde oyunumuzun da gelişerek oturacağını düşünmüştüm. Benim gerginliğim Giresunspor maçında başladı ve neredeyse ligin sonuna geldik hâlâ devam ediyor. Bu süreçte de iki kez korktuğum başımıza geldi. İlk yarıda üst üste Balkes ve İstanbulspor’a yenildikten sonra ikinci yarının hemen başında da üst üste dört maç kaybettik ve bir anda lig liderliğinden üçüncülüğe düştük. Neyse, artık yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik sayılır. İnşallah Karabük maçını da kazasız belasız atlatıp, sonraki maçlardan da en az bir puan alıp döşümüzü kaşımaya başlarız. :blush:

2 Beğeni

Süper Ligde Medipol Başakşahir geçen hafta kendi sahasında Çaykur Rizespor’la son dakikada berabere kaldıktan sonra bu akşam da yine kendi sahasında Göztepe’ye 2-0 yenildi ve iki haftada toplam 5 puan kaybetti. Galatasaray bu hafta Konyaspor’u deplasmanda yenerse averajla liderliğe yükselecek ve şampiyonluk yolunda çok önemli bir avantaj sağlayacak. Başakşehir ise Galatasaray’a yenilirse lig sonunda üçüncülüğe bile düşebilir.

Herkesin şampiyon olmasına kesin gözle baktığı Başakşehir şampiyonluğa oynama gerginliğinin altından kalkamamış gibi gözüküyor. İki hafta üst üste kendi sahasında oynadığı halde her şey tersine döndü. Futbol böylesine ilginç bir oyun. Çok büyüklenmemek, kibirlenmemek ve hiçbir rakibi küçük görmemek gerekiyor. Kardemir Karabükspor’la oynayacağımız maç öncesinde sosyal medyada şimdiden şampiyonluğumuzu ilan eden paylaşımlar her gün biraz daha artıyor. Şampiyonluk yolunda çok büyük bir avantaj yakalamış olsak da durumumuz bizim ve rakiplerin alacağı sonuçlara göre şekillenecek. Onun için bu tür paylaşımları erken ve zamansız buluyorum. Çünkü oynanmamış hiçbir maç henüz kazanılmamış bir maçtır. İkinciden 5 puan, üçüncüden 10 puan farkla başladığımız ikinci yarının ilk dört maçını kaybedip birdenbire averajla üçüncülüğe düştüğümüzü, Hatayspor ve Osmanlıspor’a karşı ikili averaj üstünlüğünü yitirdiğimizi unutmayalım. Daha kazanmamız gereken 4 puan var. Öncelikle futbol kamuoyunun kazanmamıza kesin gözle baktığı Karabükspor maçını ciddiye almalı ve nasıl olsa kazanırız diye gevşememeliyiz. Giresunspor’un iki hafta önce Karabükspor’la deplasmanda berabere kalarak kaybettiği 2 puan, ligde kalan dört maçını kâbusa çevirdi. Allah korusun bu maçta yaşayabileceğimiz en ufak bir kaza ligdeki bütün dengeleri değiştirebilir. Sonraki üç maçımız çok zorlu çünkü…

HAYDİ GENÇLER!

3 Beğeni

Uzak ara şampiyonluk için mi konuşuyoruz, yoksa 4 maçta 4 puanla gelecek otomatik terfi için mi?

Şu anda 4 maçta 4 puanla gelecek otomatik terfi için konuşuyoruz Coşkun kardeş. Adı adım gitmekte, Hatayspor’un tüm maçlarını kazanıp puanını 67’ye yükseltebileceği varsayımıyla hareket etmekte fayda var bence. Hatayspor bugün Adanaspor’u 4-1 gibi farkı bir sonuçla yendi ve puanını 58’e yükseltti. Yine “Şampi…” diyemedik. :blush:

Abi bu saatten sonra buradan ligi verebilecek tek takim varsa o da biz oluruz…Demeyecegim.

BU is bitmis bence puan degil Kutlamalar nerede olacak onun hesabina bakalim…

1 Beğeni

Son 4 maçta 10 puanın altı ciddi basarisizliktir.

BAL ligi seviyesinde Demir Çelik dahil dört maçın var ve hala hesap dört puansa ne işi var bu takımın üst ligde. Deplasmanlar Karabük, Gazisehir yerine Vodafone, Avni Aker falan olacak.

Seneye takımın hocası kim olacak, günümüzün sorusu o.

Zaten Necdet Ağabey iki haftaya zafer şarkıları ile burayı donatir.

Hedef dört maçta 12 puan. Hayyyydi Gençler :slight_smile:

1 Beğeni

Biz çocukken annem ilkokul önlüklerimizin, gömleklerimizin koltuk altlarına küçük nazar boncukları dikerdi. Çok nazar duası okurdu ve kurşun dökerdi. Evde kurşun tükendiğinde bir şekilde temin ederdi. Hem bize hem de komşuların çocuklarına sevabına bir hizmet… Üstümüze gerdiği çarşafın altında heyecanla beklerken, gaz ocağında ısıtılan bir kepçenin içinde eritilmiş kızgın kurşunun suya değdiğinde çıkarttığı “Coss!” sesiyle biraz korkup irkilirdik ama iyi geleceğini bilirdik ve iyi de gelirdi zaten. Soğuyup sertleşmiş kurşunu sudan çıkarıp incelediği zaman üstümüzde ne kadar göz, nazar olduğunu hemen anlayarak defederdi. Nazar duaları okunduktan ve kurşun döküldükten sonra rahatlayıp tüy gibi hafiflerdik. Annemin sırta bardak vurma uygulamaları da vardı ama o tamamen sağlık içindi, nazarla bir ilgisi yoktu. İşte ben de kurşun dökmeyi ve nazar duaları okumayı bilmediğim için nazar duası yerine geçmek üzere böyle paylaşımlar yapıyorum ne yapayım! :blush:

2 Beğeni

CIA bile ilk instagram fotografinda nazar boncugu paylasmis. Bunda da bir dahliniz var mi acaba, dehset merak etmekteyim :slight_smile:

ilgili link: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-48076785