2018-19 TFF 1. Lig 21. Hafta / Gençlerbirliği - Osmanlıspor

Ben de Yasin’i beğenmeme rağmen, oyun sistemimize daha doğrusu oynadığımız oyuna uygun bulmuyorum. Ahmet Oğuz malum. Nobre ise yüksek toptaki becerisiyle bir oyun hilesi gibi… Takımın geri kalanı sahada Nobre varken hile yapmaktan, oyun oynamayı unutuyorlar. Bunları düşündüğümüzde Hoca’nın yarınki tercihleri ne oynayacağımızı belirleyecek. Keşke Rahmi ve Beratla başlasa ama öyle olacağını hiç sanmıyorum. Ben yarının kadrosunu kurmayla görevli olsam:

Kalede Hakan
Erdem Barış Claro Alper
Berat Rahmi
Sese
Jailton Stancu ve Matei

ile sahaya çıkarım.

Ancak Hoca’nın malum tutuculuğundan dolayı Berat’ı, Rahmi’yi ve Matei’yi sahada göremeyeceğimizi düşünüyorum. Bekir ve Deniz ile Nadir’den biri ile başlarız. Orta sahanın son oyuncusu ise sürpriz.

Not: Bildiğim kadarıyla Selçuk da eksik. Selçuk’un eksikliği gerçek bir eksiklik. Sadece sahadaki teknik faydası değil, saha içindeki tavrıyla da o olmadan bir kişi eksiğiz!

1 Beğeni

Bugun mac var, yilin bugune kadar en onemli maci.Kazanirsak yol acik, kaybedersek lig baslayacak.

Avantajimiz vardi. Howard Jacobson galiba “The Finkler Question” da yazmisti eline gecen firsati bir an once kapan insan gruplarini ama kacirdik. Belki Tanil Bora’nin “konsantrasyon kaymasi” tarifine uyan ruh halinden belki de kulubun/hocanin/takimin Bogdan Tanjevic’e baglamasindan. Karadagli hic istemezdi mac kopsun gitsin, illa finalde bir heyecan olacak.

Erkan Sozeri icin de donum noktasi. Artik ayni noktada kalamayacak, ya ileri gidecek-umarim- ya da boyle bir takimi ligden cikaramamis bir teknik adam olarak Giray Bulak’a evrilecek. Gonlumuz kendisi ile .

Iyi bir sonuca ihtiyacimiz var, hele ki galektersiz cinlilerin Abdurehim Heyit’in canina kiydigini ogrendigimiz bu gunde. Dilimizde bir Heyit ezgisi ile takimimiza basarilar diliyoruz:


Dedim niçin korkmazsın? Dedi Tanrım var,
Dedim ya başka? Dedi halkım var,
Dedim daha yok mu? Dedi ruhum var,
Dedim memnun musun? O didi yok-yok.

Dedim istek nedir? Dedi gülümdür,
Dedim ya mücadele? Dedi yolumdur,
Dedim Ötkür neyindir? Dedi kulumdur,
Dedim satar mısın? O didi yok-yok.

2 Beğeni

Maça 1 saat kaldı, vakit geçmek bilmiyor.
Maçta olsa idim eminim vakit daha hızlı geçerdi.
Zor maç, mutlak kazanmak, ama ne olursa olsun yenilmemek gerek.
Ancak skordan ziyade takımın duruşu, kendine olan güveni ve oyun kalitesi önemli.
Çünkü bunlar olursa sonuç ne olursa olsun bu takım çıkar…

Yaktın bizi hakan

Son duduk calana kadar sansimiz var

Bugün itibariyle ligde 3.sıraya düştük inanılır gibi değil

Gelelim fasülyenin faydalarına… Bu yoğun bir eleştiri yazısı olacaktır, bildirilir.

Eryaman’a ulaşım nispeten daha kısa ve kolay olduğu için, boş geçtiğim bir ilk yarının ardından bugünkü maçı tribünden izledim. Gözlemlerim şu şekilde:

Birincisi, bu bir Hakan Arıkan mağlubiyeti değildir. İlk golde çıkmayarak, ikinci golde de kapattığı köşeye düzgün yatmayarak iki gol yedirdiyse de koskoca Gençlerbirliği’nin ilk yarıda şutunun dahi olmamasını Hakan Arıkan üzerinden okumak anlamsızdır.

İkincisi, kulübün mali kaynaklarının ciddi anlamda eridiği ve oyunculara ödeme yapılamadığı konuşuluyor tribünlerde. Durum buysa sürdürülebilir bir ekonomik yapı kuramamak tamamen yönetimin suçudur, sakatlığı bulunmayan Yasin veya Selçuk’un oynamaması bununla alakalıysa bugünkü maç öncelikle yönetimin hanesine yazılmalıdır. Yönetimin umurunda mıdır bugünkü istifa tezahüratları veya bu durum, onu sizlerin muhakemesine bırakıyorum.

Topun nereye oynandığı konusunda… İleri attığımız toplar bir şekilde bizde kaldıysa hep dip çizgiye, hep kenara indik ve bizim bir oyuncumuza karşılık üç Osmanlı oyuncusu belirdi saniyeler içinde. Neden ikinci yarıda da benzer şeyleri denedik, neden takımı enine daraltıp boyuna kısaltmadık? Geniş alanda biz koşamazken Osmanlı sürekli yardımlaştı çünkü, elimizde Nobre de olmayınca hava topu hakimetini hücumda kaybettik. 60’tan itibaren neden top şişirdik bolca?

Bugünkü ilk 11’imiz tamamen Erkan Hoca’nın kararıysa kendi ayağımıza sıkma planıyla başladık demektir. Hele hele bu sezon ligde yalnızca üç maç oynamış ofansif (?) orta sahamız Bady yerine tercih edilebilecek Berat ve hatta Rahmi varken (Benzer bir cümleyi Bady-Matei değişikliği için de kurabilirim)… İleri uçta ise hocanın Deniz ısrarından vazgeçmiş olması sevindirici, santraforu Stancu olan takımla zaten iki kanat forvet çıkmak makul değil (Bence Nobre ile de değil de, neyse). Stanculu sistemin açık oynayacak oyuncusu, geleneksel açık olmalıdır, Ahmet İlhan gibi olmalıdır. Basıp basıp geçsin, ortasını açsın, savunma dengesini bozabileceği için orta sahaları da etkin hale getirsin. Nadir’in abartıldığını düşünüyorum, bu takımın en golcü ismi olabilir ancak verimliliği devasa ve inkar edilemez bir soru işareti.

Yıldızımız olmadığı gerçeğiyle artık yüzleşmemiz lazım, Sessegnon en fazla yüzde ellisini vererek oynuyor, Stancu bu düzenin oyuncusu değil, Jailton falan 1. Lig’in fiziksel gerçeklerine uygun değil. Oysa bugün Osmanlı’da Karcemarskas, iki üç kurtarışla önemli bir iş yaptı. Bu seneki tüm maçlarımızı düşününce, bizi istikrarlı şekilde ipten alan kim(ler) var? Bizim yapmamız gereken şey çok ama çok sıkı bir oyun disiplini kurmak, bundan şaşmamak ve fiziksel mücadele gücü yüksek bir 11 yaratmak olmalı. Kadro mühendisliğimiz buna uygun mu, onun da takdirini size bırakıyorum.

2-0’dan sonra neden azaldı taraftarların sesi? Hadi, bunu da konuşalım ama topluca konuşalım. Buyurun.

1 Beğeni

Çok üzgünüm. Tam bir çöküntü içindeyiz. Sözün bittiği yerdeyiz.

Tolga bey siz 90 dakika bağıra bildiniz mi? Sanmıyorum. Zira sizin de maçtan umudunuzu kestiğiniz bir kırılma noktası olmuştur.
Çarşambanın gelişi Perşembeden belli olduğu için bağırmamış olabil miyiz. Amatörce yenen 2 gol sanırım hepimizin moralini bozdu.

Bu satırları, haftalardır sürekli olarak korktuğumuzun başımıza gelmesinin üzüntüsüyle yazıyorum. Keşke güzel ortamda keyifli paylaşımlar yapabilseydik.

Kabul edelim ki biz Ankara’da taraftar sayısı çok da fazla olmayan bir kulübüz. Bunu kendimizi küçümsemek için söylemiyorum. Aksine her zaman söylediğim gibi her bir taraftarımız çok değerli. Birbirimiz için çok değerliyiz. Tabii taraftar sayımız az olduğu için medya organlarında fazla yer bulamıyoruz, uğradığımız haksızlıklar karşısında bağırsak da sesimiz duyulmuyor, duymazdan geliniyor. Bu da bizi Ankara’da gözden çıkarılabilecek ilk kulüplerden birisi haline getiriyor. Şöyle bir düşünelim, Allah korusun Gençlerbirliği kapanıp tarihe karışsa Ankara’da bizden başka gerçekten kaç kişi üzülür ki? Hacettepe, Şekerspor, Petrolofis gibi kulüpler zamanında kapanıp gitti, kaç kişi üzüldü? Aksine, “Zaten futbolcusu taraftarından fazla olan bir kulüptü, iyi oldu, boş ver ya!” diye davul zurna çaldırarak kutlayanlar, bedavadan tesislara konup sevinenler bile olabilir. İşte bu yüzden, ayakta kalabilmemiz için kulüp yönetiminde, alt ve üst yapı takımlarımızın yapılandırılmasında, harcamalarımızda çok dikkatli olmamız, paramızın değerini bilmemiz, boş yere beş kuruş bile harcamamamız gerekiyor. “Cavcav Lirası” ve “Cavcav Çayı” deyimleri de sanırım bu anlayıştan ortaya çıkmıştır. Harcarken Türk Lirası değil Cavcav Lirası harcarsın, misafirlere de en baba ikram çaydır. Bu prensibi bir dönem iyi uyguladık; bu sayede tesisları yaptık, bankada paramız birikti. Düşük sayılabilecek harcamalarla genç, yetenekli ve acar futbolculardan oluşan iyi takımlar kurduk, parlayanlardan güzel bonservis gelirleri elde ettik. Peki ya şimdi? Bir zamanlar bizim yaptıklarımızı şimdi Altınordu yapıyor. Sevmediğimiz Osmanlıspor bizden çok daha az harcama yapıp çok daha iyi takımlar kuruyor, sonra parlayan futbolculardan ciddi bonservis gelirleri elde ediyor. Örneğin 21 yaşındaki Eric Ayuk Mbu’yu Osmanlıspor buluyor ve oynatıyor da biz bulup oynatamıyoruz. Adam 2018-2019 sezonunun başında Trabzonspor’la anlaşmak için gelmiş ama bir takım belge eksikliklerinden ötürü ABD’ye dönmek zorunda kalmış ve dönerken de uçakta ağlamış. Sonra da nasıl olduysa bir şekilde Osmanlıspor transfer etmiş. Değeri 100.000 Euro… Adam, sahadaki duruşuyla, koşuşuyla, topla oynayışıyla, “Ben futbolcuyum” diye bağırıyor. Birkaç sezon içinde Badou Ndiaye gibi yüksek bir bonservis bedeliyle satılırsa hiç şaşırmam. Aminu Umar, bizim mahallenin bebelerinden Tacettin ile Rüknettin’in amcasının oğlu Regattin, bizden aldıkları Serdar Gürler vs… Uzun yıllar önce Süper Lige çıktıkları zaman Brezilya’dan getirdikleri Jaba, Tita, Wederson… Bunlar tesadüf mü? (Bu arada 2009 yılında kulübümüze gelen Emenike’yi Gençlerbirliği ve Hacettepe’deki yabancı futbolcu kontenjanı dolu olduğu gerekçesiyle Karabükspor’a pasladığımızı da hatırlamadan geçmeyelim.) Kabul edelim ki adamlar bu işi bizden çok çok iyi yapıyorlar. Ligin belli bir döneminde baktılar Mustafa Reşit Akçay ile olmuyor, hemen gerekli operasyonu yapıp Osman Özköylü’yü getirdiler ve görüldü ki Denizlispor’da tutunamayan Osman Özköylü, Osmanlıspor için doğru bir tercihmiş. Biz ise lig başladığından beri aman aman oynamadan aldığımız galibiyetlerle hem takım hem de taraftarlar olarak büyüklendikçe büyüklendik, şişindikçe şişindik, kibirlendikçe kibirlendik, sürekli olarak “Biz bu ligin en iyi takımıyız, biz bu ligin çok çok üstünde bir takımız, bir bakıp çıkacağız” gibi sözlerle ligi küçük ve zayıf gördük, rakipleri küçük ve zayıf gördük, ligi ve rakipleri gerektiği gibi ciddiye almadık, sahada, tribünlerde ve sosyal medyada Gençlerbirliği sporculuğu ve taraftarlığının genetik yapısına aykırı davranışlar sergileyerek kendimizi neredeyse bütün takımların ve taraftarlarının baş hedefi haline getirdik. Kısacası bu süreci iyi yönetemedik. Şimdi büyük bir çöküntü içindeyiz. Bir an önce toparlanamazsak tam bir felaketin eşiğindeyiz. Temennim tabii ki yaşadıklarımızdan dersler çıkarıp toparlanmak ve hedefe ulaşmak. Bunun için de gerekli tedbirleri gecikmeden almak; birlik ve beraberlik içinde çalışmak, iyi çalışmak, sürekli çalışmak, çok çalışmak…

1 Beğeni

Karamsar olabilirsiniz ancak hersey bitmis Sampiyonluk gitmis degil.

Bugunden baslayip yonetim elini cabuk tutarsa haftaya farkli bir Genclerbirligi izleyebiliriz.

13 mac ve 39 puan daha var kazanacak.

Erkan hoca pazartesini gorecekmi diye 3 haftadir sormustum cunku gidisat belliydi. Ilk yarida hakedilmemis 3 puanlari kazandigimiz maclar vardi.

Ikinci yarida bu yasli bacaklar yorgunluk sakatlik derken bu ligi kaldiramayabilir diyenler oldu.

Herkes kendince hakliydi vs hakli olduklari ispatlanmisa benziyor. Futbol bir kisisel fikir oyunudur sonucta saygi gostermek zaten bu nadir taraftara en yakisandir.

Futbolda elestiri yapmak bilardo oynayanlari uzaktan izleyip toplarin dizilisini oynayandan daha iyi gormeye benzer.

Hoca ve yonetim malesef iyi niyetle olduguna suphe yok sezon basinda takim kurarken buyuk hatalar yapti.Bunlarin ilki kendini kulupten ve kulubun oynadigi ligden buyuk gorenleri kulupte tutmak oldu. Fazladan para verip ne kadar getiri alinabilir? Psikoloji uzerine yapilmis bircok arastirmada kisilerin para ile motivasyonlari cogunlukla kisilerin basarma arzusu ve kisisel tatminlerinin gerisinde kaldigini gosterir.

Ankaragucu gecen yil ilk yarida parasini odeyemedigi oyuncularla Super lige cikti. Gecen sene Ocakta transferi bilerek acmadilar onun yerine ellerindeki transferi alacak parayla Sampiyonluk mucadelesi verenlere hakedilmis alacaklarini odediler. Oyuncular para degil hocanin tavsiyesiyle oncelik bizi buraya getirenlerin emegidir diyerek ortaya cikmasini kendilerine verilen deger olarak Kabul edip kenetlendiler.

Genclerbirligi son duyumlara gore oyuncularina para odemekte zorlaniyor. Murat Cavcav ile Arif Olmez dun macta atisiyor. Taraftar icinden onlara tepki geliyor. Butun bunlar Genclerbirligi taraftarinin alisik oldugu seyler degil.

Pazartesini beklemeden cok cabuk ve kesin bir cozum bence var…Erkan Hocayi teknik direktorlukten alip bir ust kata teknik DANISMAN olarak gorevlendirin. Tazminat vermeyin.

Selcuk Sahini oyuncu hoca yapin…Selcuk bu takima iki kez geldi her defasinda abiligini cok iyi yapti. Bence hocaligida bir o.kadar etkili olacaktir. Ustelik kulupten oyuncu parasi zaten aliyor sezon sonuna kadar parasini biraz daha artirmakla olay cozulur.

Hersey bitmis degil…Kulup yonetimi dahili bir mini operasyonla bu isi gurultusuz halledebilir.

Gelecek hafta farkli bir takim izlemek dilegiyle

futboldan anlayamayan ve estetik zekası olan bi adam nadir çiftçi’nin kazara futbolcu olduğunu düşünür. futbol zekası bu kadar düşük, yetenekleri hemen hemen hiç olmayan(bi vuruşu orta karar bi de fizik gücü var) benim gözümde 4.lig topcusu bu adam. fakat 2.lig de şampiyonluğa oynayan takımın 11’inin vazgeçilmezi. istediği kadar gol atsın, bu adamı ben topçu diye takımda tutmam. ha mecbursan arada 18’e alırsın, son 10 dakika fizik gücünden yararlanmak ve vurur da belki gol olur düşüncesiyle ancak alırsın. yeter zaten takım’ı izlerken gözlerim kanıyor bi de bu yetenek israfını izlemek istemiyorum.

matei nasıl 11 başlamaz? hala daha düşünüyorum, erkan hoca’nın kötü ve vasat arasın da bi teknik direktör olduğuna dair fikrim netleşti de oyunculara sorsan matei oynasın der o kadar tartışmasız bi tercih olmalıydı. başta belki hafif sakatlığı vardır, maçı çıkaramaz diye iyimser düşündüm de, yok yani erkan sözeri bu, yapabilecek bi şey yok.

şu bekir i neden transfer ettik zaten çözemedim bi de iki maçtır 11 oynuyor. top ayağına geldi mi derin nefes alıyorum, ani olaylara hazırlık için. üstelik karakterini hiç sevmediğim topcu.

hakan ikinci yarı efsane kötü oynuyor. taha ve übeyd i 2.lig de bile kazanamadık ya yazıklar olsun. bu arada emrullah ı izlediğim maçlarda güven vermişti. hakan dan daha iyi kaleci benim gözümde şu an. bence formayı alsın. yediği golleri açıklamak için mantık çerçevesini baya esnetmek gerekiyor. yine de hakkına girmeyelim.

berat bu takımım vazgeçilmez 11’i olarak kazanılması gerekirken çocuk rotasyonda bile şans bulamadı. bu maçta öyle yalandan oyuna aldı hoca. bu bile ilerleme. genç oyuncularla bağlantımız bu korkunç.

stancu forvetten çok sahte forvet gibi oynadı, defansı ileri çekti, araya pas atmaya çalıştı falan. ilerde hiç bi şekilde düzen kuramamışız. şu kanat olayını çözmek gerekiyor. matei ve topu çizgiye inderecek gerekirse adam geçebilecek başka kanat lazım. bu mevki de de oyuncu kazanamadık. mecburen elde ahmet ilhan var. bence en iyi tercih olur. en azından bekle daha uyumlu en önemlisi vasat-orta karar da olsa kanat oyuncusu. oyunun içinde kalabiliyor.

alper öyle savaşıyo gibi gözüküyo agresif davranıyor… vs maça bakıyosun toptan kaçıyo. defanstan ileri top çıkaramıyoruz, alper mevkiye dönüp topu almak yerine kanat oyuncusuyla ileri yürüyor. sesse ortasahadan defansın soluna koştu da top aldı. bunu iki kere yaptı.

rahmetullah 10 numaraydı sanırım. bende hafif soru işareti bu çocuk. berat kadar net değil. belki irfandan sonra böyle oldu bilmiyorum. sese nin yerine bu çocuğu 11’e bir kere bile almadı.

sese emekli ikramiyesini alıyor. takılsın bakalım. ben olsam utanırdım da adam profesyonel bi şey diyemezsin.

sene sonu başta yönetim ve teknik heyet bırakmalı. altyapı ne halde bilmiyoruz. a takımda ki gençlerin potansiyeli ne bilmiyoruz. önümüze gelecek için bizi rahatlacak projeler olması gerekiyor. ben bıraktım açıkcası çıkıp çıkmama mücadelesini, artık gelecek için kara yormak daha mantıklı. çıktığımızda bu adamlar olacaksa çıkmamakta fayda vardır.

Bu lig oyuncu kazanmak icin iyi bir lig degil cunku performans degil sadece 3 puani almak niyetiyle futbolu bir kenara birakip ya rakibi oynatmayan ya da resmen can yakmak eskinin bir turlu ortadan kaldiramadigimiz futbolcu hoca zihniyeti kemik sesi getirmek amaciyla oynanan bir oyun var.

Bu ligde futbol oynamaya kalkan ya Balikesir ya Giresun olur.

Benim izledigim alt liglerde cabuk caliskan kanat oyuncun olacak, topa tekmeye kafayi sokmaktan korkmayan golcun olacak…orta sahada cok kosan 2 ayagin olacak, iki saglam stoperin olacak.

Defalarca Kenan Ozer,Erdem,Enes,Gencer,Mehmet Sak,Kehinde,Arif Morkaya hatta Putsila vs mutlaka alinsin bu komple sampiyon takimi alip getirmek hemde en dusuk maliyete diye yazdik. Sadece Erdem alindi.Sessegnona ,Selcuka,Ahmet Oguza verilen paralarla bu oyuncularin tamamini alirdik. Ahmet Oguzu Ankaragucune versek bunlarin 4 tanesini alirdik.

Bu ligin oyuncusu ile mucadele etmeye mecburuz. Super lig havalarinda bu lig oynanmaz.

Kadro degismeyecek ancak bari oyun anlayisi daha esnek bir hoca getirin eldekini kurtaralim.

Canlı yayını izlemek isteyen olursa

1 Beğeni

Biraz yillarini Tribune vermis yuzleride bu guzel tartisma ortamina katmaniz klipinizi bir daha guzellestirirdi …

Son dört maçta yaşadıklarımızın kısa özeti:

Dün maçı izlerken basbayağı acı çektim. Geçen sene küme düşmemek için oynadığımız maçlardaki gibi ne yaptığımızı bilmeden oyun oynamaya çalıştık. Belki bunda erken yediğimiz iki golün etkisi vardır, bilemiyorum.

Nadir ligin ikinci yarısında hiç yok. İlk yarısında da öyle şahane oynamıyordu ancak attığı gollerle kötü performansı çok gözükmüyordu. Ancak ikinci yarıda top ezmeleriyle, yanlış pozisyon okumalarıyla, son vuruşlardaki başarısızlığıyla bize acılar çektiriyor. Nadir önümüzdeki maçlarda dinlendirilmeli veya maça son 30 dakika içerisinde girmelidir.

İki maçtır Selçuk’un eksikliğini şiddetli bir şekilde çekiyoruz. Selçuk olmayınca Bekir’e katlanıyoruz ve Sese’yi oynaması gereken bölgenin gerisinde oynayıp ilerideki üretkenliğimizi kendi kendimize bitiriyoruz. Gerçi Sese de Nadir gibi ikinci yarıda sahada yok ancak ona Nadir gibi kızmıyorum.

Stancu’dan hemen şahaneler yaratmasını beklemeyelim. Fiziken hazır olmadığını düşünüyorum. Ki Erkan Hoca’nın elinde başka forvet olsa Stancu’yu ilk 11 oynatmazdı.

İlk yarının son üç maçında güzel oynamıştık. Merak ediyorum, o maçlardan sonra neler değişti de takım mental ve fiziki olarak bu kadar geriye düştü? Erkan Hoca bunu “kısmetsizlik” olarak değerlendiriyor. Kendisine katılmıyorum. Ve kendisinin takımı bu kriz ortamından kurtarabileceğini düşünmüyorum.

Çok güzel Necdet abi.
Benzer bir kısa hikaye yazmayı Osmanlı maçı öncesi düşünmüştüm: bir zamanların efsane yiğit delikanlısı yaşlıdır ve giriştiği kavgada arka arkaya yumruklar yer , yere yığılır. Elbette tekrar ayağa kalkıp yumruk atanlara gününü gösterecektir.
Ama olmadı, bir yumruk daha yedi ihtiyar delikanlı ve işin acıklı yanı hala gelen darbeleri nasıl savuşturacağını bilmiyor…

bir haftada takım bu kadar değişebilir mi?. bu sorunun cevabını erkan hocanın vermesi gerekiyor.
bir hafta önce eskişehirde sezonun en iyi maçını oynyan dinamik ve mücadeleci takım, bu hafta eryamanda seyirci gibiydi.

erkan hocanın şunu bilmesi gerekiyor ki; futbolcular üzülürse kendisi sevinir…
futbolcular bizim canımız ciğerimiz hoca… senin ise problemin… geçen haftaki oyunu görmesek derdik ki; naapalım bir rüyaymış uyandık ve bitti… eskişehirdeki takım gerçekten de şampiyonluğu hakeden takımdı. biz bunu gördük ve hemen istiyoruz… kusura kalmazsanız şimdi değil de ne zaman?..

yönetim hocayla devam kararı almış. çok yerinde bir karar ama birde şu yönü var bunlar konuşulmaya başladıysa “şimdilik devam” kararı almış demektir bu…
kimse kimseye bir şey yapamaz bu oyunda…
herkes kendine yapar…

başka bi mesele:
ilk ikiye kalamazsak play-of dan çıkarız gibi bir düşünce yanlış…
play-of’a kalacak takımların hepsine yenildik bi kere…

Maçla ilgili söylenecek pek bir şey yok. açıkçası 10 dk izledikten sonra kapattım maçı. 10 dakikada iki gol, iki saçma sapan gol. bir yandan da 10 dakikada iki kez kalemize topun gelmiş olması, ceza alanı çevresinde rakibe anlamsız şekilde duran top verme alışkanlığımız ve hastalığımız, aynı filmi dördüncü kez izledik bu hafta…

Takım bir tükenmişlik sendromu yaşıyor, buna eksikler de eklenince Osmanlıspor aldığı 13 galbiyet arasındaki en kolay galibiyetini aldı. Gelecek hafta da kazanacak Osmanlıspor, ne yazık ki durum bizim için giderek daha da kötüleşiyor.