2018-19 TFF 1. Lig 23. Hafta / Gençlerbirliği - Ümraniyespor

O dönem Kemal Özdeş’in getirilmesiyle de gönderilmesiyle de ilgili, içeriğinde Ersun Yenal ve Ali Koç’un da dahil olduğu şöyle bir haber var, ne kadar doğrudur bilemem:

Ali Koç’un, Ersun Yanal’ı İstememe Nedeninin İlhan Cavcav’la Yaptığı Pazarlık Olduğu İddia Edildi

“Dün olmadı, bugün de yok, yarın da olmayacak. Ersun Yanal hocamız bizim programımızda yok” Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, FBTV’de bu sözleri sarf ettiğinde tarih 10 Ekim 2018’di. Ancak o günden bu yana çok şey değişti.

Phillip Cocu gitti, taraftar “Ersun Yanal” diyor başka bir şey demiyor. Peki Ali Koç’un, Yanal’a kapıyı bu kadar sert kapatmasının nedeni ne? Çok ama çok çarpıcı bir olay var! Aziz Yıldırım döneminde yaşanan bir hadise, Koç’un Yanal’a kapıları kapatmasının en önemli sebebi. Tüm çarpıcı detaylar aşağıda…

Öncelikle Fenerbahçe-Ersun Yanal beraberliğinin nasıl ve neden bittiğini hatırlamakta fayda var. 2013-2014 yılında Aziz Yıldırım’ın patronluğunda, Yanal’ın yönetimindeki Fenerbahçe tarihinin en hızlı şampiyonluklarından birini elde etmişti.

Sarı-Lacivertli ekip, 27 Nisan 2014’te şampiyonluğunu resmen ilan etmiş, ezeli rakipleri Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve diğerlerine büyük fark atmıştı.

Bu görkemli sezonun bitiminde Fenerbahçeli taraftarlar daha büyük hedefler ve daha renkli bir sezon beklentisine girmişken, Sarı-Lacivertli kulüpte büyük bir deprem yaşanmıştı!

Başkan Aziz Yıldırım sürpriz bir şekilde 8 Ağustos 2014 tarihinde medyanın karşısına çıkarak, teknik direktör Ersun Yanal’ı adeta yerden yere vurmuştu. Yıldırım, başarılı teknik adamın özel hayatıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yapmış ve Yanal’ın özel yaşamının takıma olumsuz etki ettiğini savunmuştu.

Aziz Yıldırım, birçok TV kanalından canlı yayınlanan basın toplantısında zehir zemberek sözler sarf etmiş, Ersun Yanal’ın takımın idman saatlerini bile kadın arkadaşlarına göre ayarladığını savunmuştu.

Yıldırım, Yanal’ın sezon öncesi hazırlıklarında takımı çok fazla ihmal ettiğini ileri sürmüş, halen görevde olan teknik direktörünü açık seçik eleştirmiş ve basın toplantısının bazı bölümlerinde sinirine hakim olamayarak, sesini yükseltmişti.

Yıldırım’ın gündeme bomba gibi düşen bu açıklamalarının ardından gözlerin çevrildiği Ersun Yanal ise sessiz kalmayı tercih etmiş ancak ayrılık kararı almıştı.

Yanal, Yıldırım’ın düzenlediği basın toplantısından bir gün sonra 9 Ağustos 2014 tarihinde yazılı istifasını kulübe göndermiş ve Fenerbahçe kariyerini noktalamıştı. Bu yaşananların devamında birçok iddia gündeme gelmiş ancak Ersun Yanal sessizliğini korumuştu.

Peki Fenerbahçe-Ersun Yanal birlikteliğinin sona ermesinin sebebi, Aziz Yıldırım’ın teknik adamın özel yaşamıyla hakkında yaptığı bu açıklamalar mıydı? Yoksa başka bir sebep mi vardı? O büyük iddiaya göre, bu maceranın sona ermesinin nedeni bambaşkaydı.

Ve o iddiayı ajandasına ekleyen bir isim daha vardı: Ali Koç… Koç, tıpkı Aziz Yıldırım gibi o iddialara inandığı için Ersun Yanal’ın üstünü kalın bir şekilde çizmişti! Peki neydi o iddia? Tek tek, tane tane aktaralım…

Tekrar belirtmekte fayda var. Bu yaşananlar yukarıda da belirttiğimiz gibi iddia. Ancak o tarihten bu yana kimse çıkıp bu iddiayı yalanlamadı. Aziz Yıldırım’ın kulağına giden ve o dönem Fenerbahçe yönetiminde olmamasına rağmen, yaşanan her gelişmeyi çok yakından takip eden Ali Koç’un da haberdar olduğu gelişme şu şekilde:

Ersun Yanal, 2013-2014 sezonunun sona ermesinin ardından o dönem hayatta olan Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav’la telefonda görüşür. Yanal, eskiden bu yana hukuku olduğu tecrübeli başkanla pazarlık yapar! Yanal, o sezon Başkent ekibi formasıyla Süper Lig’de 32 resmi maça çıkıp, 6 gol, 4 asist yapan Jimmy Durmaz’la ilgili Cavcav’a görüşlerini aktarır.

Yanal, Türk asıllı İsveç vatandaşı Jimmy Durmaz’ı 4-5 milyon Euro civarında bir bonservis bedeliyle Fenerbahçe’ye transfer edebileceğini ancak tek şartının olduğunu Cavcav’a aktarır.

Tam bir transfer dehası olan Cavcav bu öneriye çok sıcak bakar, Yanal’a şartını sorar. Yine iddiaya göre Yanal, eski yardımcısı olan teknik direktör Kemal Özdeş’i Gençlerbirliği’nin yeni teknik direktörü olarak görmek istediğini Cavcav’a iletir.

Bilindiği üzere Kemal Özdeş, Ersun Yanal’ın eski ekibindendir. Özdeş, 2005-2007’de Manisaspor’da; 2007-2009’da ise Trabzonspor’da Yanal’ın yardımcılığını yapmıştır.

2003-2004 sezonunu Manisaspor Teknik Direktörü olarak tamamlamış ancak puan sıralamasında 7.'likte kalarak Play-Off şansı yakalayamamıştır. Bu başarısızlık sonrası Özdeş’in Manisaspor ile yolları ayrılmıştır.

Dönelim Ersun Yanal’ın, İlhan Cavcav’a yaptığı teklife… Öneri çok nettir. Jimmy Durmaz’ı Gençlerbirliği’nden Fenerbahçe’ye transfer edecek, bunun karşılığında İlhan Cavcav da Özdeş’i Başkent ekibinin yeni hocası yapacaktır.

Cavcav, Ersun Yanal’ın bu önerisini kabul eder. Nitekim, sezon bitiminde Kemal Özdeş Gençlerbirliği’nin yeni teknik direktörü olmuştur. Ama Özdeş sezona bile başlayamadan Gençlerbirliği’nden ayrılmak zorunda kalır!

Çünkü yine iddialara göre, İlhan Cavcav-Ersun Yanal arasındaki anlaşma bozulmuştur! Anlaşmayı bozan isim ise Aziz Yıldırım’dır.

Yanal’ın, Cavcav’la yaptığı bu sözlü anlaşmadan haberdar olan Aziz Yıldırım, teknik adamın “Alınmalı, ihtiyacımız var” raporuna rağmen Jimmy Durmaz’ı transfer etmez. Yaşananlardan dolayı da Ersun Yanal’a büyük tepki gösterir. Teknik adamı göndermek istemesinin nedeni özel yaşamı değil, İlhan Cavcav ile yaptığı pazarlıktır.

Peki, anlaşma bozulunca İlhan Cavcav ne yapar? Daha sezon başlamadan ve tek bir resmi maça takımın başında çıkmayan Kemal Özdeş’in görevine son verir! İlhan Cavcav, Özdeş’i gönderip İlhan Buz’la sezona başlama kararı alır.

Cavcav, Fenerbahçe’ye transferi gerçekleşmeyen Jimmy Durmaz’ı Ağustos 2014’te sadece 2 milyon Euro’ya Yunanistan ekibi Olympiakos’a satar. Cavcav, genç yıldızdan 4-5 milyon civarında bir bonservis getirisi beklemiş ancak 2 milyon Euro ile yetinmek zorunda kalmıştır.

İlhan Cavcav için hayal kırıklığıdır bu durum. Yaşananların sorumlusu da sözünü tutamayan Ersun Yanal’dır. Yanal’a bir bedel ödetmelidir. Tam da bu sebeple Kemal Özdeş’i tek bir resmi maça bile çıkmadan takımdan uzaklaştırır!

Fenerbahçe cephesine gelince… Aziz Yıldırım için Ersun Yanal’ın, İlhan Cavcav’la yaptığı bu pazarlık bardağı taşıran son damla olmuştur. Yanal, sezon içerisinde de Eskişehirspor’lu Erkan Zengin’in transferini çok istemiştir.

Yıldırım, “Erkan’ı alırsak, hangi bölgede oynatacaksın?” diye sorduğunda, Ersun Yanal net bir yanıt veremeyince (!) Yıldırım tatmin olmamış, Erkan’ı transfer etmekten vazgeçmiştir. Fenerbahçe sırt çevirince Erkan, 2014-2015 sezonunun devre arasında Trabzonspor’a olaylı bir transfer gerçekleştirmiştir.

Aziz Yıldırım kadar tüm bu süreci takip eden bir diğer isim, yukarıda da bahsettiğimiz gibi Ali Koç’tu. Ersun Yanal’ın futbol camiasındaki birçok kişi tarafından bilinen bu olay sonrası Fenerbahçe’ye veda etmesini unutmayan Koç, şu günlerde de çok net bir şekilde tavrını sergiler durumda.

​Fenerbahçe camiasının yanı sıra futbol ailesinin çok önemli kişilerinin de yaşananları bildiği ve kendi aralarında konuştuğu ileri sürülüyor. Bakalım Ali Koç’un bu baskılar altında kararı ne olacak?

Ersun Yanal bunu sadece eski ekibindeki Kemal Özdeş’e referans olmak amacıyla yaptıysa çok da büyük bir mesele değil bence.
Ama arada başka pazarlıklar ya da gizli anlaşmalar varsa onu bilemem.

kemal özdeş’in kasımpaşadan yada ne bileyim göztepeden de kovulmasının sebebi bumuymuş?..
parayı görünce herşeyi unutan rahmetli başkanımızın, masaya oturunca 2 milyona tav olacağını azizler azizi yıldırım bilmiyormuydu?. gökhan gönüle 1 ver, jimmy durmaza 4… alla allaa…
kaldı ki; duayenimizn en çok sevdiği alış-veriş biçimi hiç zikredilmemiş… yani jimmyi 4-5 milyona fenere kakalarız… diye bir şey yok… kimse de kimseye zorla bir şey satamadığına göre rakamlarla konuşmak yerine rivayetlere kapılmamak lazım…
jimmy durmaz’ın attığı gol ve yaptığı asist sayısı yukarıda belirtilmiş… bu rakamları rüyasında bile göremeyecek olan slimaniye verdikleri rakamda ortada… şimdi noolacak?. jimmy durmazı alsalarmış iyi bir iş yapmış olacaklarmış bence…

kemal özdeşin oynattığı futbolu beğeniyoruz. kendisi dışında gelişen transfer cambazlıklarından dolayı onu suçlamayacak kadar da bilinçliyiz… o bıraktıktan sonra da kasımpaşayı mustafa denizlinin bile toparlayamayışı dahada kuvvetlendiriyor beğenilerimizi…
kulübümüzde 1. İbrahim döneminde kendisinden beklenmeyen çıkışı bizi ve spor kamuoyunu şaşırtmıştı. takdire şayandı… ama bir dahada bu çıkış ne bizde nede başka takımlarda sergileyememiş olması cevaplayamadığımız koskoca bir soru işareti…

konuyla alakası yok ama şunu söylemesem olmaz…
comoli denen vatandaşın nasıl bu kadar kötü transferler yapabildiğini herkes soruyor… ikinci soru dahada vahim: bu kadar kötü transferler yapıyor da hala neden görevine devam edebiliyor…

şunu neden hiç kimse düşünmüyor: ali koç santrofor istedi, comoli de 5 adet santrofor önerdi… ali koçu tanımayan var mı?. ya en ucuzunu seçtiyse ve sonuçta buysa nasıl kovacak?.
çünkü biliyoruz ki; comolinin neredeyse avrupadaki bütün menejerlerle ilişkileri çok iyi ve piyasadan haberi var…
ve çünkü biliyoruz ki; ali koçun alış verişteki genel eğilimi bu… bize bir yıl sıra beklemenin sonrasında sattığı şahin otomobilden biliyoruz… ben görmedim ama söylediler: 5 ileri diye satılan araba 4 ileri vitesle çıkıyor… adam yolda 5. vitesi arıyor bulamıyormuş… kapı içi lambalarının birisini çaldığını, kornanın yine birisinin çalınmış olduğunu ben biliyorum… yahu el insaf hangi vicdan karter muhafazasını çalar?. bu artık hırsızlıktan da öte… arabayı alırdık, direkt sanayiye giderdik, muhafazayı ve radyo-teybi taktırmaya…
ulan vicdansız kapitalist 11- 17 yılda kasa değiştiriyorsun, yani maliyeti malzeme miktarı masrafına kadar indiriyorsun; daha ne istiyorsun bu milletten?.
şimdi bu adam kalkıpta santroforun pahalı olanını alır mı?..

arkadaşlarıma daha önce bi vesileyle söylemiş olduğum birş eyi tekrar hatırlatmakta fayda var:
artık öyle kimsenin bilmediği ve görmediği yetenekleri bulup, büyük takımlara kakalama hayalinden vazgeçin… futbol bir endüstri olduğundan beri herkesin her şeyden haberi var… afrikada bir bebe koşuyor, peşindende 5 tane menecer koşuyor…

bizim santroforun 10 şutundan ancak biri giriyor diyede fazla sızlanmayın… bakın ali koç sızlanıyor mu?. o 10 şutun en az 8’ini sokan santroforlarda var… var da; 200 milyondan başlıyor… ne kaa fitik o kaa gol…
bunu bizim dışımızda herkes biliyor…

Nasil sergilemedi…

Gecen sene Rizespor Hikmet Karamanla lige Super basladi Ankaragucunden sahasinda 4 yedikten sonra play off bolgesinin dahi disinda kaldi Ibrahim Uzulmez ile ligi darmadagin ettiler.

Gider gitmez takimi toparladi cok cabuk cikisa gectiler bir dahada donup geriye bakmadilar

Ali Koç 'un ailenin zayıf halkası olduğu bilinen bir şey. Mustafa Koç tacir, Ömer Koç entellektüel ( TDK ’ ya inat çift l ile) iken, Ali Koç biraz zayıf kalmış, müteveffa Mustafa Koç " Ali akıllı çocuktur, Harvard mezunudur " diye ortalığı yatistirmaya çalışmıştı.

Gençler ’ e gelince ; kulübün A. Bilbao ’ nun " cantera " sına benzer bir yapısı vardı, o kadar keskin olmasa da. İşler sonra biraz daha büyüdü, Genclerbirligi Oftas, Hacettepe derken en üst ligde iki takım olduk, şu veya bu şekilde. Mitt Palacios aracılığıyla Güney Afrika, bilemediğim kimseler aracılığıyla Belçika, İsveç, Avustralya pazarları tarandı, Mosheu, Kona, Kushe, Skoko, Jedinak, Hoph, Durmaz, Thomas Z., Patrick Nys, Filip Deems gibi çok yararlı futbolcular bulundu.

Şimdi herkes heryeri tarıyor, alacak kimse kalmıyor kısmında iki seçeneğimiz kalıyor :

  1. Kendi " cantera " modelimizi geliştirmek lazım.
  2. Almanya hala en büyük Türk futbolcu üreticisi, bu ülkedeki genç oyuncuları herkesten daha iyi izlemek için bir sistem kurulması gerek.

Bunun için de Almanya’da yetişip orada yaşayan ve gerçekten akıllı uslu, beyefendi mizacinda iki ustadan yararlanmak yararlı olabilir, birisi Yıldıray Basturk, diğeri Nuri Şahin. Çubuk Nusratlar köyünden Cenk Tosun gibi orada genç halinde oynayan çok topçu vardır. Mesele kimle onlara ulastigin.

Menejerlere para gömmek ise hedef o zaman başka. Kendimiz çalar, kendimiz oynarız.

1 Beğeni

Çıktısını alıp kulübün kapısına koymak lazım, belki biri görür. Bu arada bu sezon yapılan transferlere bakalım:

Bekir, Yasin, Arnason, kaleci Hakan, Selçuk devre arasında da Barış, Erdem, Stancu, Engin…

Selçuk ve Stancu en doğru iki transfer, onlar da zaten kulüpte oynuyorlardı. Devre arasında yapılanları geçiyorum ama sene başında Selçuk dışındaki transferler hiç yapılmasa, yerlerine alt yapıdan gelen oyuncular oynasa, hiçbir şey kaybetmez hatta çok şey kazanabilirdik.

1 Beğeni

Nobre ve Nadir i de almadık mı?

sonunda ali koç baktıki olmayacak, gözünü karartıp dedi ki:
mehmet güner haklıydı, ne comoli, ne cocu, ne koeman nede başka biri;
tek suçlu benim… basından…