2025-2026 Sezonu - Genel Konular, Transferler, Haberler

bu emre mor ve kaleci transfer haberleri gerçekten ciddiymiş. bu oyunculara bu paraları vermek yerine, eğer illa transfer yapılacaksa, panik bir durum varsa, potansiyelli oyuncuların alınması gerekir. en azından ‘en kötü senaryo’ da bile elimizde gelir elde edebileceğimiz oyuncularımız olur ya da 11’de oynatacağımız oyuncularımız olur.

emre mor ve kaleci’nin iyi ya da kötü olduğunu söylemiyorum. transfer tamamiyle yanlış olduğu gibi kulüp endişe verici boyutlara doğru sürüklenmektedir.

4 Beğeni

Etebo iyileşemeden yeniden sakatlanmış. Uzun süre yok. Kronik sakat oyuncu almamak lazım. Hiçbir şekilde yararlanamıyoruz. Kadro derinliğimiz fazla olmadığı için bu sakatlıklar bizi çok olumsuz etkiliyor. Kazanabileceğimiz maçları kaybediyoruz. Yatırım dışı ve yaşı ilerlemiş futbolcularla da uzun süreli garanti sözleşmelerden kaçınarak bir yıllık ve maç başı sözleşmeler yapmak gerekiyor. Avrupa liglerinde birçok kulüp 30 yaş üstü futbolcularla bir yıllık sözleşmeler yapıyor.

5 Beğeni

ben de gördüm çok üzüldüm. zaten sakatlanınca yandık dedik gerçekten de yandık. artık düzelmesi de çok zor görünüyor.

4 Beğeni

söyle bir baktım da ortamı kaosa çevirenler ya troll hesaplar ya da belirli başlı tipler. bu belirli başlı tipler her camiada bulunan, futbol ve yönetim cahili olup leş bir dil kullanan ve işler kötüye gittiğinde “derdimiz var” butonu işlevi görerek prim kasmaya çalışan tipler oluyor. bunların bazıları menfatçi olur bazıları aklı olarak sakat olur. son zamanlarda dikkatimi çeken bir kişi oldu böyle. bu kadar cahil olup, camia’nın da eş/doş ahbap/çavuş diyerek ses etmediği, çay içiyoruz, tanıyoruz diye yol verdiği ve “buton” işlevi gördürdüğü bu insanlara ne olduklarını söylemedikleri sürece, ne sahada ne oluyorun doğru tespiti olur ne de düzgünce bir tartışma ortamı olur. üstüne bir de gençlerbirliğinden nemalanan tiplerin kullanışlı aptalı olur.

hayır yani buton görevi görüp bi de korkunç fikirler, iğrenç bir uslup, manasız imgeleri eşantiyon olarak sunuyor. kardeşim sen buton olacak buton ol ve fikir belirtme diyesim geldi de vazgeçtim. dilimin bu kadar sert olması da işbu kişinin yazıları okumamdan kaynaklıdır :d bi de şu oyuncu iyidir bu oyuncu kötüdür diye camia içinde söyleyenlere son derece ergen ve eksik akılla hakaretler edip duruyormuş. inanılmaz bi şey yani.

bu böyle devam ederse (ki sanırım hep böyleydi) gençlerbirliğinde bu kadar bilgisizlik ve aptallık ile diğer camialarda olduğu gibi prim kasılamayacağını göstermek zorunda kalırız. yapacak bi şey yok.

edit: böyle bi şeyi yazdım sonra sileyim dedim sonra neden sileyim dedim tekrar yükledim.

4 Beğeni

ali ekber hoca’nın istifasını sunduğu üzerine haberler çıkmış. yönetime daha doğrusu başkan’a maç raporu, oyuncu raporu sunacak tek en yetkin kişilerden birisidir ali ekber hoca. ayrıca güvenebileceği ve ayrıca transferleri bırakabileceği kişidir. yani istifası kabul edilmemeli, arada kırgınlıklar varsa giderilmelidir. osman başkan büyük hatalar yapmaktadır. tee seçkin topçu’nun kulüpten ayrıldığı günden beri bir şeylerin test gittiğini görmekli ve düşünmelidir. etrafında futboldan anlamayan, yöneticilik oynayan insanlara en azından “gençlerbirliği” özelinde heleki futbol adına hiçbir şekilde o kadar da itibar etmemelidir. futbol konusunda hoca ya da ekibi olayları doğal olarak kendileri için manipüle ederek sunabilirler. futbol konusunda güveneceği kulübün sportif direktörüdür.

tekrar edeyim istifa kabul edilmeyip, her konuda danışacağı yanında dost yoldaş edineceği birisidir ali ekber düzgün. bu hatadan dönülmelidir.

3 Beğeni

Sportif direktörümüz Ali Ekber Düzgün’ün ayrılması çok üzücü. Günümüzde sportif direktörler kulüplerdeki kurumsal yapının en önemli unsuru. Kulübün idari, mali ve sportif açıdan başarılı olmasını isteyen bir kulüp yönetimi öncelikle sportif direktörlük görevine dürüst, güvenilir, bilgili, tecrübeli ve çalışkan bir profesyoneli getirmelidir. Sportif direktör, teknik direktörü seçen ve göreve getiren, tüm transferlerde son sözü söyleyen, altyapıyı da kontrolünde bulunduran ve düzenleyen tam yetkili bir profesyonel olmalıdır. İyi niyetli olsalar bile bilgi ve tecrübeleri sınırlı başkan ve yöneticilerin sportif direktörü dışlayarak ve aradan çıkararak onun görevlerini yapmaya çalışmaları kulübün kurumsallaşmasını engelleyen bir sorun oluşturur.

4 Beğeni

ortam iyice dallas’a dönecek belli. şunu şimdiden peşinen belirteyim, kesinlikle kaos çıkmaması gerekmektedir. kaos istenmeyen olayların besin kaynağı, istenmeyen kişilerin aradığı ortamdır. kaos’un yaratacağı boşlukların nelerle doldurulacağı, karmaşanın hem camia hem kulübü nerelere sürükleyeceği belli değildir. belli değil derken bu olasılıklar içinde iyi yere filan gitme ihtimali yok, kötü yerlerden nerelere sürükleyeceği belli değil. ayrıca bu durumdan çıkmak için alınabilecek aksiyonları alamayacağımız, yapılması gerekenleri yapamayacağımız bir gerçeğin içine düşeceğiz. kaos’un bizi hiçbir yere götürmeyeceği gibi herkesi bütün bu suçlara -ve hatta oluşacak suçlara- kıyısından da olsa ortasından da olsa ortak edecektir.

sezonun başındayız, olan olmuş, olacakların da nasıl olacağını camia ve yönetimin tutumları/aksiyonları belirleyecektir. yıllardan beri olmaması için kafa patlattığımız, fikir yürüttüğümüz, yüksek sesle dillendirmeye çalıştığımız “kulüp içinden çıkılamaz bir borca girer ve sahne kapanır” olasılığı gene tekrar yeniden tanımışlığın, maruz kalmamın etkisiyle artık kokusunu duyduğumuz içinde yaşadığımız zihnimizin hep bir köşesinde dönen bir tablo gibi önümüzde duruyor. işte yukarda değindiğim gibi camia ve yönetimin tutum/aksiyonu ya bu tabloya imza çakacak, daha sonra bize edebiyatını yapmak, anılarını anlatmak kalacak ya da bir iki sene sonra tekrar önümüze çıkmak üzere bir kez daha ötelenecek. (ebediyen bu tablodan kurtulur muyuz, bilmiyorum) bu yaşadıklarımız artık kulüp açısından yapısal bir döngüye camia açısından da döngüsel bir travmaya dönüştü.

bu tramvatik kısır döngü gençlerbirlikli kimliklilerin kurtulmaya çalıştığı bir parçası haline geldi. yani öyleki bir gençlerbirlikli bu tabloyla o kadar çok haşır neşir olmuştur ki, o tabloyu ufak bir dokunuşla nasıl iç açıcı hale getirebileceğini, iki üç dokunuşla nasıl bir şaheser yaratabileceğini ve hatta bir dokunuşla o tabloda her şeyi nasıl birbirine katabileceğini bilir. dediğim gibi bu gerçeklik ya da tablo gençlerbirliklilerin kimliklerinin bir parçasıdır. içinde bulunduğumuz bu zaman içerisinde tam da bugün hatta şu saate bu tablo’nun nasıl gözüktüğü üç aşağı beş yukarı bellidir. hemen şimdi bu tablo’nun önüne gençlerbirlikli 10 kişi getirin -durumu da çok vahim olarak niteleyelim- o tabloyu bir şekilde bir yolunu bularak kotarabilirler. en azından doğru olanı yapmaya çalışırlar.

peki sorun nedir. bir camia olduğumuz, bir camia içinde olduğumuzu, bir camia gibi hareket etmek zorunda olduğumuzu bilmiyor gibi ya da hesaba katmadan hareket ediyoruz. sadece bu değil, yönetimsel olarak durum tespiti yapıyoruz ancak camia olarak bir durum tespiti yapmıyoruz. camia’nın böyle ya da söyle bir durumda nasıl hareket etmesi gerektiği, nasıl bir aksiyon alması gerektiği, ne yapması ne yapmaması gerektiği konusunda kimsenin bir fikri yok.(varsa da ayrı ayrıdır) işin gerçeği ve acısı da kulübün içinde bulunduğu durumlardaki ‘camia payı’ her zaman yadsınmıştır.

gelelim konuya. yönetimde neler olduğunu ben de herkes kadar biliyorum. yönetime yakın olanlar ya da yönetimdekiler doğal olarak benden daha çok şey biliyorlardır. ortada milyar tl’lik bütçe olduğu söyleniyor ki bunun doğruluğu ortadadır. gelir-gider dengesindeki büyük açıklardan, yönetim içinde klikleşmelerden, özellikle başkan osman sungur’un ne yaptığını tam olarak bilmemesinden söz ediliyor. seçkin topçu ile başlayan gençlerbirliklilerin -iddaa’ya göre- tasfiyesi ya da küstürülmesiyle ilerleyen bir süreç var. peki osman sungur ortada bir yanlışın olduğunu göremiyor mu? yoksa güç zehirlenmesine mi uğradı? camiadaki hemen hemen herkesin bildiği, sevdiği ve saydığı en önemlisi de güvendiği bir isim olan ali ekber düzgün’ün istifa sürecinde de işler ters gittiğini anlamadı? çevresindeki insanların yöneticilik vasfı dışında futbol ile pek alakası olamayacağını, eşim/dostum akrabam futboldan anlıyor, şu topçu da iyiymiş muhabbetlerinin 30 senedir kulüplerde döndüğünü ve bu muhabettlerin/işlerin kulüpleri batırdığını, yönetici kısmının sahaya ve teknik işlere çok fazla karışamayacağını, kurumsallığın ne demek olduğunu bilen birisi bilmiyor mu. ya da teknik ekibin geçici olduğunu, teknik ekip ya da teknik ekip ile irtibatlı kişilerden mevcut ya da mevcut olmayan oyuncu raporu, maç raporu/analizi’nin manipülatif olabileceğini (bu işin doğası gereğidir) hatta iyi bir analiz önüne konsa bile kendisinin güvenebileceği sportif direktörün analizinin daha tutarlı, kurumsal olacağını bilmiyor mu ya da tahmin etmiyor mu ya da böyle bir mantık gütmüyor mu. yapılacak transferlerin sportif direktöre bırakılması gerektiğini, teknik ekibin belki ama belki çok çok az bir söz hakkı olabileceğini, yöneticilerin bırakın transfere karışmasını sözünü etmesini hatta transfer şakasını yapılmalarının bile ayıp ve saygısızlık kabul edileceğini kurumsallaşmanın ne demek olduğunu bilen bir kurumsal kimliği olan bir yönetici, bir başkan bilmiyor mu? ya güç zehirlenemsi içinde, ya kandırılıyor ya da bu işleri bilerek öyle yapmak istiyor. bu üçünden hangisi olduğunu şimdi bilemesekte zaman bize bunu gösterecektir.

olan olmuş artık. sezonun başındayız. camia’nın mevcut durumda kaos yaratılarak içerde ne olduğunu bilmediğimiz bu garip 'yapı’nın daha da fazla işleri berbat etmesine, daha da fazla maliyetli kontratları bu kulübe getirmemesine uğraşmamız yönetimi uyarmamız gerektiği gibi mevcut sözleşmeleri oyuncuların hepsine sahip çıkmak zorundayız. oyuncular iyidir, oyuncular kötüdür, oyuncular söyledir oyuncular böyledir. yapacak bi şey yok. kontratı fazladır, bu zamanı geldiğinde konuşulur, uyumsuzdur, arızadır bunlar zamanı geldiğinde konuşulur. şu an bu oyunculara itibar suikasti uygulayarak, kulübün daha da borca batmasından başka bir şeye yardım etmez bu durum. normal şartlar altında olmadığımızın, çok kritik bir döneme girdiğimizin herkes bilincinde olmalıdır. bizim ve yönetimin yapması gereken o gelir/gider dengesindeki uçurumun nasıl kapatılacağını düşünmek aynı zamanda bu kulübü ligde tutmak, tutamıyorsak da, olmuyorsa da en kötü bir senaryoları düşünmek aksiyon almak aldırmak zorundayız.

yıllardır söylenen, altliglerde mücadele ettiğimizde de defalarca dile getirilen ve yapılmasını umduğumuz hiçbir şey yapılmadı. bu sadece yöneticilerin işbilmezliği ve düşüncesizlikleri değil, aynı zamanda camia’nın payı olduğu bir gerçeklikti.

hüseyin hoca hala daha transfer diyorsa, elinde mevkilerde oynatabileceği oyuncular varken buna devam ediyorsa, kendi kariyeri için gençlerbirliğinin batışını umursamıyorsa, bir zahmet artık hoca ile yolların ayrılması gerekmektedir. aynı zamanda bu gelir/gider tablosundaki korkunç rakamları karşılayabilmemiz ya da bu rakamları bir nebze olsun düşürebilmemiz için rotasyona, o gelen afrikalı kardeşlerimizi ya da altyapıdan oyuncuları oynatmak zorundadır hoca. ha yok bunlar olmaz deniyorsa (ki nasıl olmuyor, servet hoca gitti belkide hala daha altyapıda oynayacak bir oyuncuyu 6 ayda 5 küsür milyon dolara sattırdı, bunun gibi yüzlerce örnek saymamız gerekir mi?) ne diyorduk olmaz deniyorsa transfer açık, buyrun 15-21 yaş aralığı 11 de yada rotasyonda oynayacak maliyeti düşük bir iki oyuncu getirin. bunu yapamıyorsanız elinizdekilere “olmaz yetersiz” deme hakkınız yoktur. biz ayazı gördük. ve biz ayazın rotasyonda oynamasını istiyoruz. olmuyorsa biz o afrikalı gençleri sahada görmek istiyoruz. biz geleceğimizi kotarmak için bunun yapılması gerektiğini sadece düşünmüyoruz bunun şart olduğunu düşünüyoruz. yönetim “efendim biz takımı ligde tutacağız bu gelir/gider dengesini de cebimizden karşılayacağız” diyorsanız bu şartları yerine getirmezsiniz. demiyorsanız, ödeyemeyiz diyorsanız, yönetimdeki herkes “para” konuşulunca kulağına yatıyorsa, gelir/gider dengesi için şimdiden kulübün kasasına çek bırakmak zorundasınız. başkan yöneticilere bunun baskısı yapmalıdır. yapmıyorsa o çeki kendi bırakmak zorundadır. gençlerbirliği ortadoğulu üst orta sınıf aklıyla kulübe ya da bir kuruma yönetici olunup para konusuna gelince kulağının arkasına yatılacak sonra da afedersiniz ama yüzsüz gibi orada burada gezilecek bir kulüp değildir.

camia’ya gelince oyuncu ıslıklamak, oyuncu yemek artık olmamalıdır. kulübü batırdınız tüü size’nin de bizi bir yere götüreceği yoktur. yönetime olması gerekenleri (benim aklıma yukardakiler geldi, belki çok daha iyi fikirler düşünceler ihtimaller vardır) diretmek zorundayız. ve o gelir/gider açığının nasıl kapatılacağı üzerine bizimde yapmamız ve yapmamamız gerekenlerin olduğunu unutmamalıyız. (suç her ne kadar camiada olmasa da durum budur)

kısa süreli dikkat edilmesi gereken şeylerin şunlar olduğunu düşünüyorum;

şu saaten sonra hala daha maliyetli oyuncu getirmeye çalışılıyorsa buna karşı çıkılmalıdır. oluşturulan kaos ortamıyla, sahada ne oluyorun, ne iyi ne kötünün tam tespiti yapılmadan kulübe yüksek maliyetli oyuncu getirmeye devam ediyorlar.(500 bin euro bile bizim için çok yüksek bir maaştır) bunun engellenmesi gerekmektedir. bunun engellenebilmesi için de camia’nın oyunculara sahip çıkması, ıslıklamaması, desteklemesi ve arkasında durmaları gerekir. ayrıca özellikle yerli oyunculara daha çok sahip çıkılması gerekmektedir. diyoruz ya “kravatlılar gider atkılılar kalır” bu sahada “milyonluk yabancılar gider, asgari ücretle oynayan yerliler kalır” dır. yerlilere daha çok sahip çıkılmalıdır. en kötü senaryolarda başbaşa kalacağımız, acaba kulüpte kalır mı diyeceğimiz gene onlardır. (bazı yabancılar istisnadır onlar candır)

(aslında sahada ne oluyorun tespiti fikir ayrılıklarına rağmen yapılıyordur da, ortamda hem bilgi kirliliği yayanların olduğu hem de troller hesapların sürekli milyonluk oyuncu editleri yaptığı bir durum ile karşı karşıyayız.)

diğer bir önemli hususunda, özellikle yönetim içinde olan gençlerbirliklilerin küstürülmesi ya da tasfiyesinden sonra yerlerine gelecek insanların “tepeden inme” bir şekilde görevlere getirilmesini engellemektir. korkunç iddaalar duyuyorum. bir holding’in hem de kulübe çökmeye çalışmış bir holding’in takımının ceo’su ali ekber Hoca’nın yerine sportif direktör olarak gelecekmiş? bu bir iddaa olabilir doğru da olmayabilir sadece böyle şeylerin yapılmasının engellenmesi gerekmektedir.
(bunları yaparken de tepki ile kaosu birbirinden ayırmak gerekmektedir. ve hatta tepki ile nitelikli tepkiyi de birbirinden ayırmak gerekir)

bunları yapabilmek içinde yönetim ile camia arasında bir iletişim ağının kurulması varsa bu iletişim ağını engelleyenlerin tespitinin yapılması gerekmektedir.

yönetim eğer samimi ise bu iletişim ağını kurar. camiadaki aklı selim insanları dinler ve bilgi alış verişi yapar. yok değillerse zaten bu kulübün kapısından bir daha giremeyeceklerini (yanlış anlaşılmasın bu böyle olur) ve camia’nın bu işin peşini bırakmayacağını bilmeleri gerekmektedir.

son kısmı özetlersek

şu an camia’nın ana konusu gelir/gider dengesindeki açığın ya parayla ya da potansiyelle ya da ikisiyle birlikte kapatılması olmalıdır. diğer düşünmesi gerekense olası kötü senaryoları hesap edip bu senaryolar karşısında “öldük/bittik” e girmeden, o senaryolara hazırlıklı olacağımız hamlelerin yapılmasını istemek/baskı uygulamak, fikir yürütmek ve düşünmek zorundadır.

4 Beğeni

levent mercan ile bartuğ yılmaz ın kiralık olarak gelebileceği konuşuluyormuş. peki satın alma opsiyonları var mı acaba. yoksa tersten yetiştirici kulüp mü olacağız? transfer sezonu boyunca bu tarz gençleri bonservisiyle bulamadınız mı koca dünyada?

3 Beğeni

Osman Sungur 1. Lig döneminde az manejer, kesemize uygun topçu, isabetli nokta transfer ile başarı geldi. Osman Sungur Süper lig döneminde bu olumlu yapı niçin devam ettirilmez? Ali Ekber Düzgün, Ateş Şendil ve Murat Karahan ın ayrılmaları hep bu olumlu ve sürdürülebilir yapının bozulmuş olduğunu taraftar olarak bana hissettiriyor? Yanılıyor muyum bu kaygımda?

4 Beğeni

takım süper lige çıkınca pr yapmak, futbol camiasında kendini göstermek ve iletişim kurmak amacıyla bir sürü insan yönetime girmiş anladığım kadarıyla. osman başkan belirli ilkeleri ortaya koymuştu. mesela kiralık oyuncu almam diyordu. şimdi tam tersini yapıyor. bütün ilkeler yönetim sohbetlerinde gazında yok olmuş.

3 Beğeni

hukuk bilgim çok fazla olmadığından soruyorum acaba seçimlerde “liste usulu” nu değiştirebiliyor muyuz? mesela her yönetici adayı tek tek aday olsun. ciddiyim yani. bu böyle olmayacak. sportif direktörü de genel kurulda seçelim. herkes aday olduğu görevde ne yapacağını anlatsın. onu ona göre denetleyelim.

bu nedir ya adam sadece yönetime giriyor, görevini zaten yapmıyor.

4 Beğeni

Genel kurulda sanki her iki grupta da “Ali Ekber Düzgün ile devam ederiz tabii” havası vardı.

Hoş aynı genel kurul öncesi başkan adayı diye kendini lanse eden kişi veya kişiler de ortada yoktu resmi olarak ya…

Oda seçimlerinde tecrübe ettiğime göre liste usulü olmasa bile o sisteme dönüyor maalesef bizim seçim sisteminde. Bu duruma rağmen dediğinize kesinlikle katılıyorum.

Misal şu anda ag de yönetici olan formamıza Türk bayrağı dışında başka bir ülkenin bayrağını da getiren kişinin yönetime girmemesi için üstünü tüm seçimlerde çizmem -1 oy olarak sayılmıyor olması dernek seçimlerinin en büyük handikabı bence de.

4 Beğeni

ali koçun fikir ağası (kendisi mhpliyim diyor) (ki zaten kobani sponsorluğu ile bu doruk noktasına çıktı) bahçeli ile görüşmeden sonra ne hikmetse fenerbahçe ile yakından olan insanları imza fotoğraflarında -ne gibi bir vasıfla- poz verdiklerini görüyoruz.

bu isimlerin istifası ve gençlerbirliğinden uzaklaştırılmaları gerekir.

erhan kızılmeşe ve adem becerikli.

3 Beğeni

önce yönetimin sessiz sessiz gençlerbirliklileri yemesiyle sonra da oluşturulan kaos ile oyuncular transfer edilmeye devam etti. var olan düzen ve mantık zaten başında sakatlanmıştı da şimdi tamamen bozuldu. ekonomik olarak ne olduğu da nereye gittiğimiz de iyice belirsizleşti.

traore’nin transferi ilginçtir. ileride üzerine konuşulacaktır. normal bir transfer değil.

ayrıca dikkatimi çeken bir husus oldu, geçen sosyal medyaya baktığımda “transferleri istanbuldan öğreniyoruz” düşüncesi vardı. ki doğru bir düşünceydi. sonra kim bunlar diye baktım, sabuncuoğlugiller çıktı. yani istanbul’un fener tayfasından öğreniyoruz. + bahçeli ziyaretini ekleyelim + yönetimdeki fenerbaçelileri ekleyelim + bir ara muhalefet olan ve pr ile gençlerli boyası giydirilen fenerbahçeli eski topçular/başkan adayı + altyapıdaki oyuncularımız 2-3 sene önce fenerbahçe tarafından talan edilmedi…vs derken bu kulübün etrafında dolanan siyasi ve kulüp yapısını görmek zor değil.

(ankara kuşu denen fetöcü hesabında bir ara olaya dahil olduğu aklıma geldi şu an)

neyse bunlar sadece çıkarımlardır, dursun bir kenarda.

başkan’a “esir edildiyseniz işaret edin” diyesim geldi. başkan olmadan önce de sonra da yaptığı açıklamalar, edindiği ilkelerle birlikte camia tarafından eskiden beri sevilip sayılmasını ekleyince şu an içine düştüğü durum veya bilerek isteyerek yaptıkları içler acısıdır.

isim sponsorluğu için genel kurul yapılacağı söyleniyor, yalan bilgi olabilir. doğruysa sezon ortasında iyice kaosa girelim ve takımın ipini tamamen çekelim mi deniyor anlamadım.

son olarak ali ekber hoca’nın gitmesinden sonra yapılan transferlerde iki yönetici poz vermişti. bu yöneticiler (yöneticilerimiz diyemiyorum kusura bakmasınlar) biraz düşünceli insanlar olsaydı o kadraja girmezdi. “camia ali hoca’yı seviyordu” deseler bu camia’ya saygı, “umrumda değil sevip sevmemeleri de şimdi tepki çekmeyeyim” deseler mantıklı, sinsi de olsa az biraz iş bilen birileri derdik. bu bile değil. işin vehameti budur.

camia’nın o kadar tepkisine, endişesine rağmen, camia’ya tepeden bakmak, dinlememek ve ısrarla gençelrbirliğini öbür batan kulüplerin rotasına göz göre göre sokmak, yukarıda bütün bu yazı boyunca sayılan şeyleri yapmanın bu camiada bir bedeli olur. kendi camiaları ile karıştırıyorlar ya da sıradan bir anadolu takımı sanıyorlar olabilirler. ama bence bu kulüpte uzun hesap yapmasınlar (eğer kısa sürede kulübü batırıp gitmeyi düşünmüyorlar ve uzun hesap yapıyorlarsa) gençlebirlikliler isimleri not eder.

yönetim kurulu (birazdan kuracağım cümleler onlar için hafif gelebilir ancak ağır cümlelerdir) gençlerbirliğini düşünüyorsa, gençlerbirliğinin ağırlığa, tarihine saygı gösteriyorlarsa, bu camia’yı birazcık düşünüyorlarsa, başkanvekilinin profilinde yazan başka takımın ismini kaldırmasını rica ederler. eğer bu değerler ve karakter umurlarında değilse, söyle söyleyelim, belki bunu düşünürler, türk futbolu toksikliğin zirvesidir. ayakkabısını filanca takımlı gibi bağladı diye ortalık velveleye verilebilecek kadar düşük seviyelerdedir. şimdi başkanvekilinin o profilini görenlere başka takımlıların camiamızı maruz bırakacağı, tadını kaçıracağı, adına laf getireceği bir alan açılmış olacak. en azından şunu düşünüp rica etmeleri ya da kalkdırtmaları gerekmektedir.

4 Beğeni

Şu açıklama kulüp tarihinde kara bir lekedir.
■■■■■■■■■ın 2. Defa takımın başına getirilişi ilanı ile yarışır:

4 Beğeni

çok yanlış. ilhan cavcav bir sıkıntı olduğunda basından birilerini çağırırdı röportaj verirdi. hem de görüntülü. eğer varsa bir sıkıntı, başkan’ın da böyle bir şey yapması gerekirdi. doğru da olsa yanlışta olsa meramını anlatırdı. ciddi bir iletişim kurmuş olurdu. ayrıca kimi kimin transfer ettiğini anladığım kadarıyla ali ekber hoca’nın transferleri gayet başarılı. genç potansiyel eksiği bir şekilde kapatılırdı. 20 transfer yapılacağına o kadar para harcanacağına yarı para harcanıp 7-8 transferler kapatırdık sezonu. 3-4 tane de potansiyel alırdık. neyse olan oldu artık. ali ekber hoca bir gün tekrar sportif direktör olarak dönecektir zaten. tıpkı diğer küstürülen gençlerbirlikliler gibi. ayrıca bizi siyasete çeken bir isim varmış, ismail geliç diye birisi. bahçeli görüşmesindeki kişi de oymuş. onu da not edelim uzun hesap yapmasın boşuna. gelir/gider dengesi için kendisinden de katkı bekliyoruz peşinat ödedik benden bu kadar diyen yüzsüz yöneticilerden olmazlar umarım, gene duyduğumuz kadarıyla osman başkan elinden geleni yapıyormuş. taahhüt edilen giderler + kulüp giderlerini ödemelerini, geciktirmemelerini, ve 2 senelik olan kontratların da çeklerini.

4 Beğeni

Hayal kırıklığının böylesi yok. Beş maçta üç gol ve sıfır puan :frowning:

3 Beğeni

Şampiyonlar Liginde, Benfica karşısında 2-0 yenik duruma düşen Karabağ müthiş bir geri dönüşle maçı 3-2 kazandı. Toplam Transfermarkt değeri 24 milyon euro… Karabağ yönetimi nerede doğru yapıyor? Biz nerede yanlış yapıyoruz?

Karabağ - Kulüp profili | Transfermarkt https://share.google/enlWEbtt3k68c34od

4 Beğeni

Sosyal medyada sürekli bir transfer haberi görüyorum. Nalepa ile yollar ayrılmış. Artık kadroyu takip edemez oldum, başı kesik tavuk gibi oradan oraya çırpınarak koşuyoruz sanki. En çok da bu kendini bilmezlik hissi canımı sıkıyor :frowning:

4 Beğeni

bu olay nedir bilen var mı.

bunun dışında basın toplantısını izleyemedim, vaktim olduğunda izleyeceğim. bu toplantıyı yapmaları yerinde olmuş. taraftar genel olarak sallamış. bakalım ne demişler merak ettim. ancak şunu söyleyeyim, bu toplantıyı genelde hiçbir kulüp yapmaz, bu bir artının bunun farkına varılması gerekir. yani eleştiri bu düzlemde yapılmalıdır. bu arada hiç umutlu değilim içerikten bakalım.

edit: eski tarih içinmiş. anımsadım bu toplantıyı.

3 Beğeni