İlk puan(lar)ımızı altıncı haftada alabildik, çok şükür.
Antalya-Gaziantep-Rize maçlarındaki ahmakça hatalarımızı tekrarlamayıp Kayseri-Alanya maçlarından dört puan alırız inşallah ![]()
![]()
İlk puan(lar)ımızı altıncı haftada alabildik, çok şükür.
Antalya-Gaziantep-Rize maçlarındaki ahmakça hatalarımızı tekrarlamayıp Kayseri-Alanya maçlarından dört puan alırız inşallah ![]()
![]()
. Ben halen oturmuş bir takım varken Erhan, Sinan veya Nalepa’dan vazgeçildiğine mantıklı bir açıklama bulamiyorum
0 kadar yüksek para verdiğimiz 2 kaleci onyekluru ile ilk 11 e giremiyor bile!
bir çok insan demiştir erhan oynasın diye zaten. neyse olan oldu da, ben popa içinde aynısını düşünüyordum. çok yazık oldu. bu ligde çok iş yapardı. göremeyeceğiz. en azından zuzek ve erhan’ı görürüz. sinan hala daha iş yapabilir, nöbetçi golcu/asistcimiz olarak duruyor. açıkcası nalepa olmasa da olur. geçen sene en az katkı verenlerden biriydi zaten. 5 gol 5 asist gibi duruyor da 3 asist zaten son haftalar da 5 er 0 yendiğimiz malatya ve adanaya, 2 gol de malatyaya. yani 3 gol 2 asist de sen ona. he istatistikleri hiç sevmem de insanlar istatistiklere baktığı için yazdım. genel olarak kötü oynuyordu. hüseyin hoca da saçma sapan bir kadroda koştur koştur görevini gördürüyordu. yönetimle de olaylı ayrılınca insanlar yönetime sallayacağım diye böyle bir futbolcuyu öne çıkartarak salladı. oysa popa var amilton var mücadelesiyle leo vardı. geçen sene senin çıkmana %51 pay sahibi olan erhan vardı. nalepa gitmesine en son üzüldüğüm oyuncuydu. sezon başı gönderilmeliydi.
amilton’un gönderilmesi gibi bir saçmalığa kim onay verdiyse onları çok merak ediyorum. yani koca yönetimde kimse “amilton gönderilmez” demedi mi. hala daha geçen düzenlenen basın toplantısını izlemedim, yarın izleyeceğim.
(gerçekten merak ediyorum kim amilton gitsin dedi.)
selçuk inan’ın hala görevde olması inanılmaz bi şey. kocaeli kötü takım değil aslında
1 milyon prim verilmiş. neyin ne olduğunu,futbolun ne olduğunu, mentalin ne olduğunu bilmeyen adamlar bunları yapar. neredeyse 7-8 senedir prim konusunu konuşuyoruz. bunun felsefik ve hatta mental muhabbetlerine kadar girdik. o kadar konuştuk yani. 30 milyon prim vermişler. şaka mı yapıyorsunuz. naptığınızın farkında mısınız. prim vermeyin dedikçe adamlar neler yapıyor. mevcut başkan’ın ya da mevcut başkan’ın önereceği kişilerin kesinlikle liste de olmaması ve böyle bir dayatmanın olmaması gerekiyor. böyle bir iş bilmezlik olamaz. futbolcuyu parayla değil armayla, sahiplenmeyle onatması gerekiyor. zaten performans aidiyet her türlü para kazandıracak adamlara. iş bulacak. 1 milyon prim nedir dalga mı geçiyosunuz. amaç nedir. neyin muhabbeti bu.
sosyal medyaya baktım niag kahraman filan olmuş. o da taraftarın ayrı ne yaptığını bilmemesi. adam kendi hesabından bu yönetimi öven açıklamalar yapmış. bunun yaptırılmış ya da yapmış olması bi şeyi değiştirmez. o hesap kendisinin. niag’ı evet performans açısından severim de, böyle şeylere girmiş, içinde bulunmuş birine de performans dışında başka anlamlar yüklemek gerçekten çok garip ya. neyse
yarın da prim istenince napcaksınız. neyin primi bu. bu nasıl bir iş bilmezliktir. prim yok diye ister istemez (istemese bile oyuncu) mentali düşmeyecek mi. sen zaten kontrat parasını vermiyor musun. belki de maç başı da veriyorsunun, bonusta< veriyorsun. (ilhan cavcav maç başı bile vermezdi. -son 2-3 senesi hariç) yapmayın etmeyin. bak adam maç başı bile vermezdi diyorum.
Resmen akıl tutulması.
İlk on hafta itibarıyla görüntümüz: Bırakın Süper Lig’in orijinal yirmi takımından ve en çok oynayan yedi takımından biri olmayı, sanki Türkiye Kupası’nda Süper Lig takımına denk gelmiş ve bu seviyede bir takıma ancak beş yılda bir denk gelebilen alt lig takımı gibiyiz maalesef ![]()
İlk haftalarda birkaç hakem hatasına da kurban gittik ve birkaç puanı o şekilde kaybettik, tamam, ama öne geçtiğimiz maçlarda kendimizi yarı sahamıza hapsedercesine geri çekilişimiz, geriye düşünce ise herhangi bir düzenli atak yaparak rakibin üstüne gidemeyişimiz, oldukça can sıkıcı ![]()
İkinci on maçımızı bu ilk on maçtan edindiğimiz tecrübelerle daha iyi geçirmemizi temenni ederim, aksi takdirde otuz civarı bir puanla küme düşmeye doğru gidiyoruz ![]()
hüseyin hoca geldiğinden beri kadronun eksikliğinden ve bireysel hatalardan söz edip durdu. hala daha söz etmeye devam ediyor. elinde ligde kalacak, ligde kalacağı gibi ilk 10’a oynatılabilecek(hatta güzel bir sezon geçse avrupa bile yaptırılabilecek) bir kadro varken bu sözlerin arkasına gizlenmeye devam ediyor. “hücüma en az 4 transfer daha lazım” diyordu. o transferlerde yapıldı
ancak hala daha hucumda yetersiz olduğumuzu söylüyor. yani transfer istiyor :d
belki kendisi de biliyordur bu gerçekleri. bu kadro yeterli. ancak haftalık günlük aylık bir bahane bulunacak ya da “şu nedenle” denecek ya, o sahte muhabbetler, ilişkiler ışığında biline biline transfer yaptırılacak. çünkü “bahane” ya gerçek olmalı, tutarlı olmalı ya da zaman kazandırmalı. gerçekliğin üstünde bir sahte gerçek ile yakalanabiliniyorsa başarı yakalanmalı. kişiler bunu yaparken çoğu zaman kendisi bile farkında olmaz. ancak yaparlar. tekrar diyim bu kadro ciddi anlamda yeterli bir kadro.
zaten bir hoca’nın kalitesini “sorumluluk” almak ile çalıştığı kulübe maddi açıdan katkı/zararlarından görebiliriz.
birincisi, mental bir sıkıntıdır. suçu sürekli oyunculara yüklemektir. bu oyuncu grubunu hem iyi yönetemediğini hem de ciddi bir bağ kuramadığını gösteriyor. (hüseyin hoca’nın gençlerle çalışmak dışında belirli yaşa gelmiş oyuncularla çalışamadığını söylemiştim) gene bu mental sıkıntılardan birisi de sürekli bahane üretmektir. kendisi bunu da çok yapıyor. ve bu mental sıkıntılar ikinci gözlem alanı olan maddi alanlara da yansıyor. çünkü adam oyuncu transferi isteyip duruyor. umrunda da değil kulüp batacak mı çıkacak mı kapısına kilit vurulacak mı. aynı zamanda potansiyelde yetiştiremiyor. ve aynı zaman da var olan performans verebilecek oyuncuları da köreltiyor. büyük sıkıntı yani.
hüseyin hoca eğer kendini geliştirmezse bu haliyle süperligde çalışabilecek bir hoca değil. 2.ligde iki takımı çıkardı ben oradan da şüpheliyim. biri samsunspor gibi çok üst düzey bir kadroydu. diğeri kimya açısından -ali ekber düzgün ve harun erol sayesinde- çok iyi kurgulanmış bir kadroydu. şimdi alt ligdeki yeni macerasını izleriz. belki de o ligin dinamikleriyle tamamen uyuşuyordur. maddi kısmı 2.ligde öteyebilse bile (çünkü adam geliyor süperlig kadrosu kuruyor sana) o mental problemler bal da bile geçerlidir.
uzun lafın kısası, şimdi hoca ile artık yollar ayrılmalı. ayrılmalı da, kim gelecek, yeni yönetim kim olacak, onların onayı istediğimi…vs bilinmiyor.
arda çakmak yasta olduğu için bi şey de denmiyor. devreye girse ben başkan adayıyım büyük ihtimalde seçileceğim bu hocayı getirin…vs olabilse iyi olurdu.
takım hem ligde kalacak, hem de para girdisi sağlayacak bir yarı-yapılanma süreciyle bu sezonu bitirmelidir. hem yüksek kontratlardan kurtulunmalı hem yapılabiliniyorsa oyuncu satmalıyız. ve kesinlikle ve mutlaka 1-2 oyuncu alttan pişirilmeli. tabii 10 senedir aynı şeyleri konuşuyoruz da, durum hala daha bu olunca, buna uygun bir sportif direktör ve teknik direktör gerekiyor. yönetim’in yapması gereken bu.
hüseyin eroğlu da biraz mental açıdan kendisini geliştirsin biraz farkındalık sağlasın ve istifa etsin. gerçekten çok üzücü şu yaptığı.
Puan cetvelinde 14 puanla 8. durumda bulunan Konyaspor’dan itibaren aşağı doğru sıralanan 11 takım var. Bu takımlardan biri de biziz. Kalan 10 takımdan 6 takımla oynadık; 1 galibiyet, 2 beraberlik ve 3 yenilgi ile sadece 5 puan alabildik. Bu sonuçlar bizi küme düşürür. Düşen takımlar böyle düşüyor zaten. Murat Cavcav’ın ■■■■■■■■■ inadı bizi küme düşürmüştü. Önümüzdeki haftalarda 4 takımla daha oynayacağız ve hiç umudum yok. Bir an önce ne gerekiyorsa yapılmalı.
Sosyal medyada paylaşılan haberlere göre Hüseyin Eroğlu ile yollar ayrılıyormuş. Bir habere göre teknik direktörlük için Volkan Demirel ve Tolunay Kafkas’ın isimleri ön plana çıkmış. Bu dedikoduya inanmak istemiyorum. Hüseyin Eroğlu gönderilirse yerine top oynatmayı seven, gerekirse yabancı cesur ve tecrübeli bir hoca getirilmeli… Samsun’un şimdiki hocası Thomas Reis gibi… Örneğin daha önce Samsun’da Hüseyin Eroğlu’dan sonra göreve gelip takımın ligde kalmasını sağlayan, ancak bu sezon Kayseri’de kısa bir süre çalıştıktan sonra ayrılan Markus Gisdol olabilir. Yine Hüseyin Eroğlu’dan görevi devralıp aynı başarıyı bizde de gösterebilir.
ne volkan demirel ile ne de ertuğrul sağlam ile olacak iş değil. tolunay hoca’yı karakter bakımından severim. medya ile bir iki tartışma yaşadı diye bazı kesimler tarafından başka gözle bakılsa da karakteri iyidir. mental açıdan da güçlüdür. hocalığı da kötü değildir. gene de planlamamız açısından ne kadar doğru tercih olur bilemem.
gisdol var. içinde bulunduğumuz duruma biçilmiş kaftan. direkt imzalanabilinir yani o derece.
öbür yandan benim gönlümden geçen gençlerbirliğinin ihtiyacı olan isim metin diyadin.
Basın sözcüsü Aykut Çakmaklı, Volkan Demirel ile prensipte anlaşma sağlandığını söylemiş. Bence çok yanlış bir tercih. Volkan Demirel, geçen sezon Bodrumspor’da İsmet Taşdemir’in yerine gelmiş ve başarılı olamayınca sezonu tamamlayamadan ayrılmak zorunda kalmıştı. Aynı olayı şimdi biz yaşıyoruz maalesef.
Konuya iyimser yaklaşmak istiyorum, zaten elden de başka bir şey gelmiyor karar verici olmayınca…
Bazen bir teknik direktör ile takımın kimyası uyuşuyor ve beklenmedik bir şekilde işler iyi gidiyor, ama mesela farklı zamanlarda da aynı kimya yakalanamayabiliyor…
İnşallah biz de olumlu bir kimya yakalarız Volkan Hoca ile. Dilerim ki birlikte güzel günler görürüz, güneşli günler…
Ne kadar iyi gelir yaralarımıza bilmiyorum.
Umarım geçmiş teknik adamlık kariyerinin, istatistiklerinin üstüne koyarak bize faydası dokunur. Bekleyip görmekten başka çaremiz yok.
Hayırlısı olsun Gençler ![]()
![]()
En sevmediğin 5 futbolcu deseler volkan kesin ilk 3 tedir. Bu değişim hiç iyi olmadı. Hüseyin hoca kalsa daha iyi olur dedirtiyorlar taraftara. Hatay da hocalığını bilemem ama davranışları tutumu çok doğruydu. ona rağmen hiç sevemedim. Başka mecralarda bazı arkadaşlar fener e gitme aşkı nedeniyle başarılı olma isteğinin olumlu olabileceğini yazmışlar. bence de tek iyi yanı bu isteği olabilir. çok umudum olmasa da umarım burada eski Volkanı unutturacak işler yapar.
Huseyin Eroglu dogru zamanda olmasa da (Antep maci sonrasi!) tatsizlik cikmadan keyifle gitti.
Kendisini sahsen iyi anacagim her zaman.
Volkan Demirel td kariyeri muhtesem degil.
Oynattigi oyunu paylasirsaniz cok sevinirim.
Topcuyken en antipatik kisilerden biriydi benim acimdan.
Hatay da yaptigi insanlik namina guzel davranislari nedeniyle hepsini kafamdan silmistim.
Umarim korktugumuz basimiza gelmez ve basarili olur.
nalyon üyeler yapılıyormuş. hadi diyelim nalyonlarla kazandınız (ki bir önceki seçimde de nalyon muhabbeti vardı, o seçim de delegelerin osman sunguru seçtiğini düşünüyorum, muhalefet böyle bir propaganda yaptı hatta birisi “osman sungura 200 oy vardı biz kazandık” dedi hiçte inandırıcı değil, orada nalyon olmasaydı da osman sungur kazanırdı) ne diyorduk, hadi bu sefer yapılan nalyonlarla kazandılar diyelim ya da kimse aday olmuyor? işleri nasıl yürütebileceklerini sanıyorlar? camia hiçbir zaman kanıksamayacak bu takım şampiyon olsa bile büyük tepki devam edecek. bakın tepki demiyorum büyük tepki diyorum. boşa kürek çekiyorlar. ayrıca bir sorum var yönetim değiştiğinde bu son yapılan üyelikleri usulsuzlukten düşürebiliyor muyuz?
son olarak apar topar şirketleşleşmeyi düşünüyorlarsa o da zor.
gençlerbirliği camiası tertemiz çünkü. ayrıca seviyesi çok yüksek. + ayrıca ulusal kamuoyunda gençlerbirliği üzerine hassasiyet var.
tabi bunların farkında değiller. paranızı harcamaya devam edin madem öyle. ama kalamayacaksınız.
en mantıklı yol arda çakmak ve niyazi akdaş’ın birleşmesi olacak. gerçekten bu birleşmeyle altından kalkılamayacak bir durum da yok. neden hala son haftalara son günlere kadar uzatılıyor bu iş. gerçekten aday olmayacaklarsa çok büyük hata edecekleri gibi ayıp etmiş olacaklar bu camiaya
bi de gerçekten tutunabileceklerini sanıyorlar. hiçbir şansları yok. belki aralarında bir kaç kişi yeni yönetime girebilirdi mantıklı hareket etselerdi yönetime giremeseler bile camia için de ağır bir negatiflik olmazdı onlar üzerine. yanlış yaptılar. benim en çok şaşırdığım kişi taner ünlü oldu. o kadar hacettepe ile alagöz ile uğraş, o kadar kaliteli hukukcu yok, sonra böyle bir işin içine gir. hiçbir anlam veremedim.
tamam görülüyor, bütün bunlarla uğraştığı için hedefe kondu, algılar döndürüldü üzerinde, iftiralar altıldı…vs de bunları görmüyor muyuz sanki gerçekler ortadan siliniyor mu da.
bi de anlamadığım bi şey, bunca sorun vardı, uğraşılıyordu, ama nedense bu sorunlarla uğraşılırken saçma sapan algılar dönüyordu, camia karıştırılıyordu, insanlara iftira atılıyordu…vs hadi madem bunları yapıyordunuz bari iki üç şu uğraşılan sorunlara destek atılsaydı.
insan işte birbirine kinleniyor. şimdi de çıkılıyor, sanki bütün bu olayların içine bizi leylekler bırakmış gibi davranılıyor.
kafamı kurcalayan diğer bir sorun ise bu ana sorunlarla uğraşan diğer isim osman sungurdu. hadi taner ünlüyü es geçelim, tam tanımıyoruz. osman sungur az çok bilinen göz önünde olan birisiydi. görece sportif direktör, futbol aklı, gençlerbirlikliler bakımından da iyi işler yapıyordu. noldu da böyle birdenbire bunları yaptı?
hiç sanmıyorum.
sanırım bu 2.cisi gerçek olan.
bilemeyiz.
umarım 1. değildir.
Bence genel kurul sonrasında bir yerde gömleğin düğmesi yanlış iliklendi. Oysa ciddi miktarda loca ve kombine satılmış, göğüs sponsoru da daha iyi şartlarla kesinleşmiş gibiydi. Bunlara TFF yayın ve performans gelirleri ile diğer sponsorluklar eklendiğinde mali açıdan dengeli bir sezon geçireceğimizi düşünüyordum. Transfer döneminin başında defansa taraftarlar olarak çoğumuzun olumlu bulduğu, bütçemize uygun ve hesaplı transferler yapılınca bu düşüncem daha da pekişmişti. Sonra ne olduysa oldu, hesaplar şaştı; geçen sezon oldukça yararlı olmuş futbolcular gönderilirken, bizi mali açıdan zorlayacak ve ciddi anlamda borca sokacak, fakat sahada fazla yarar sağlamayacak transferler yapıldı. Öyle ki, yabancılarda 12+2 hakkımız olmasına rağmen 13+1 yaptık ve yeni transfer ettiğimiz yabancılardan birini liste dışı bırakmak zorunda kaldık. Lige iyi başlayamadık. Yönetimde kazan kaynamaya başladı. Önce altyapı sorumlusu, ardından sportif direktör, sonra da başkan ve en sonunda da hoca gitti. Ağır bir borç yükü ve taahhütler altına girmiş durumdayız. Ligde düşme hattındayız. Sıkıntımız çok büyük. Nasıl düzelir, ne yapılabilir, yanıtlaması çok zor. İnşallah bir şekilde toparlarız.
Türkiye Kupası’nda Sakaryaspor ile eşleşmişiz. Maç, 2-4 Aralık’ta Adapazarı’nda oynanacak.