Gelelim fasülyenin faydalarına… Bu yoğun bir eleştiri yazısı olacaktır, bildirilir.
Eryaman’a ulaşım nispeten daha kısa ve kolay olduğu için, boş geçtiğim bir ilk yarının ardından bugünkü maçı tribünden izledim. Gözlemlerim şu şekilde:
Birincisi, bu bir Hakan Arıkan mağlubiyeti değildir. İlk golde çıkmayarak, ikinci golde de kapattığı köşeye düzgün yatmayarak iki gol yedirdiyse de koskoca Gençlerbirliği’nin ilk yarıda şutunun dahi olmamasını Hakan Arıkan üzerinden okumak anlamsızdır.
İkincisi, kulübün mali kaynaklarının ciddi anlamda eridiği ve oyunculara ödeme yapılamadığı konuşuluyor tribünlerde. Durum buysa sürdürülebilir bir ekonomik yapı kuramamak tamamen yönetimin suçudur, sakatlığı bulunmayan Yasin veya Selçuk’un oynamaması bununla alakalıysa bugünkü maç öncelikle yönetimin hanesine yazılmalıdır. Yönetimin umurunda mıdır bugünkü istifa tezahüratları veya bu durum, onu sizlerin muhakemesine bırakıyorum.
Topun nereye oynandığı konusunda… İleri attığımız toplar bir şekilde bizde kaldıysa hep dip çizgiye, hep kenara indik ve bizim bir oyuncumuza karşılık üç Osmanlı oyuncusu belirdi saniyeler içinde. Neden ikinci yarıda da benzer şeyleri denedik, neden takımı enine daraltıp boyuna kısaltmadık? Geniş alanda biz koşamazken Osmanlı sürekli yardımlaştı çünkü, elimizde Nobre de olmayınca hava topu hakimetini hücumda kaybettik. 60’tan itibaren neden top şişirdik bolca?
Bugünkü ilk 11’imiz tamamen Erkan Hoca’nın kararıysa kendi ayağımıza sıkma planıyla başladık demektir. Hele hele bu sezon ligde yalnızca üç maç oynamış ofansif (?) orta sahamız Bady yerine tercih edilebilecek Berat ve hatta Rahmi varken (Benzer bir cümleyi Bady-Matei değişikliği için de kurabilirim)… İleri uçta ise hocanın Deniz ısrarından vazgeçmiş olması sevindirici, santraforu Stancu olan takımla zaten iki kanat forvet çıkmak makul değil (Bence Nobre ile de değil de, neyse). Stanculu sistemin açık oynayacak oyuncusu, geleneksel açık olmalıdır, Ahmet İlhan gibi olmalıdır. Basıp basıp geçsin, ortasını açsın, savunma dengesini bozabileceği için orta sahaları da etkin hale getirsin. Nadir’in abartıldığını düşünüyorum, bu takımın en golcü ismi olabilir ancak verimliliği devasa ve inkar edilemez bir soru işareti.
Yıldızımız olmadığı gerçeğiyle artık yüzleşmemiz lazım, Sessegnon en fazla yüzde ellisini vererek oynuyor, Stancu bu düzenin oyuncusu değil, Jailton falan 1. Lig’in fiziksel gerçeklerine uygun değil. Oysa bugün Osmanlı’da Karcemarskas, iki üç kurtarışla önemli bir iş yaptı. Bu seneki tüm maçlarımızı düşününce, bizi istikrarlı şekilde ipten alan kim(ler) var? Bizim yapmamız gereken şey çok ama çok sıkı bir oyun disiplini kurmak, bundan şaşmamak ve fiziksel mücadele gücü yüksek bir 11 yaratmak olmalı. Kadro mühendisliğimiz buna uygun mu, onun da takdirini size bırakıyorum.
2-0’dan sonra neden azaldı taraftarların sesi? Hadi, bunu da konuşalım ama topluca konuşalım. Buyurun.