Maçtan önce burada “yeneceğiz” diye ahkam kesmek kolaydı. Maç saati yaklaşıp da boluya doğru yola çıkınca, maçın heyecanı ve stresi ufak ufak sarmaya başladı bizi… yolun bir yerlerinde, kadrolar belli olup da Nadir’in de sakat olduğu anlaşılınca, “1 puan iyidir” havası bizim deplasman arabasına hakim oldu. Maçın başlamasına kısa bir süre kala kendimizi stada attık, farklı şehirlerden gelen dostlarla maçı izlemeye koyulduk. Çok tempolu güzel bir maç oldu. İki takım da önce gol yememeyi, bulursa da bir tane sıkıştırıp bu kritik maçtan üç puanla ayrılmayı kafasına koymuş bir şekilde sahaya çıktılar. Oyun üstünlüğü zaman zaman bizde, zaman zaman Bolu’da oldu. İlk yarıda Ahmet İlhan ile biri direkten dönen iki güzel pozisyon bulduk ama değerlendiremedik. Bolu’da devrenin sonlarına doğru kornerden çok önemli bir pozisyon yakaladı ama değerlendiremediler.
İkinci yarıya daha sakin ve şuurlu oynayarak başladık. Topu yere indirip, Selçuk ve Sese ile rakip savunmayı daha bilinçli taciz etmeye başladık. Bu 15 dakikalık bilinçli oyun rakibi hataya zorladı ve beklediğimiz gol maçın 58. dakikasında geldi. Bu golden sonrası, yani biz öne geçtikten sonrası gerçekten bizim işimizdi.Kalemizi iyi savunduk, son 5-6 dakika biraz baskı yedik ama kalemizde gördüğümüz pozisyonlardan çok daha önemli kontra fırsatlarını beceriksizliğimiz nedeniyle değerlendiremedik. Sonuçta en iyi yaptığımız işi, yani kalemizi savunmayı yine çok iyi yaptık ve maçı kazandık!
Çok güzel bir deplasman tribünümüz vardı ancak zaman zaman Gençlerbirliği kültürüne yakışmayacak çıkışlara şahit olduk. Bunu düzeltmemiz lazım, o arkadaşları uyarmamız, Gençlerbirliği kültürü ve ilkelerini iyi anlatmamız lazım. Bunu da hep beraber yazarak, konuşarak yapmamız lazım. Birilerine Gençlerbirliği kültürü yanlış aktarılıyorsa, ya da birileri başka tribünler örnek olarak alınıyorsa bunun karşısında durmamız lazım. Türkiye’de Gençlerbirliği tribünü tektir, örnek alınacak tek tribündür, herkesin Gençlerbirliği tribününü örnek alması gerekirken, zaman zaman ortaya çıkan bizim başka tribünler gibi davranma eğilimimiz tüm Gençlerbirlikleri üzüyor.
Erkan Sözeri müthiş bir karakter. Ümit Özat isimli karın ağrısının ardından Erkan Sözeri ilaç gibi gelldi camiaya… Dört dörtlük bir insan. Takım başarılı olur ya da başarısız olur, bu ayrıca konuşulacak teknik bir mevzudur. Ancak Gençlerbirliği isminin yanına Erkan Sözeri isminin çok yakıştığını görüyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. Sen çok yaşa Erkan Hoca!
Bütün oyuncular çok emekçi ve mücadeleci bir oyun ortaya koydular. Ancak Yasin maçın adamıydı, Claro ve Mert ikilisi çok iyi oynadılar, Sese her zamanki gibi kalitesini gösteren işler yaptı.
Maçtan önce sitede çok iddialı konuşmuştum, takıma olan inancımın boşa çıkmamasına seviniyorum. Ligden çıkacağımıza da inancım tam. Ayrıca bu senenin bir yeniden doğuş, tekrar birliktelik sezonu havasında gidiyor olması beni çok mutlu ediyor. Hep söylediğimiz “bu takım bir düşüp silkelense iyi mi olur acaba” sorusu cevap mı buluyor, umarım öyledir! Bu sene yıllar sonra büyük başarılar kazandığımızda “yeniden doğuş” senesi olarak hatırladığımız ve andığımız sene olur.