Yeniden kongre kararı alınması

Bir aylık yönetimin transfer tahtasını açamayıp yeniden kongre kararı alınması ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

1 Beğeni

belliydi.

niyazi başkan’ın görevi bırakmaması,

yönetimdeki gereksiz insanların yerine görevini yapabilecek gençlerbirlikliler gelmesi iyi olur.

transfer tahtasını açamıyorsak açamıyoruzdur. yönetim kuruluna aday olanlarda azim inanç olsun yeter.

genel kurula kadar;
bu pis havanın temizlenmesi,
hiçbi şekilde körüklenmemesi,
kömür-çıra atanlara kanılmaması,
muhalif-iktidar jargonunun terk edilmesi:
kendine gençlerbirlikliyim diyenlerin dikkat edeceği ayrıntılar olmalıdır.

ve yönetimde mümkünse iş adamları-kadınları, bilmem ne politik…vs yerine,
böyle sıfatlar taşımayacak insanların olması mutluluk verici olur.

mansur yavaş’a camia olarak sesimizi duyurmalıyız.

1 Beğeni

ek olarak birileri çıkıp işte parayı veriyorum şu mevkiyi de alırım diyorsa, camia’ya saygıdan bunu dillendirmemesi, kişisel atışma ya da çıkar için kulanmaması, hem kendi erdemleri açısından hem camia’nın sağlığı açısından iyi hemde gayet iyi olur.

taraftar bu kulübü bu hale getirmedi. sizler hep bi yerlerdeydini en kötüsü ağızlardaydınız. bi şekilde bu işin içindesiniz. ve çoğunuz paranızla bu kulüpte sivrildiniz. bunlar acı ancak gerçeklerdir. ben şunu bunu yaptım deyin isterseniz. paranız olmasaydı şu içinde bulunduğumuz durumda adınız bile geçmezdi. ortada takip ettiğim kadarıyla gençlerbirliğinden bile alakasız yönetici adayları varmış, benim bildiğimse arda çakmak var. o da yıllardır yönetimlerde yer aldığından.

arda çakmak bir hamle yapmak istiyorsa, bence niyazi başkan o koltukta olmalı. çıkış yolunu şirketleşmede bulan arda çakmak benim için soru işareti ve ünlemdir. kişiliğini bilmem, kongreyi izlesim gayet saygılıydı, bi yandan kişisel atışmalarını gerçekleştirdi, bi yandan şirketlerden veremediği paradan filan söz etti…vs böyle bir kongre de söyleyecekleri bundan ibaret demem bile fazla ancak özür dilerim hem bundan ibaret hem de bunlardı. o nedenle niyazi başkan hem bir figür hem güven veren bir insan. ilk senesidir deriz hatta ikinci sene deriz geçeriz. o güveni verebiliyor. onca hatasına, yanlış düşüncesine rağmen. niyazi başkan burada özellikle samimiyetine inandığı taraftar gruplarıyla bir araya gelerek görüşlerini bizzat alması nefes kadar gereklidir. çünkü gençlerbirliği o yukarıda oynanan oyun değildir.
yönetimde kimler olabilir bilemem de, mümkün olduğunca şu ihtiras, pr, mevki işlerinden uzak insanlar olması gerekir.

orta da “muhalefet” denen bir “kitle” var. ya da “muhalefet” diye bir torba da eritilen, karışan, anlamsızlaştırılan bir “ötekiler” var. anladığum ve takip ettiğim kadarıyla bu muhalefet denen ötekiler kendi aralarında alakasız bir çok grup içindeler. oradan bir yönetim çıkacaksa birleşmeleri gerekir evette. mesele camia yı birleştirecek bir yönetim, hava, adımdır.

şu saaten sonra, kim kavga çıkarıyorsa, kim kişisel hesap peşindeyse, kimin belirli mevkiler için ihtirasını gösteriyorsa bu kulüpten bi zahmet uzaklaşsın.

önümüzdeki kongre fikirlerin,çıkışın, toparlanmanın tartışılacağı yer olmalı.

kişisel sorununuz varsa cep telefonlarınız ellerinizde,
ihtirasın var diye çıkıp orda şu şu oldu hesap ver peşine düşecekseniz s…

net.

2 Beğeni

Başkanımız finansal açıdan çok uğraştı. Kongre öncesi ve sonrası "Ankaralı " dediğimiz koca koca iş adamları ve kurumlar maalesef sözlerini tutmadı ( bu sadece a.b.b. değil) Niyazi Bey o isimlere güvendi, oyunu ona göre kurdu. Gerçekten çok uğraştı.
Allah var, sözlerini yerine getirmeye çalışanlar da oldu.
Başkanımız, yaşı itibarı ile sağlığını tehlikeye attı. Ailesi haklı olarak bu konuda baskı yaptı. Çünki bir tane Gençlerbirliği olduğu gibi bir tane Niyazi Aktaş var.
Bu arada muhalefette muhalefetliğini yaptı. “Esastan değil usulden” diyerek elinden geldiğince başkanın hareket alanını kısıtladı. Sonuçta adı üzerinde muhalefet. Yapacak. Bu konuda derse iyi çalışılmadı.
Başkanın tahtayı açmak için gittiği firmalar “kulüpte mahkeme kararı var” diyerek vaad ettikleri şeyleri yapmadı.
Başkanın hataları olmadı, oldu. GÜVEN.
Herkesi kendisi gibi sandı, güvendi. Yeni yönetim beklentileri karşılamadı, görev dağılımı iyi olmadı.
Tüm ikazlara rağmen amatörce hatalar yapıldı. Yönetim haklı olduğu halde bu hatalardan dolayı haksız duruma düşüldü. En iyi ben bilirim hırsına kapılındı.
Bu arada yönetime kongrede ve sosyal medyada destek veren " kongre üyelerı "gerçek anlamda o desteği göstermedi. En basit kombine satışlarında beklenenin altında kalarak yönetime, başkanımıza itici bir güç olunamadı. Kombine satışı fiyasko bence.
Alt yapı da değişim denildi, rağmen eski sorumlu ile devam edildi. Tepkiler gelince sorumlu gitti. Alt yapı seçmeleri adı altında bir haftaya sıkıştırılmış program büyük eleştiriler gelince genişletildi. (15 dakika da hangi gencin tekniği öğrenilecekse?)
Bu sene kulübün100. Yılı malum. Kongreden şu dakikaya kadar taraftarı heyecanlandıracak birlik beraberlik sağlanacak hiç bir etkinlik, hiç bir uygulama hayata geçirilmedi. Evet, bir komisyon kuruldu yapılacak işler belirlendi ama sezonun açılmasına rağmen bir gelişme olmadı. Çünki her şey maddi imkanlara bakıyor. Bu arada söylemek gerek, bu zor şartlarda çalışan uğraşan yönetici olmadı mı? Oldu.
Tesislerde değişim bekleniyordu, hiç bir sonuç çıkmadı. Tesislerden dışarı devamlı haber sızdırıldı.
Hacettepe konusu zaten taraftarla kırılma anlardan biri oldu. Sakat doğdu, sakat büyüdü.
Geçen sezon şehrin diğer takımı ile oynanan maçta hainlik yaşandı. Bu hainliği bulup paylaşacağız denildi ama hiç bir paylaşım yapılmadı. Birilerinin kucağına bomba bırakıldı. Halâ bir açıklama yok.
Nerde ise alt lig üst lig bütün liglerde takımların giyeceği forma belli iken 100. Yılımızda giyeceğimiz kulübe küçük de olsa katma değer katacak forma halâ belirlenemedi, satışa çıkmadı. Zaten mağazacılık ayrı bir fiyasko.
Kulüp bilerek ya da bilmeyerek siyasi söylemlerin içine çekilmeye çalışıldı. Bence en tehlikeli sorunlardan biri buydu.
Bana göre bu durumda yönetimin çalışır halde olması beklenemezdi, zaten olmadı.
Ben bir sezon ömür biçmiştim bir ayda yönetim kongre kararı aldı.
Niyazi Bey ve bizim için iyi bir atasözü buldum.
Güvendiğimiz dağlara kar yağdı.

2 Beğeni

Günümüz profesyonel futbolunda her şeyin başı para… Para varsa huzur var, para yoksa ve borç çoksa huzur yok. Şu anda ihtiyacımız olan tek şey para… Para para para… Sadece parasız olsak yine iyiydi. Can suyu olarak kullanabileceğimiz bir miktar sıcak para ile yola çıkıp güzel işlere imza atabilirdik. Şu anda “Döğüşenler de var bu havalarda” belgeselinin konusunu oluşturan yıllardaki ağır şartlardan kat kat ağır şartlar altındayız. Hiç olmazsa o zamanlar bu kadar borçlu değildik. Başkanın sağladığı sıcak para ile nereye kadar gidebiliriz? 180 milyon liralık borç yükünü karşılayabilecek bir varlığımız yok. Ciddi bir bonservis geliri elde edebileceğimiz futbolcumuz yok. Arda Güler’in transferi halinde alabileceğimiz ciddi bir pay var ama onun da ne zaman olacağı belli değil. İnşallah bu sıkıntılı dönemde Arda Güler’in transferi gerçekleşir de bir an önce mali açıdan rahatlarız. Borç yükünü hafiflettiğimiz takdirde eleştiri konusu olan diğer sorunlar zaman içinde çözüme kavuşacaktır diye düşünüyorum.

2 Beğeni

niyazi başkanın şirketleşme şartı koşması oldukca üzücü olmuş. umarım kulübün değerlerini koruyacak, satmayacak, para bulalım hallederiz demeden her koşulda yöneticilik yapabilecek birileri yönetime aday olmayı düşünüyordur.

niyazi başkan aday olsun onun çatısı altında yönetim kurulur diyordum da, yok. aynı teraneler dönecekmiş.

düşsek bile altyapı bizi ayakta tutar. kapanan kulüplerin çoğunun altyapısı yoktu. tek istisna bucaspor onunda nedeni 30 a yakın altyapı oyuncusunun altınorduya geçirilmesi neticeainde oldu.

lig de tahta açılmadan da kalabiliriz. şu süreç’i mevcutla en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekirken sanırım yapamıyoruz. deneme oyuncuları oynuyor…vs

düşersekte oradan çıkacak planı şimdiden kurup aday olmalı.

unutulmamalı arda gülerden gelecek para borçların büyük kısmını ödeyecek. düştüysek kendimizi satarak kurtulma çabası bırakılsın. daha da sürünürüz yine de şerefimiz kalır. o şeref bizi taşır.

Ne çekiyorsak ARDA lardan çekiyoruz.
Gençlerbirliği ne çekti ise ARDA lardan çekti.
Hadi size güzel bir tekerleme Yoksa siz Ardalaştırdıklarımızdan mısınız?
Yoksa Ardalaştırmadıklarımızdan mısınız?
Yoksa Ardalaştıramadıklarımızdan mısınız?
Hepinize iyi bayramlar😊

Bu karar öncelikle hepimiz için beklenmeyen durumdu. her ne kadar son zamanlarda dillendirilse de çözüm bulunur ümidindeydim.

Süreci iyi anlatmak ve anlamak lazım aslında.

05 Haziran 2022 tarihli kongrenin baştan sona kadar konusu Şirketleşme idi. Niyazi Bey farklı bir yol izleyerek ek gündem getirmiş, kararın tartışılmasını istemiş görünüyordu. Öyle de oldu. Kongrenin heyecanı ile hepimizin hataları olmuştur. Ancak sonuçta kongredekilerin %90 ı Şirketleşmeden yana görünüyordu.

Şirketleşme ile ilgili olarak Büyük Yatırımcılar ile beraber taraftarlarımızın ve kongre üyelerimizin minimum 5000 TL vererek (2000 üye x 5000 = 10 Milyon TL yapar) şirket kurulması (konunun iktisadi boyutunu bilenler daha iyi anlatır) ve hepimizin ortak olmasını isterim.

İhtiyati tedbir kararı ile ilgili hukukçu olmadığım için birşey diyemem.

Sosyal medya kullanımı ve altyapı seçmeleri bariz hatalardı. Özellikle 100. Yıla girdiğimiz bu sene sosyal medyada devlet daireleri gibi çalışıldı. Hiçbir güzel paylaşım yapılmadı.

Yeni yönetimin öncelikle yapılacaksa şirketleşme olayını yani para olayını çözmesi lazım. Yapılmayacaksa da yeniden yapılandırmaya gidilerek 3 yıllık plan yapmaları ve bu durumu tüm kongre üyelerini ikna etmeleri gerekiyor.

Zor günler bizi beklese de Gençlerbirliğinin olduğu yerde umut vardır…

1 Beğeni

ne yöneticiler ne aday olacağı söylenlersen açıklama yok. beyler sizin kişisel hesaplarınızı merak etmiyoruz, külüp için ne yapacaksınız onu öğrenmek istiyoruz diyen birileri yok mu. oldu-bitticilik ne zaman bitecek.

mansur başkan yardım edecek mi, noldu. kim ne yapmayı düşünüyor söyleyin. camia olarak geleceğimiz ne yazık ki sizin adımlarınızla şekillenecek söyleyin de bari bilelim.

1 Beğeni

Ezginin Gunlugu’nun bir parcasi vardi, sanirim Sukran Yurdakul veya Kurdakul sozleriyle:

“Acidan kirilsa bile sesim
Acimi sesleyenler var,…”

Sesimiz kirildi acidan, kimse de yok sesimizi duyacak, acimizi paylasacak. Kulubu satmaya calisanlarin da umrunda degil kulup, takim, taraftar.

Susarak ve aci-ofkeyle seyrediyoruz.

2 Beğeni

Bundan on beş sene önce kurumsal iletişim şöyle işlerdi: Kurumun kendisi haber kaynağıydı. İletişim araçları (gazete, tv, radyo vs.) kurumdan çıkan haberi alırdu ve kurumla ilgili kitleye iletilirdi. Yani kabaca çizersem:

Kurum ----------> İletişim araçları -------------> Kitle

Bugünün iletişimi ise şöyle: Kurumun kendisi hem haber kaynağı hem de sosyal medyasıyla bir iletişim aracı. Kurumla ilgilenen kitledeki insanların her biri de küçük küçük iletişim araçları. Haberlere yaptıkları yorumlarla, mizah üreterek, karşı çıkarak, destekleyerek, bazen çarpıtarak, bazen dezenformasyon kaynağı olarak kendi küçük etki alanlarına ulaşıyorlar. Bir yandan da konvansiyonel iletişim araçları sosyal medya etkileşimine açık olarak, (hatta bunu hedefleyerek) eski güçlerinde olmasalar da hala ayakta.

Yani, artık bu üç iletişim kaynağı da birbirlerinin içine geçmiş durumda. Kurum da bu kocaman, kaotik iletişim balonunun tam ortasında. Bu ortamı biraz olsun kontrol altına almak ve sağlıklı şekilde işlemesini sağlamak kurumun iletişim stratejine bağlı. Kurum bu koca balonun en güçlü elemanı (ve varoluş nedeni) olarak haberleri dışarıya net ve şeffaf bir şekilde (farklı mecralardan ve tekrar tekrar) iletmeli, dezenformasyon yapılma ihtimalini en az seviyeye düşürmeli. Bunu yapmadığı takdirde o balon içinde bir boşluk oluşuyor. Bu boşluğu başkaları doldurmaya başlıyor. İnsanlar ufak ipuçlarından büyük sonuçlara varmaya çalışıyor. Teyit edilmemiş bilgiler havada uçuşuyor. Kitlenin içinde kutuplaşmalar başlıyor. “Sen yardakçısın, sen birlik beraberliği bozuyorsun” gibi ithamlarla ortam iyice geriliyor. Sosyal medya zaten “like” alma kaygısıyla ifadelerin sivrileştiği, üslûp kaygısının olmadığı zehirli bir ortam. Belirsizlik ve bilgi boşluğu zehirli ortamı besliyor. Hem kurum hem de camia bundan kötü etkileniyor.

Niyazi Bey önemli, saygın bir iş adamı. Çok kritik bir zamanda, ciddi bir fedakârlıkta bulunarak başkan oldu ve takımın düşüşünün frenlenmesinde katkısı oldu. Bunun için kendisine minnettarım. Bundan sonra da kulübün düze çıkması için yaptığı çalışmaların arkasında kendine göre haklı gerekçelerin olacağını düşünüyorum. Ve fakat, yukarıdaki uzun girizgâhta da anlatmaya çalıştığım gibi Niyazi Bey’in ve yönetiminin ciddi bir kurumsal iletişim eksikliği var. Niyazi Bey bu işi biraz küçümsüyor gibi hissediyorum. Neyin neden yapıldığı ile ilgili yeterli bilgi akışı olmuyor. Şirketleşme çalışmalarına neden ihtiyaç var? Bu çalışmalar ne aşamada? Nasıl bir model düşünülüyor? Transfer yasağı ile son durumlar nedir? Neden kongre kararı alındı? Bunlar gibi pek çok soru var ortada. Cevapsız bu kadar soru da ister istemez spekülasyona, dezenformasyona; sonrasında da kutuplaşmaya ve gerginliğe neden oluyor.

Özetle, Niyazi Bey eğer tekrar başkan adayı olacaksa, en önem vermesi gereken konu kurumsal iletişim olmalı. Camiayı sık sık bilgilendirecek, zor zamanlarda yaptığı açıklamalarla ortalığı yatıştırabilecek, taraftarın nabzını tutabilecek bir basın sözcüsüne ve tabi ki işini asgari düzeyde de olsa düzgün yapabilecek bir sosyal medya ekibine ihtiyaç var. Niyazi Bey’e camiada hemen hemen herkesin büyük saygısı var. Kararlarını makul gerekçelerle izah ettikten sonra taraftarları ikna edebilir. İddia ediyorum Niyazi Bey çıksa ve dese ki “Bu sezon transfer yasağını şu şu şu sebeplerle kaldıramıyoruz. Bu kadroyla lige başlıyoruz, devre arasında transfer yapıp ligde kalmaya çalışacağız” taraftar bunu anlar, bu hedefe kilitlenir ve takımına sahip çıkar. Yeter ki diyalog düzgün kurulsun, yeter ki bu belirsizlik ortamı olmasın.

3 Beğeni

hiç yazmak istemedim. kulübün içine girdiği muhabbetlerden sonra öfkemi kustum zaten de. bu iletişim probleminden çok öte bir durum. ağır yazmak istemiyorum. “muhalefet” denen adamlar kim bakıyorum, ne diyorlar…vs biri tamemen kendi pr ının peşinde, belli mevki istiyor bulmuş kulübü. hala hesap verin derdinde. diğeri arda çakmak kaçak dövüşüyor. çık söyle adayım de şu bu de, adam twitırdan konuşuyor. neyse çık ya da git ya da çağır ankara basınından neyse açıkla. ne yapacaksın söyle demi. şimdi sana nasıl güvenelim. twitersan filan yöneticilerin aktif olması normal değil. orası pislik yuvası. gerçi bu kadar algıya yalan a çarpıtmaya kendileri inin yaptıkları çarpıtmalara katakullilere rağmen cevap vermiyorlar. mehmet soylu var bi benim bildiğim. şu yönetimde bi tek ona içim ısındı. mevcut yönetimin devam etmesi hiç iyi olmaz. gençlerbirlikli ve işini yapabilecek karma bi yönetim olacaksa olsun. arda çakmağın “ekonomik sorunu çözerim” demesi parayı veririme geliyor. eyw. ne diyelim de. mesele para vermek değil. ense. bi enseni göremedik arda çakmak.

şu muhabbetler i görünce ilhan başkanın bırakın bizim kulübü türk futbolunda nasıl bir değer olduğu daha gün yüzüne çıkıyor.

1 Beğeni

sonunda bir aday çıktı. planı programı nedir bilmiyoruz. son güne bırakılmamalıydı. mevcut yönetimden daha kötü bir yönetim zor bulunurda, dediğim gibi adamların planlarını programlarını bilmiyoruz. kötünün kötüsü var işte.

hiç ağız dalaşına ona buna girmeden (ve konuşma haklarını geçen kurulda olduğu gibi eyw diyip yedirmeden) ne yapacaklar, görüşleri nelerdir, kimsiniz, plan proje açıklamaları gerekir. karşılarında niyazi akdaşın ağırlığı dışında hiçbir şey yok.

niyaİ akdaş dedik, yönetiminde olan o insanlar, o vasıfsızlar (bazılarını ayırıyorum), o mevki peşinde olanlar olduğu sürece başarılı olamaz. ilhan başkan o kadar tek yumruk yönetti, bu kadar dümen altı, bu kadar soru işareti, bu kadar sessizlik, bu kadar o mu bu mu şu mu yaşanmadı. zaten kulübün içine sokulduğu muhabbetler rahatsız ediciydi.

umarım adaylar başarı planlarından çok,
kısa süre de borçların 0 lanması. belirli projelerle kasanın artıya geçmesi, altyapı, altyapı hocaları…vd gibi konulara eğilirler.

genel kurulda özellikle gelir ve giderlerin sağlıklı ve yuvarlanmadan konuşulması gerekir ki ona göre çapımızı bi görelim.

aaa biri geldi para verdi hobaa ya döndürmeyin bizi. sonra şerefini satar gibi kulüp satma muhabetlerine giriyoruz.

umarım arda çakmak kazanır.

mevcut bu adamların kulübü yakasından dramlarıyla, kaoslarıyla, her şeyleriyle düşmeleri gerekiyor.

**

akdaşın desteklediği aday, keza akdaş hala şirketleşme formülünü sunuyorlar. hiçbir çözüm üretmeden bunu dayatan bir zihniyet tehlikelidir. bırakın çözüm üreten insanlar gelsin. gençlerbirliği sermaye değildir. kamuya yararlı bir spor kulübüdür.

bizi çok tehlikeli ilişkelere, muhabnetlere sokamazsınız.

**

hayırlı olsun demekten başka çare yok. arda çakmak aday olmak için aday olmuş. kulübün geleceğini düşünüyorsan kongre açıklandığında koyacaksın adaylığını. hala çıkıp gençlerbirliği konuşmak yerine ona buna laf yetiştiriyorsunuz. bırakın ya bu işleri. şimdi adamlar ne muhabbetlerin içinde, amaçları ne belli değil. kulübün geleceği iyice ellerine verildi. arda çakmaktan da ümitli değildim. böyle sinmiş bi başkan olamaz zaten. çık hesap sor demiyoruz da biraz kulübü konuş be kardeşim değil mi? bak adamlar kulübün satışını bile tatlı tatlı anlatıyorlar. hala beceriksiz insanlar yılardır orada. yazık oluyor. neyse ilk söze dönelim hayırlı olsun.

baskanlar degisiyor arif olmez degismiyor adam bir sekilde yapisti baskan da olmuyor hep asbaskan. arda cakmak baskani yazi turayla secelim deseydi daha cok sansi olabilirdi kendisinin dedigi gibi yanlisi yapan kisilerle dogru sonuc cikmayacak. KENDI SUYUNDA KAVRULAN BIR GENCLERBIRLIGI vaadi ile baskan secildi talip cankiri 5 sene icinde de bir basari vaadi filan yok futbolcu satacagiz diyor ve oradakiler bunu alkisliyor. spor lisesi kuracagiz diyor sportif basari hicbir cumlede yok. bir cavcavdan kurtulduk yenileri geliyor bir kisi de cikip bu kulube cag atlatacagim cavcav doneminde yapilan yanlislar tekrar edilmeyecek kulubu buyuk kulup haline getirecegiz x sene icinde super lige cikip yukari oynayan takim kuracagiz diyen yok.

kongre yi klasspor dan takip etmiştim. şimdi gördüm, bazı konuşmacıların özellikle şirketleşmeyle ilgili konuşan bir üye ye sansür uygulanmış.

şurada tek kızılacak kişi arda çakmak. bu kadar ne döndüğünü gören insanı etrafında topluyorsun. nasıl böyle başarısızca seçime gidiyorsun be kardeşim ya. anladık niyazİ başkan a hürmet…vs de bu bi yere kadar olmalıydı. niyazi başkan öyle görüldüğü kadar masum değilmiş. (ya da çok saf bir adam.) kulübün satılmasını istemiyorum filan diyordu. şimdi şirketkeşme yollarının hepsini kendi eliyle açıtrdı. ki para verecek insanlar varken yaptı bunu. bırakmadı iktidarı. ki bi yol aramadan, ne araması deneden.

neyse ya. her gün bi katakuliyle geçti. bu adamlar bubu yapmaya, delegeleri uyuta uyuta yapmaya devam edeceklerdir.

1 Beğeni

süreç bitti. bambaşka bi süreç başlıyor. şu kısa süre de, insanların gözlerini boyayarak, alttan alta işler yapıp kimseye açıklama yapmayan insanlar yüceltildi. değer verdiğim bir yöneticinin dahil o kürsüye çıkıp belki de türk futboluna bi daha gelmesi çok zor bir başkanı, ilhan cavcavı bu insanların dahi arkasına koydu, o kongre de alkışladı. seçimden bine yakın üye silindi denmişti. önceden üye alırlardı şimdi siliniyor demek ki.

evet bunu masum görebilirdim ancak, kulübe yapışmış ve bırakmayan, daha çok kulüp dışı çıkarşarı için o mevkilerde olan insanların yaptıklarını görünce masum göremiyorum. şimdi bambaşka bir dönem. tepeden kültür yok oluyor.

bunun suçlusu kendi değerlerini bile hor gören taraftarlardır. bazı şeyleri seversiniz sevmezsiniz ortada gerçekler yaşanmışlıklar vardır. bunları değiştiremezsiniz. algıyla-güncel sorunlarla öyle böyle denir. hep denirdi. taraftar bunlara kapılmamalıydı.

o yöneticileri tanımam etmem, kimsie necidir bilmem. muhalefetten bi kaç kişiye baktım. acaba birşeyler yapabilirler mi diye. kim bunlar diye. bu adamlar daha çok bizdendi. evet eksiklerdi…vs daha çok gençlerbirliğiydi.

niyaİ başkan sempatik diyerek ben de hata ettim. bu yaptığı, vu kulübü içine soktuğu, sürekli bir dolambacı, yarım ağızları, katakullileri değerini 0 ladı ben de. işte üzüldüğümae sevdiğim samimi bulduğum bir yöneticinin bile ilhan cavcavın önüne koymasıydı bu adamı. ki bu adam net biçimde başarısızdı. ve para verdim de para verdim borçta borç borçta borç. kendi altyapısını bile aşağılayan birisinden söz ediyoruz. ve asla samimi değildi. ben yanındaki insanların samimiyetsizliği sanıyordum. konuşmalarını, çizgilerini sürekli değiştirdi. gözü boyanan beri de kalsın önemli değil.

neyse kırdığım, üzdüğüm birileri varsa af ola. çok sert bazen yıkıcı davrandım. belki de olması gereken buydu. en azından kafam rahat. dediklerimi dedim bi de.geçti bitti süreç. zaten gelecekte olacak olan şeyler az çok belli. onlar üzerine söyler geçerim. necdet abi sana da helal olsun, iyi sabrettin. kusura bakma, benim görüşüme göre karşı tarafı çok körce savundun. ben en azından çok pay bıraktım şunu bunu yapabilirler…vs diye de sen de para da para diyip durdun :smiley:

hayırlı forumlar.

1 Beğeni

Değerli arkadaşım, “Para para para!” dedim, para bulunup kulübümüz bu girdaptan çıkıncaya kadar da “Para para para!” demeye devam edeceğim. Zira nasıl ki ölümcül derecede kan kaybeden bir yaralının veya ciddi bir ameliyata girecek hastanın hayatta kalmak için en önemli ihtiyacı kan ise kulübümüzün de bu ölümcül hastalık döneminde ihtiyacı olan tek şey para! Bunun dışında konuşulan bütün konular, bütün sorunlar taraftar ortamlarında çıtır çerez kıvamında tartışılacak şeyler. Paranız yoksa, vadesi gelen borçlarınızı, futbolcu, teknik adam ve personel maaşlarını ödeyemiyorsanız kara kara düşünmekten başka bir şey yapamazsınız, herhangi bir konuda konuşmak bile içinizden gelmez. Sayın Niyazi Akdaş kısa süren başkanlık döneminde hastanın ihtiyacı olan kanı kendi kanıyla karşıladı ve artık verebileceği kan kalmadığını düşünüyor olacak ki 5 Haziran’da seçildikten çok kısa bir süre sonra dışarıdan da para bulamayacağını anlayınca olağanüstü genel kurula gitmek zorunda kaldı ve başkanlığı da bıraktı. Başkanlığı süresince büyük bir özveriyle belki de bir daha hiç geri alamayacağı çok büyük bir parayı kulübe verdi ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Niyazi bey tabii ki eleştirilebilir ama kulübün içine düşürüldüğü girdaptan dolayı kendisini suçlamak haksızlık olur diye düşünüyorum.

Öte yandan Niyazi Akdaş’ın altyapı hakkındaki sözleri altyapıyı aşağılama amaçlı değil altyapının düşürüldüğü durumu açıklamaya yöneliktir. Geçmiş dönemde altyapının düşürüldüğü durum gerçekten de içler acısıdır ve toparlanıp yeniden yapılanması ve üretken hale gelmesi yıllar alacaktır.

3 Beğeni

canının sağlığı abi.

1 Beğeni