İsim Sponsorluğu Sorunu

Genel sohbet konusu olamayacak kadar hayati bir tartışma.
Osman Sungur’un açıklamalarını buraya bırakıyorum:

“Gençlerbirliği’ne değer katacak firmalarla görüşmeler yapıyoruz” Gençlerbirliği Kulübü Başkanı Osman Sungur, isim sponsorluğu için önemli firmalarla ön görüşmeler yaptıklarını söyledi. Sungur, kamuoyuna yansıyan para ve anlaşma şartlarının ise doğruyu yansıtmadığını ifade etti. Kırmızı-siyahlı kulüpte isim sponsorluğu gündemdeki yerini korurken başkan adaylarından Murat Şamil Şen, Gençlerbirliği’nin Gamador İnşaat ile bir görüşme yaptığını ve yıllık 100 milyon TL olmak üzere 3 yıllık (alt lige düşülürse 50 milyon TL) anlaşmaya yakın olduğunu iddia etmişti. Gençlerbirliği Kulübü Başkanı Osman Sungur, isim sponsorluğu ve ortaya atılan iddialarla ilgili GHA’ya açıklamada bulundu. Başkan Sungur’un ifadeleri şu şekilde: -İsim sponsorluğu konusunda çalışma yaptığımız doğru. Ancak bugün ortaya atılan iddialardaki fiyatlar ve şartlar gerçeği yansıtmıyor. 50 milyon, 70 milyon TL gibi iddia edilen rakamlar doğru değil. Gençlerbirliği ismi çok kıymetlidir. Böyle küçük rakamlara isim sponsorluğu vermeyiz. İçinde küme düşme ihtimalinin de bulunduğu bir anlaşma, pazarlık yapmayız. 3 yıllık anlaşmayı zaten düşünmüyoruz. Geleceği ipotek altına alamayız. Anlaşacaksak 1 yıllık bir anlaşma yapabiliriz. -Şu anda ön görüşmeler yapıyoruz, talep topluyoruz. Görüştüğümüz firmalar arasında dünyaca ünlü markalar var. Ankara’nın büyük değerleri var. Gençlerbirliği’ne değer katacak, şaibesiz, kulübe yakışan markalar tercihimiz olacak. Kimseye verilmiş bir sözümüz yok. Görüşmelerimiz sürüyor. Süper Lig’in mücadeleci yapısında yer almamızı sağlayacak bütçele ulaşmak için yönetim olarak elimizden geleni yapacağız.

Kaynak Linki = https://www.sporanki.com/haber/osman-sungur-isim-sponsorlugu-konusunda-calisma-yaptigimiz-dogru-21044

3 Beğeni

Daha önce de benzer düşüncede idim şimdi de öyle:
Sponsora karşı değilim.
Sponsorun isminin takımla anılmasına ve bu fikire tümüyle karşıyım.
Gençlerbirliği gibi kanıksanmış kulüp isimlerinden farklı ve tarihten gelen bir ada sahip iken bunun tartışılmasını bile saçma buluyorum.
Başka bir yol bulunabilir aynı görüşülen firmanın ismi gollerden sonra anons edilebilir vs. ama ismimizin önü arkası fark etmeksizin getirilmemeli.
GENÇLERBİRLİĞİ BİZE YETER

3 Beğeni

Aynen. Mesela en az on, belki yirmi, belki de otuz yıldır Eskişehirspor’un formasında ETİ amblemi var, ama takımın adını değiştirmediler, Eti Eskişehirspor yapmadılar.

Biz de öyle uzun vadeli bir forma sponsoru bulalım, Otokar olmaya devam edebilir veya Koç Grubu’nun fabrikası Ankara’da olan şirketi Türk Traktör olabilir. Öyle bizimle özdeşleşen bir forma sponsorumuz olsun, ama adımıza dokunmasınlar.

Bu arada o sponsorluklar bana çok itici geliyor ya, yok bilmemneinşaat bilmemnespor, yok bilmemneboru bilmemnespor; saçma buluyorum.

Bunun iki tane istisnası var, şu anda hatırlayabildiğim kadarıyla: MKE Ankaragücü ve Çaykur Rizespor. İlki, zaten o kamu kuruluşunun kökeni olan işletmeye ait okulun bünyesinden doğmuş. İkincisi de 35 yıl önce o kamu kuruluşunun bünyesine geçmiş. Yani basketboldaki Anadolu Efes gibi olmuşlar, ama mesela Pınar Karşıyaka örneğindeki gibi sponsor çekilince ortada kalma durumu da olabiliyor. Veya mesela Fenerbahçe Ülker vardı, önce Fenerbahçe Doğuş oldu, sonra Fenerbahçe Beko oldu, bu değişiklikler de bence antipatik.

Neyse, lafı çok uzattım, ama sponsora evet, adımızın önüne veya arkasına gelecek markaya hayır diyorum; paradan bağımsız olarak. Sporda her şey para değil diye düşünüyorum. Bizim zaten duruşumuz, karakterimiz ve sosyal seviyemiz ortada. Kimsenin parasının esiri olmayız.

3 Beğeni

İsim sponsorluğu konusunu, sosyal medyada ve diğer ortamlarda haddini aşan ve hakarete varan sert ve asabi karşı çıkmalarla değil, Gençlerbirliği taraftarına yakışan, hakaretlerden uzak, sakin ve saygılı bir yaklaşımla tartışmak gerektiğini düşünüyorum.

Geçen yıl seçimi bir oy farkla kazanıp taşın altına elini ve gövdesini koyarak gerekli can suyunu sağlayan, bu sezon takımımızı Süper Lig’e çıkaran, önümüzdeki sezon için de kulübümüzü Süper Lig şartlarında mücadele etmek için hazırlamaya çalışan bir başkan ve yönetime hain diyebilir miyiz? İsim sponsorluğuna karşı çıkmayan bizler hain miyiz? Kulübümüzü sevmiyor muyuz?

Ben, 2022-2023 sezonunda parasızlıktan transfer yasağını kaldıramayıp ligin dibine demir attığımız günlerden beri isim sponsorluğuna sıcak bakıyorum. Geçmişte bu forumda kulübe sıcak para sağlanması konusunda değerli arkadaşlarımızla çok yazışmamız olmuştu. “Kasa kolaylığı” da denilen sıcak paranın can suyu niteliğini kaybederek kalıcı hale gelmesinin sonuçlarını hepimiz çok yakından gördük: Eski başkanlar Murat Cavcav ve Niyazi Akdaş’ın alacakları, Cantürk Alagöz’ün alacağı vs… Kulübümüzün en büyük sıkıntılarından biri bu borçlar… Yani kasa kolaylığı dediğimiz şey kulübü kendi kendini yönetecek bir noktaya getirmiyorsa tam bir felaket haline geliyor. Ankaragücü de şu anda aynı dertten muzdarip…

Ben şahsen kulübümüzün geri ödemek zorunda kalmayacağı yasal her türlü geliri sağlamak için çalışması gerektiğini düşünüyorum. Basit bir hesapla kulübümüzün günlük gideri en az 1,5 milyon lira… Birçok kulüpte olmayan dev tesislere sahibiz. Kulübün ve tesislerin sabit giderleri birçok kulüpten fazla… Harcamalarda dikkatli olmamız ve bütçe dengesini sağlamak için bu gideri karşılayacak geliri yaratmamız gerekiyor. Sponsorluk gelirleri de (isim, forma, stat, reklam, loca vs.) çok önemli bir kalem… Özellikle isim sponsorluğundan ciddi sayılabilecek bir gelir elde edebileceksek, bu gelirle örneğin kulübümüzün bina ve tesisleri ile takımımızın bir yıllık sabit giderlerini (personel, elektrik, su, doğalgaz, bakım, onarım, yemek, akaryakıt, otobüs, uçak, otel vs.) karşılayabileceksek ve bunun üzerine bir miktar para da gelir hanesine yazılabilecekse bundan neden vaz geçelim! Ben yönetici olsam vaz geçmem.

Birçok kulüp isim sponsorlarından gelir elde ediyor. Futbol aleminde Gençlerbirliği Gençlerbirliği’dir. Konyaspor Konyaspor’dur. “Tümosan Konyaspor” diyen var mı? “Corendon Alanyaspor” diyen var mı? Bu isimler esas olarak TFF sitesi, bazı medya organları gibi mecralarda anılır. Örneğin çok ünlü bir başvuru kaynağı olan Transfermarkt sitesinde bile sponsor isimlerinin yazmadığını gördüm.

Kısacası gelirleri çok sınırlı bir kulüp olarak, çok büyük zorluklarla ve çok büyük futbol şansıyla çıktığımız Süper Lig’de tutunup kalıcı olabilmemiz için her türlü yasal gelire ihtiyacımız var. Eğer makul bir isim sponsorluğu teklifi varsa kabul etmeme gibi bir lüksümüz yok. Merhum başkanımız İlhan Cavcav döneminde yanlış anımsamıyorsam Medicana’nın 4 milyon Euroluk isim sponsorluğu teklifine camia olarak karşı çıkmıştık. Çünkü o zaman paramız vardı ve isim sponsorluğu gelirine pek ihtiyacımız yoktu. Akıllı çalışma ve hamlelerle üretken hale gelip artı bilançolar elde ettiğimiz zaman isim sponsorluğu gibi gelirlere zaten ihtiyacımız kalmaz.

Bence sağlayacağımız tüm gelirleri doğru kullanmamız ve bu borç sarmalından kurtulmamız her şeyden daha önemli…

4 Beğeni

Geçen yıl seçimi bir oy farkla kazanıp taşın altına elini ve gövdesini koyarak gerekli can suyunu sağlayan, bu sezon takımımızı Süper Lig’e çıkaran, önümüzdeki sezon için de kulübümüzü Süper Lig şartlarında mücadele etmek için hazırlamaya çalışan bir başkan ve yönetime hain diyebilir miyiz? İsim sponsorluğuna karşı çıkmayan bizler hain miyiz? Kulübümüzü sevmiyor muyuz?
----‐------------------------
Necdet Bey,

Üç sorunuzun da yanıtı: Kesinlikle hayır. Bu forumda da bir tanesine bile evet diyebilecek birisi yoktur. Olduğunu düşünmek bile istemiyorum.

Demokratik ortamda görüşlerimizi paylaşıyoruz sadece, birbirimizi kırmadan ve birbirimizin yerine kendimizi koyup anlamaya çalışarak ve karşılıklı saygıdan ödün vermeden. Yazınızın gerisini biraz sonra okuyabileceğim, ama tezcanlılık münasebetiyle okuduğum şu yukarıdaki kısma anında yanıt vermek istedim.

2 Beğeni

Bazı taraftarlarımızın, sosyal medyada ve diğer ortamlardaki maksadını aşan ve hakarete varan sert ve asabi paylaşımlarını kastetmiştim. Forumda yazmaya devam etmemin sebebi de forumumuzdaki arkadaşlarımızın demokratik ve sakin bir şekilde tartışma ve yazışmaya daha yatkın olması…

Yanlış anlaşılmayı önlemek açısından, mesajımın ilk cümlesine, “…sosyal medyada ve diğer ortamlarda…” ifadesini ekledim. :blush:

4 Beğeni

bence marka değerine kalıcı hasar verecek bir anlaşma olur. gençlerbirliği adıyla özdeşleşen bir kulüp olduğu için o sponsor ismi hiçbir zaman unutulmaz. mesela spiker “bilmem ne inşaat gençlerbirliği’nin golü” dediğinde o insanların zihninde kalacak, videolar duracak.

kendimizi türkiye’nin en köklü kulüplerinden sayarken (çoğu köklü kulübün isim sponsoru yok) sıradan anadolu takımı havasına döneceğiz.

sohbet başlığında da belirttiğim gibi yönetim ve kulüp hiç kolay sezon geçirmez. çünkü bu duruma %80-90 oranında karşı çıkış var. kimse durmaz öfkesini kusar, camia rahat edemez. tamam sakin olalım 2 maç takıldık’a kimse bakmaz. çünkü isim sponsorluğu ciddi olarak karşı çıkılan kabul edilmeyendir. taraftarlar geçen tesisleri bastı unutuldu mu?

eğer yönetim camia’nın ilkelerini dikkate almıyorsa bu oluşacakları dikkate alması gerekir. kısacası para mı huzur mu?

3 Beğeni

bi de eklemek istedim, kulübün çevresinde akbabalar pineklediğinden kulübün geleceği açısından mevcut yönetimin başarılı olmasını istiyorum. böyle bir hata ile geleceği belirsizliğe sokabilirler. benden sonra nolursa olsunculuk olur bu.

3 Beğeni

Necdet Abi eline sağlık bende sizin gibi düşünüyorum. düşüncelerimin kısa özetini harkulade geçmişsiniz. işin açık yanı ben sizin gibi kırmadan dökmeden yazamazdım.

3 Beğeni

Teşekkürler Uğurcuğum Aynı fikirde olduğumuza sevindim. Onur ve karşı olan diğer arkadaşların düşüncelerine saygı duyuyorum. Ancak özellikle takip ettiğim sosyal medyada, çeşitli slogan ve görsellerle (örneğin bir grup adına paylaşılmış, isim sponsorluğunu savunan kişiye tokat atan bir görsel) başkana, yönetime ve isim sponsorluğunu savunanlara had bildiren, hakaret eden paylaşımlar da çok üzücü. Ben şahsen Gençlerbirliği taraftarlarına yakıştıramıyorum.

Düşüncelerimizi ifade ederken, sloganlardan uzak bir şekilde sebep ve gerekçelerle içini doldurmamız gerektiği kanısındayım. Sloganlar kolaydır, güzeldir, albenilidir, coşturucudur ama içi makul sebep ve gerekçelerle doldurulmadığı sürece havada kalır ve bir işe yaramaz. Örneğin, “Kulübün adına leke sürdürmeyiz! Marka değerine zarar veremezsiniz/verdirmeyiz!. Adını satan namusunu da onurunu da satar! Başkan kendi adının önüne eklesin ha ha ha!” gibi sloganlar güzeldir, coşturucudur. Ama sebep ve gerekçelerle içini dolduramadığınız sürece boştur ve işe yaramaz. Neden leke sürecektir? Marka değerine, namusumuza ve onurumuza nasıl bir zarar verecektir? Bunu fikrimiz yettiğince camiamıza anlatacağımız makul gerekçelerle açıklamamız gerekir. Benim konuya bakış açım budur. Her insanın farklı bir bakış açısı var. Bu yüzden hiçbir taraftar kardeşimizin kalbini kırmak istemem. Ben olayı makul olduğunu düşündüğüm sebep ve gerekçelerle elimden geldiğince açıklamaya çalışırım. Katılanlara sevinirim, katılmayanlara saygı duyarım, katılmamakla kalmayıp hakaret ve alay edenlere üzülürüm. Takdir değerli üye ve taraftar kardeşlerimizindir.

3 Beğeni

Kulübümüzün marka değeri öncelikle yer aldığı ligle ilişkilidir. Bulunduğumuz lig yükseldikçe marka değerimiz yükselecektir. Ligdeki yerimiz kazandığımız başarılarla yükseldikçe marka değerimiz daha da yükselecektir. Fenerbahçe şampiyon olamazsa başarısızdır. Biz ikinci olup Şampiyonlar Ligine, üçüncü, dördüncü olup veya kupayı kazanıp Avrupa Ligi ya da Konferans Ligine katılma hakkı elde edersek coşkuyla kutlayacağımız büyük bir başarı elde etmiş oluruz ve marka değerimiz artar. 2003-2004 sezonunda olduğu gibi Avrupa’da önemli başarılara imza atarsak marka değerimiz daha da yükselir. Ayrıca bu başarılar sayesinde parasal olarak önemli kazançlar sağlarız.

Lig düştükçe maddi durumunuz kötüleşir, girdiğiniz borç sarmalında giderlerinizi karşılayamaz duruma düşersiniz ve marka değeri de çok ciddi kayıplara uğrar. Gelecekte umutlu olduğunuz yetenekli genç futbolcularınızı elinizde tutamazsınız. Hepsi daha iyi durumdaki kulüplere kaçar gibi gider. Vergi ve SGK borçları, FİFA dosyaları ve transfer yasaklarıyla uğraşmak sizi hayatınızdan bezdirir. Bunları geçmişte yaşadık. Birçok kulüp de yaşıyor. Hayatta ve ayakta kalabilmek için ortamın şartlarına uymak zorundasınız. Uyamazsanız, elinizde marka değeri diye bir şey kalmaz ve geçmişteki birçok kulüp gibi tarihin derinliklerine gömülürsünüz.

Örneğin Yüksel Yıldırım gibi güçlü bir iş adamının başkanlığını yaptığı Samsunspor Süper Ligde, geçmiş sezonlarda “Yılport Samsunspor”, bu sezon da “Reeder Samsunspor” adıyla yer alıp çok başarılı oldu ve önümüzdeki sezon Avrupa’da mücadele etme hakkını elde etti. Samsunlular ve Samsunspor taraftarları çok mutlu. Şimdi Samsunspor’un marka değeri kalıcı bir hasar mı gördü, yoksa arttı mı? Bu ülkede Samsunspor’a kaç kişi “Reeder Samsunspor” der? Futbol aleminde Samsunspor her zaman Samsunspor’dur. Gençlerbirliği de her zaman Gençlerbirliği’dir.

Sonuç olarak, sağlanan gelirler yasaya uygun olduğu; çöp transferler ve gereksiz harcamalarla çarçur edilmediği; dikkatli, doğru ve kulüümüzün menfaatlerine uygun olarak harcandığı; mümkün olduğunca ve zorunda kalmadıkça borca girilmediği sürece bir sorun olmadığını düşünüyorum.

Kulübün marka değerine kalıcı ya da geçici hasar verebilecek olumsuzluklardan ilk aklıma gelenler:

1- Hırsız, rantçı, çıkarcı, bahisçi, şikeci, mafyatik, kavgacı, saldırgan, küfürbaz, güvenilmez ve toplumda saygınlığı olmayan başkan ve yöneticiler, sportif direktörler, hocalar, futbolcular ile taraftarlar ve taraftar grupları…

2- Ödenmeyen/ödenemeyen sabit giderler ve futbolcu, hoca, personel, tedarikçi, vergi, SGK vs. borçları…

3 Beğeni

“Adının önüne sponsor adı gelecekse ölsün, yok olsun daha iyi!”

Yönetim sorumluluğunu üstlenmeden söylemesi ne kadar kolay ve hoş, değil mi! Kulağa çok hoş geliyor. Ama bir o kadar da acımasız…

İsim sponsorundan yana değilim ama şartlar zorluyorsa karşı çıkmam. Söylemek istediğim özet olarak bu…

Çok sevdiğimiz annemizin, babamızın, dedemizin, ninemizin, kardeşlerimizin, eşlerimizin, sevgililerimizin, çocuklarımızın, torunlarımızın ölmesini istemeyiz değil mi? Çok sevdiğimiz kulübümüz Gençlerbirliği’nin ölmesini ve yok olmasını da istemiyorum. Bizden önce de var olan ve ne büyük badireler atlatarak bugüne gelen 102 yaşındaki sevgili kulübümüzün, biz bu dünyadan göçüp gittikten sonra da yaşamasını istiyorum.

3 Beğeni

necdet abi ölmesek bile ruh ölmüş olur. ruhu ölmüş bir gençlerbirliği zaten yarı ölüdür. şartlar neyse savaşmalıyız. camia savaşmaya alıştı. hatta camianın hoşuna gider bu tutum. borçlar azalıyorsa, altyapı düzeliyorsa düşmek çok da büyük bir felaket değil. benim aklımda düşsek dahi yönetim devam edebileceği bir alan ve politika açabilir geçiyordu. şimdi öyle bir kırılgan haldeler ki tökezlesek takımda yönetimde iyice zayıflayacak. (ki kesinlikle düşme taraftarı değilim olasılıkları söylüyorum)

2 Beğeni

yani camiayayı düzgünce bilinçlendirseler, düşe de biliriz ancak savaşacağız, amacımız mali yapılanma, altyapı…vs deseler, anlatsalar ve yapsalar insanlar bunu görürdü, anlardı, düşünürdü. şimdi tekrar dallas a döndü muhabbetler.

tırnak içine aldığınız yazıları kimler yazdıysa dikkate bile almamanız gerekir. boş insanlar onlar. bizim düşünceye fikire ve ne yapılmalıya ihtiyacımız var. o tırnak içinde yazıyı kimler yazıyorsa istanbul takımı taraftarı ruh halindeler zaten. gereksiz tipler.

2 Beğeni

Değerli Onur kardeşim, kulübün ismine leke sürmekten girip ihanet derecesine varan söylemler sağlıklı bir ruh halini yansıtmıyor. İsim sponsoruna karşı olan, şartlar zorlarsa karşı çıkmayan ve isim sponsorundan yana olan tüm taraftarlarımızın ve üyelerimizin Gençlerbirliği’ni çok sevdiklerinden hiçbir kuşkum yok. Sen öyle seversin, ben böyle severim.

“Herkesin hayatına kimse karışamaz!” :blush:

Bakış açılarımız farklı olabilir. Mesele birbirimizi, iyi niyetimizi, farklılıklarımızı anlamakta. Ben 69 yaşındayım. Artık yaşlı sınıfındayım. Konulara bakış açımız 20’li, 30’lu, 40’lı yaşlardaki gençlerden farklı olabilir. Bazı konularda daha yumuşak ve esnek, bazı konularda da daha muhafazakar olabiliriz. Örneğin bana, “2,5 milyon Euro kasa kolaylığını mı, yoksa 2,5 milyon Euro bir yıllık isim sponsorluğunu mu tercih edersin?” diye sorsalar, isim sponsorluğunu seçerim. Çünkü yakın geçmişte de yaşadığımız (birkaç sezondur Ankaragücü ve kapanma noktasına gelen bazı kulüplerin yaşadığı) gibi, “kasa kolaylığı” adı altında kulübün borç sarmalına sokulmasından korkarım. Örneğin, kulübün ödenmeyen ve ödenemeyecek borçlardan dolayı kapanma noktasına gelmesi ya da kriminal tiplerin yönetimi ele geçirmesinin isim sponsorluğundan çok daha fazla zarar vereceğine inanırım.

Genç kardeşlerimden ricam, aynı düşüncede olmasak bile birbirimizi sevmeye, kırmamaya ve anlamaya çalışalım.

4 Beğeni

Örneğin bir taraftarımızın sosyal medyada paylaştığı yukarıdaki mesaj… Ekran görüntüsünü alırken, mesajı yazan kişinin adını sildim. Çünkü benim açımdan kim olduğunun hiçbir önemi yok. Mesajı örnek vermek için ekran görüntüsü aldım. Sosyal medyada bu ve bunun gibi birçok mesaj var. Böyle mesajların benim gözümde hiçbir değeri yok ve kulüp sevgisini yansıttığını da düşünmüyorum.

4 Beğeni

Başka bir konuya dallandırmış olacağım ama forum kültüründen tik tok vişne tarzı yaz çek paylaş anlık tepkini ver ve uçsun kültürü internete egemen oldukça bu seviye düşüklüğü devam edecek gibi maalesef.
Foruma yazsa mesela ufak bir paragraf bile yer muhtemelen benimle aynı fikirde olacak veya mesela Necdet abi ama sponsor olmazsa gelecekte şu tehlike var diye yazınca bu açıdan sen haklıymışsınız abi diyecek belki de.
Ama sosyal medyanın karanlık günlerinden geçiyoruz troller bir tarafta diğer tarafta benim dediğim en doğrusu dünya bunu bilsinciler bir tarafta. Artık bilgi edinmek yok tartışıp bir noktada anlaşmakkarşılıklı öğrenmek birbirine saygı duymaya devam etmek hiç yok…

3 Beğeni

Sosyal medyada "forum kültürü"nü küçümseyen ve hatta aşağılayan paylaşımlara rastlamıştım. Forum’un düşünceye saygıya dayanan demokratik yapısını bilmeyen ya da bilmek istemeyen, sosyal medyada kavga etmeyi, birbirine laf sokmayı marifet sanan çok kişi var. Sosyal madya dediğimiz Twitter, Facebook, Instagram, Tiktok, Watsapp (sosyal medya sayılır mı bilmiyorum) gibi mecralar bugün yapılan paylaşımın bir süre sonra unutulduğu ve derinliklerde kaybolduğu yerler. Kategori yok, kalıcılık çok zayıf, eski bir paylaşımı bulmak çok zor hatta bazen imkansız…

Ümitçiğim, geçen gün seninle yazışırken, Tribündergi forumuna girip 20-25 yıl önceki bir paylaşımı alıp örnek vermek istedim. Baktım ki Tribündergi forumu da kapanmış. Sanırım günümüzde sadece bizim forumumuz açık… Bu bence çok değerli. Watsapp grubu ve forumu birlikte yürütmenin hiçbir zorluğu yok. Biz şu anda belki farkında değiliz ama kulübümüz ve ülkemiz futbolu için tarihe notlar düşüyoruz ve bir tarih yazıyoruz. Geleceğe kalmasını ve gelecekteki gençlerimizin okumasını istediğimiz yazılarımızı forumda paylaşmamız çok iyi olur diye düşünüyorum.

Örneğin aşağıdaki görsel, benim telefonumun ana ekranı… Watsapp ile Alkaralar forumuna girip yazmak arasında herhangi bir fark yok. Bu tamamen bizim tercihimiz ve alışkanlığımız…

3 Beğeni

ben de bu sorundan yakınıp duruyorum. başta twitter hesabım bile yoktu, hatta başkan adaylarının twitter hesaplarından açıklamalar yapmasını yadırgıyordum (düşünün yani o kadar garibime gidiyordu :D) bu konuda italyanlar çok iyi. forum kültürlerini koruyorlar. twitter kullanan sayısı çok az. bu kendi değerini ve kültürünü korumaktan geçiyor diye düşünüyorum. seviye düştükçe toplum öyle mecralara kayıyor.

2 Beğeni

Bu ve hemen altındaki yazıyı ilk okuduğumda, “acaba ben yazsaydım, nesini farklı yazabilirdim ki?” diye geçirdim içimden.

Ben de ilk olarak 1997’de Bilkent Üniversitesi’nin sunucusundan hizmet veren basketbol haberleşme eposta grubu ile tanışmıştım forum kültürüyle. Ardından Yahoo Groups üzerindeki pek çok gruba üye olduk. Ekşi Sözlük ve itiraf.com tarzı siteler de forum kültürüne nispeten yakın mecralardı. Bir de wowturkey.com vardı, ama orası ilk başta farklı bir amaca hizmet ederken, daha sonra siyaseten belli bir çizgiyi benimsemeyenlerin kovulduğu bir mecraya dönüştü, en sonunda da (muhtemelen yine siyasi bir kararla) 2023 yılında kapatıldı. (İyi bir Gençlerbirlikli :heart::black_heart: olan Sayın Akşit Özkural ağabeyimiz de bir süre o forumda bulunmuştu,)

Uzun uzun yazmayı sevdiğim için Twitter’da herhangi bir paylaşım yapmıyorum, ama haberleri okumak için kullanıyorum. Instagram’ı da sadece bazı sevdiğim hobilerimle ilgili takip için kullanıyorum. Facebook’u kapatalı on yıldan fazla oldu, başka mecralara da bulaşmıyorum.

Şu anda aktif olarak yazdığım iki forum (diğeri: https://www.ulasimturkiye.com) var ve her ikisinde de bibirine saygılı, paylaşımcı ve keyifli ortam bulduğum için uzun uzun paylaşım yapmayı, yazılanları yayıla yayıla okumayı seviyorum. Belirttiğiniz gibi, bu forumlar aslında gelecek kuşaklara bırakılacak birer elektronik ansiklopedi niteliğinde.

İyi ki var bu forum, lütfen hep olalım, burayı ihmal etmeden ve birbirinizi kırmadan yazmayı sürdürelim. Eğer günün birinde herhangi birinizi kıracak bir şey yazarsam, lütfen kusuruma bakmayın ve şunu düşünün: Kesinlikle istemsiz bir harekettir, farkında bile değildir, elli yaşında olsa da şuursuzluğuna verelim.

Sevgiler, saygılar, hürmetler ve iyi ki varsınız sevgili forumdaşlarım :heart::black_heart::soccer:

2 Beğeni