Taraftarlar arasında böyle muhabbetler çok olur. İşin tadı ve futbol konuşmanın güzelliği biraz da burada… Taraftarlar transfer yapar, takım kurar, takım dağıtır, istediği futbolcuyu getirir, istediği futbolcuyu gönderir. Eyvallah… Ama başkan ve yöneticilerimizin kendi işlerindeki gibi çok ölçülü, tedbirli ve dengeli olması lazım. Ben şahsen kulübün menfaatlerine ve mali durumuna uygun şekilde davranacaklarına inanıyorum. Tüm futbolcuları gönderip sıfırdan takım kurmaya çalışmak çok riskli ve kulübün borçlarının dağ gibi yığılmasına sebep olacak ölçüde maliyetli bir davranış olur.
benim korktuğum şey taraftarın bunları hiç düşünmeden sportif başarıya kanalize olabilecek olması. yönetimin bilinçli bir şekilde taraftarı yönlendirmesi gerekiyor. uygun bir zamanda fikirlerimi yazmak istiyorum. ancak bir başlık olsa hep birlikte doğru fikirleri çıkarsak güzel olacak.
O kadar hafifledim ki. Pazar akşamından beri kendime gelemedim sayemizde süper olan ligde kalıcı olalım. Bu kollamalarla şampiyonluk zor, adım adım avrupa kupalarına gidelim.
“Yenmesi adını söylemekten zor!” Günlerine dönelim.
O yüzden daha evvelinde başka amaçla yazdığımı bu hayal için yazıyorum.
Bitmedi, daha umut var. Haydi Gençler!
Yanlış anlaşılma ihtimaline karşılık açıklama yapmak isterim.
“İlk beşi hedefleyen” derken, “hemen bu sezon ilk beşe girecek” demek istememiştim. Bu yıl elbette ki beklentimiz, Süper Lig’e tutunmak. Sonraki yıllarda ligde kalıcı olmamız önemli. Nasıl ki 1990’dan 2015’e kadar hiç kimsenin aklına küme düşme adayı olarak gelmiyorduysak, yine benzer bir algı yaratacak şekilde kalıcı olmalıyız.
Ortaokulum, Beştepe Tesislerimiz’in hemen yanında olduğu için ilk başta tesisin temel kazısını ve inşaatını, sonra da futbolcularımızın antrenmanlarını yakından takip etmiştik. Hatta 1989-90 sezonunda orta sondaydım, öğle aramızı antrenman izleyerek, altyapıdaki oyuncularımızla sohbet ederek geçirirdik. O yıldı sanırım, İzlandalı Edvaldsson’dan ve Arjantinli Rinaldi’den antrenman çıkışında imza almak için beklerken, öğle arasından sonraki derse geç kalıp azar işitirdik. Bakıyorum da 35-40 yıl önce, tesisleşmenin ve altyapının canlı örnekleriyle buyüdük, rahmetli Cavcav sayesinde.
O yüzden, eğer yanlış konuştuysam, lütfen kusuruma bakmayın; tanışmadığımız için yazılı ortamda yanlış anlamanız da çok doğal. Bence kadromuz hiç fena değil ya bu arada, öyle dağıtalım falan kim diyor, bilemedim; ama sorunumuz dengesizlik, o da muhtemelen yıllardır burada kalmanın verdiği tedirginlikten, özgüven eksikliğinden oldu. Yoksa, bazı maçlarda takımın çok iyi oynadığına da şahit olduk. Birkaç iyi takviye, kadronun çekirdeğini koruma ve altyapıdan oyuncu yetiştirmeye devam ede ede sayemizde süper olacak ligde tutunmamamız için bir sebep yok. Zaten tutunur ve rakiplerin saygısını kazanırsak, birkaç yıl içinde ilk beşe de gireriz; yöneticinin cebine bakan takımların saman alevi gibi parlayıp ilk beşe girdiği, sonra tepetaklak gittiği bir lig sonuçta.
Biz ise sağlam adımlarla önce kalıcı olalım, sonra diğer takımların saygısını kazanalım, yine bir futbolcu fabrikası olalım, daha sonra da artık üst seviyeye yanaşalım ve Avrupa kupaları sahnesine yeniden çıkalım. Bunları yaparken de unutmamamız gereken konular: mali disiplin, mali disiplin ve üçüncü sırada, mali disiplin.
Güzel günler göreceğiz, güneşli günler
ben kendi adıma hiç yanlış anlamadım. aslında mali yapıyı bozmadan ilk 5’te hedeflenebilir ama gerçekten çok zor. bu mali yapıyla nasıl ilk 5 hedeflenir düşünüyorum, afrika, asya, balkandan çok ucuza genç yetenekler bulunur. 2-3 süper lig papazı (yerli olmaları ve makul maaş alıyor olmaları gerekir) alınır. mevcutta da takım papazları olacak zaten. bu kadro ile gizli ilk 5-8 hedefi olabilir.
tabii bunun başarılı olması için öncelikle genç yeteneklerin hepsinin iyi olması ve hatta öncelikle mental anlamda üst seviye olması gerekir. papazların da karakterli olması gerekir. böyle bir denklemde 10 kere oynansa sezon 2-3’ünde ilk 5 e girebiliriz.
neden olmasın. ama bunları yapabilmek cidden zor.
ama dediğiniz gibi yıllar üzerinden planlamayla kalıcı ilk 5’lik gayet güzel.
Geçmişte bizi mali sıkıntıya sürükleyen hataları yapmamamız, kulübe sürekli para harcatan anlayıştan kulübe para kazandıran anlayışa geçmemiz gerekiyor. İşi şansa bırakmamalıyız.
Aslında yönetimin özellikle de 2. yarıda uyguladığı uygun fiyatlı ve nokta transfer politikası burada yazılanların hayata geçme ihtimalinin çok yüksek olacağını gösteriyor.
osman başkan avrupa çıkışı yapmış. tamam olabilir, belki de 3-4 yıllık planla bunları demiştir…vs ancak böyle yavan sözlerle olmaz bunlar. hatta gene tamam başarıla da olabilir, ancak o başarıya giderken bir sürü kaos ve bu kaosların getirdiği kalıcı dinamikler oluşuyor.
seçim sırasında makul mantıklı biçimde bu hedefi anlatmak zorundadır. yoksa kuru kuru söylüyorsa güvenim azalır kendisine.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın 2024-2025 sezon sonu mesajı: https://x.com/mansuryavas06/status/1921227292824535416
“Bugün Başkent iki duyguyu bir arada yaşıyor: hem sevinci hem hüznü.
Gençlerbirliği’miz, Ankara’mızın kırmızı karası ve Cumhuriyet’imizin iki çınarından biri olarak bugün Süper Lig’e, hak ettiği yere geri döndü. Gururluyuz.
Cumhuriyetimizin bir diğer mirası, İmalat-ı Harbiye’miz Ankaragücü ise bugün hak etmediği bir yerde. Biliyoruz ki bugün üzülsek de İmalat-ı Harbiye ruhu yeniden hak ettiği yere dönecek. Her zaman yanında olacağız.”
2025-26 sezonu, Süper Lig’deki 49. sezonumuz olacak. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın 68., Trabzonspor’un ise 52. sezonu olacak. Bu yıl 2. Lig’de buluşan Ankaragücü (54 sezon) ve Bursaspor (50 sezon) ile sezon farkımızı azaltacağız.
Süper Lig’de kalıcı olarak toplam 120 puan aldığımızda, puan sıralamasında bu iki takımı (onların Süper Lig’den en az iki, muhtemelen birkaç yıl daha uzak kalacağı varsayımıyla) geride bırakarak, Trabzonspor’un ardından beşinci sıraya yerleşeceğiz. Bunu da inşallah iki sezon boyunca altmışar puan alarak başarırız, ama 51. sezonumuza (küme düşmezsek, başımıza kaza bela gelmezse, 2027-28) sarkma ihtimali de var elbette.
Maçlar bitince, henüz transfer dönemi de başlamamışken, böyle istikşafi çalışmalara verdim ben de kendimi
Şahane görünüyor Tamer.
trt spor u geriye sarabiliyorsanız tesislerde program yapmışlar. konuklar osman başkan, hüseyin hoca, metehan, kaptan ve nalepa.
Bugün tesislerimizde yapılan ve TRT Spor’da saat 16.00’da canlı olarak yayınlanan program çok güzel ve keyifliydi. Programa katılan başkan Osman Sungur, teknik direktör Hüseyin Eroğlu, futbolcularımız Sinan Osmanoğlu, Metehan Mimaroğlu ve Michal Nalepa’nın çizdiği Gençlerbirliği kültürüne yakışan çok sakin ve olgun profil camiamız için gurur vericiydi.
Bugün saat 16’daki Hedef Süper Lig programı
Çok teşekkür ederim bilgilendirme için