TFF 1.Lig Gelişmeleri

Coşkun kardeş, Cumali Bişi benim adamım. Tam 1. Lig topçusu, 1. Ligde onun üzerine futbolcu tanımam. Formasının arkasında da “Cumali” değil, “Bişi” yazar. Balkes’le oynadığımız maçta kazandığımız penaltıdan sonra Ahmet Oğuz’la tartışma yaşayıp ikisi de sarı kart gördüklerinde Cumali Bişi’yi oyundan düşürmek için bayağı bir bağırdık. Maçın sonlarına doğru Ahmet Oğuz ikinci sarıyı görüp oyundan atıldı ve ertesi hafta İstanbulspor ile oynadığımız maçta forma giyemedi. Sağbekte onun yerine oynayan Erdem Özgenç, maçın başlarında İstanbulspor ceza sahasının yanında güzel bir yerden bir serbest vuruş kullandı ve nefis bir orta yaptı; Selçuk kafayı vurdu ve 1-0… Maç da bu golle bitti. Kısaca özet geçersek; Ahmet Oğuz ile Cumali Bişi tartışması ve ikisine de sarı kart, maçın sonlarında Ahmet Oğuz ikinci sarıdan kırmızıyla oyun dışı, ertesi hafta Erdem Özgenç sağbek, Erdem Özgenç’ten güzel bir orta, Selçuk’tan nefis bir kafa vuruşu ve maçın skorunu getiren gol… Bence bu golde Cumali Bişi’nin de dolaylı bir katkısı var. Şimdi soruyorum, kader ağlarını nasıl da örmüş; bu gol futbol tanrılarının işi değil de nedir? :blush:

Süper Lige çıkarsak, Recep Niyaz’ı da alabilirsek ben şahsen bizde oynamasını isterim. En azından geniş kadroda iyi bir alternatif olabilir.

Emre Güral Süper Ligde Eskişehirspor’da oynarken benim de beğendiğim bir futbolcuydu… Genç sanıyordum ama yaşı 30 olmuş. Atabey, Başakşehir tarafından Ümraniyespor’a kiralanmış. Marko Paşa ve Mehmet Akyüz yaşlı…

Emrullah’a gelince… Bakın burası çogomelli… Emrullah şu anda formunun zirvesinde… Ama sözleşmesi bu sezon sona eriyor. Takımda kalmasını çok isterim. Hakan Arıkan’ın ise bir yıllık daha sözleşmesi var.

Eyyorlamam bu kadar… :blush:

2 Beğeni

Bu hafta Gazişehir’in kazanması bir nebze bizim için iyi oldu. Haftaya bizimle oynuyorlar ve son hafta maçları Karabük’le. Yani Play-off a çok yakınlar.
Adanademirspor ise yenilerek işini zora soktu. Önümüzdeki Hafa Balıkesir maçını kazanamaz iseler havlu atarlar.
Vay be, son iki hafta geldi biz hala hesap kitap peşindeyiz.
Bunun sebebi de Klasspor yönetiminin şom ağızlı olmasıdır :slight_smile:

2 Beğeni

Başlığın adı TFF 1.Lig Gelişmeleri ama ben buraya yazayım:
Liverpool 3-0 yenildiği ilk maçın rövanşında Barselona’yı 4-0 yenerek bir mucizeyi gerçekleştirdi.
Benim gözlemim ise Barselona’nın bizim 3-0 yenildiğimiz Denizli maçındaki gibi oynaması.
Yavaş, statik ve ruhsuz…

1 Beğeni

Çok gerginim.

  1. Son iki hafta güçlü, hedefi olan ve çıkış trendinde iki takımla oynayacağız.
  2. Haftalardır rezalet bir futbol oynuyoruz.
  3. Peşimizde gelen Hatay ligde hedefi kalmamış iki takımla oynayacak ve haftalardır istikrarlı şekilde iyi top oynuyorlar.
  4. Futbolcularımız form olarak çok kötü gözüküyorlar. Sese kulübeye kadar düştü.
  5. Geldiğinden beri İbrahim Üzülmez’in takıma bir katkısını göremedim, aksine geriye gidiş var.
  6. İç sahada iki maçtır kazanamayan takımın özgüveni, son haftaların stresiyle birleşince iyice yerlere düştü.

Takım şu anda ne halde ne yapıyor bilmiyorum ama camiada genel olarak kaderine razı bir bekleyiş hakim. Başkandan, teknik direktörden ya da taraftarlardan güçlü, kendinden emin bir ses duymadık şimdiye kadar. Bir şey yapmak lazım. Belki tüm taraftar gruplarının takıma güvendiğimizi belirten ortak, güçlü bir açıklama yapması iyi olabilir.

1 Beğeni

Aynı fikirdeyim İlker. Gergin ve adrenalinin yüksek olduğu dönemlerde hoca da, futbolcular da “Sakin ol, şuurlu oyna” prensibinden uzaklaşıp, ciddi bir panik ve kilitlenme hali yaşayabiliyorlar. Örneğin hoca yapacağı hamlelerle oyuna müdahale etmesi gerekirken yedek kulübesine tekme ve yumruklar atmakla meşgul olabiliyor. İstanbulspor maçında sağlam dayak yemeye başladığımızda toplu halde ısrarla ve yüksek sesle, “İbo, oyuna müdahale et!” diye tezahürat yapmıştık ve hoca telaşla tribününün önüne kadar gelip yatıştırmaya çalışmıştı. Denizlispor maçında İstanbul’dan gelen Alkaralar’dan Akşit abi ve Zeki ile kardeşim ve ben sık sık “İbo, oyuna müdahale et!” diye bağırdık. Yenilgi ağırlaştıkça da tepkimizin dozu arttı ve hocayı istifaya çağırmak noktasına kadar yükseldi. Ama bu sefer maalesef tribünden ciddi bir katılım olmadı. Statta ciddi bir tepkiyle hocayı ve futbolcuları uyarma fırsatını elimizden kaçırdık ve biz bağırıp seslerimizi statta bıraktığımızla kaldık. Hele tribünleri coşturmak ve gerekli tepkileri vermek durumunda olan gruplar ise maalesef bu tür durumlarda hiçbir şey yapmıyorlar, öyle bakıyorlar. İyi niyetlerinden bir kuşku duymuyorum, takıma zarar vermemek için tepki göstermemeyi tercih ediyorlar. Ama tepkisizliğin teknik direktörü ve futbolcuları bir sonraki maçta olumlu yönde etkileyeceğini söylemek güç.

Geçen sezon kendi sahamızda Sivasspor’u 4-0 yendiğimiz maçı statta olan herkes hatırlıyordur. Maç başlamadan önce ve maç sırasında teknik direktörü ısrarla istifaya çağırmıştık ve takımın attığı her golden sonra tribünler daha yüksek sesle yapılan “İstifa!” tezahüratlarıyla inlemişti. Yani tepki ve istifa davetleri de her zaman olumsuz bir etki yaratmaz, takımı olumlu etkilediği anlar da olur. Geçen sezon bu istifa tezahüratlarına son dakikada attığımız golle berabere kaldığımız Akhisarspor maçı sonrasında ve kaybettiğimiz Alanyaspor, Osmanlıspor, Antalyspor maçlarında devam etseydik belki de bu maçlardan birisini kazanıp kümede kalacaktık. Kim bilir! :blush:

Neyse, inşallah şu Gazişehir maçında ihtiyacımız olan puanı alırız ve bu sıkıntılı dönemi geride bırakırız.

Biraz önce Şampiyonlar Ligi yarı final ikinci maçında Tottenham, Ajax karşısında ilk yarısını 2-0 yenik kapattığı maçı 3-2 kazandı ve finale kaldı. Üçüncü gol uzatma dakikalarının sonunda geldi. İşte futbol böyle sürprizlere açık bir oyun. Hiçbir zaman erken havaya girmemek ve gevşememek lazım.

1 Beğeni

Evet Necdet abi dediklerine katılıyorum.
Bu futbolda her şey mümkün.
Her an bir şeyler olabilir, olmuştur.
Her sonuca da hazırlıklı olmak gerek. Biz istedik diye bağzı şeyler güzel olmuyor maalesef.
Ama yine de en kötüsünü düşünerek, umudu elden bırakmadan sonuna kadar mücadele etmek gerekiyor.
Bir gol yemeyle, iki gol yemeyle ve hatta üç yemeyle teslim olmamak lazım.
Örneğin Elazığ 85. dakikaya 3-0 yenik girdiği maçı 3-3 e getirebiliyor.

1 Beğeni

Evet Mustafacığım. Her şey istediğimiz gibi olmuyor. Bazen forumda üye olmayan ya da üye olup da yazmayan ama burada sezon başından beri yazdıklarımı okuyan okuyucular arasında, negatif enerji yaydığımı düşünenler var mıdır acaba diye kendi kendime sorduğum oluyor. Amacım tabii ki negatif enerji yaymak değil, tam tersine geçmişten edindiğimiz tecrübelerle, en kötüsünün olabileceğini düşünerek gevşememek, zamansız ve erken havaya girmeyi önlemek ve futbolun bizi olumsuz etkileyebilecek cilvelerine karşı taraftarlar, yönetim, hoca, futbolcular, medya, kısacası tüm camia olarak kendimizce önlemler almaya çalışmak. Örneğin geçmiş sezonlardan birinde Fenerbahçeli futbolcular maçtan sonra statta timsah yürüyüşüyle şampiyonluk kutlamaları yaparkene Bursaspor’un şampiyon olması ve bu olayın yıllarca rakipler için alay konusu oluşturması… :blush:

1 Beğeni

Bu sene o kadar çok oldu ki, insan ister istemez düşünmeden edemiyor, umarız bizim lige sirayet etmez

1 Beğeni

Necdet Abi futbolda gevsememek lazim kesinlikle dogru bir aksam once kudretli Barcelona bunun cezasini cekmisti bu yetmez gibi Dun aksam akla gelen her duyguyu 90+6 dakika yasadigimiz ve asla unutmayacagimiz bir mac oldu. Ilk mac 1-0 ilk yari 2-0 ikinci yari rolantide mac formalite hesabi yapan Ajax gevsemenin bedelini odedi.

Bu macta diger cok onemli noktada su…Pochettino nun Tottenham da bu 5.sezonu be 5 yil sonra tek kupa kazanmamis yalniz Sampiyonlar liginin mudavimi olmus , 2 kez Sampiyonluk kacirmis ama Kulup baskani Daniel Levy onu kapiya koymayi hic dusunmemis…

Istikrarli olmaninda mukafatini aldi Daniel Levy…Her sene 3 hoca kovan takimlarin akibeti bellidir ama tek hocaya 5 senedir basarili olma imkani veren daima kazanacaktir

2 Beğeni

Klasspor genel yönetmeninin “şampi…” ve kulüp desteğiyle hazırlanan “kupa cennette” pankartı kadar şuursuz olmasa da ve daha anlaşılabilir olsa da şu tweetteki hayal kırıklığı da Necdet Abi’nin tezlerini doğruluyor:

1 Beğeni

Bazen her şey sizin adınıza ters gider, rakibiniz için de her şey olumlu.

Top hep alakasız Moura ’ nın önüne düştü, üç golde de, özellikle ikinci.

Tecrübeyi öğretemezsiniz diye bir söz var, Ajax da denendi bu söz bir daha ama herkesin beğenisini kazanan bir ekip oldu. Adamların kaptanı 19 yaşında, daha ne olsun.

Neymiş ; tecrübeli Sese ’ yi oynatacaksın, genç Berat ve Rahmetullah’ ı monte edeceksin.

Millet de temel yanlışa bakmıyor, yok şampi demiş, yok tezahürat yapmış.

Taraftar hep en iyiyi hayal eder, zaten taraftarlık bu demek, sonucun hayal ettiği kadar iyi olmasına gerek yok.

Dünya şampiyonu Fransa ile Stade de France ’ de oynasa Gençler 5-0 yeneriz diye başlarım düşünmeye, yeneriz yenmeyiz o başka. Ha Fransa bizimkileri yenerse daha iyi olduğu içindir, Emek 4. Caddeden, Mimar Kemal Lisesinden, Etlik Ayvalı ’ dan birileri yeneriz diye uğursuzluk getirdi diye değil.

Son iki maç, lideriz, insan biraz ümitvar olur, İngiltere havasından daha kapalı ruh halleri ile doldurmayin buraları lütfen. Kimse taktik, kurgu, oyuncu gelişimi konuşmuyor, mesela takımda 100 metreyi en hızlı koşan kim, çapa oyuncu için kim alternatif alınabilir, Berat ’ ın pas yüzdesi kaç, şutlarimizin çerçeveyi bulma oranı nasıl artırılabilir, sol ayaklı sağ kanat oyuncusu bulabilir miyiz, Vs…

Ya Mayıs ayı gelmiş, Eylül ile birlikte en güzel zamanı Ankara ’ nın, gökte kumulus bulutları pambık gibi el sallar, Kuğulu ’ dan Kavaklıdere ’ ye doğru sadece yürümek bile insanı hayata aşık ettirir bu mevsimde.

Zaten insan sevmeyen biriyim, iyice karartmayın ruhumu :):joy:

2 Beğeni

Moura dogru yerde olmasa top oraya gitmezdi:)

Ajax hani dogru deyimle The Real Deal bir takim…o yasta Sampiyonluk kupasini kaldirsalar sasirmazdim ama sonunda biraz Men against Boys a donunce is olay degisti.

34 luk kasar Llorente 19 yasinda gol atarken keyifli kaptana son golde tecrubenin nerede nasil ise yasadigi konusunda omur boyu unutamayacagi paraninda askinda satin alamayacagi bir ders verdi.

Cocuklar harika cocuklar ama Liderleri yoktu…Sissoko kirmizi beyaz giyseydi dun aksam Tottenham o Ajaxi yenemezdi

Demekki neymis Sese yi oynayip Berati yanina monte edecekmissin:):):slight_smile:

Ingiltere havasi bir gece icin kasvetini yitirdi…Bir futbol ulkesinde ben o kasvetli havada izledigim bir mactan aldigim muthis keyfi baska yerde alamiyorum malesef

Convertible arabanin catisi acilmaya acilmaya pas tuttu bu aralar…Galiba Ankara cagiriyor.

1 Beğeni

Sevgili Coşkun kardeşim, şu iki maçlık dönemde pozitif olalım, ümitvar olalım istiyorsunuz, çok haklısınız. Bu, hepimizin isteği… Ama maalesef sıkıntımız büyük, şu anda bizim için Murphy kanunları çalışıyor. Çünkü Murphy kanunlarının çalışmasına sebep olacak derecede gideremediğimiz eksiklerimiz ve zayıf noktalarımız var. Neredeyse oynadığımız tüm takımlar bizi çözmüş durumda… Yendiğimiz ve yenildiğimiz bütün takımlar sezon boyunca en iyi futbollarını bize karşı oynadılar. 32 maçtır stada ümitvar gidiyoruz, televizyon karşısına ümitvar geçiyoruz. Sezon artık bitiyor, bir takım hiç olmazsa bir maçta bıraktım müthiş bir futbolu, tatmin edici bir oyun ortaya koymaz mı? Artık insanların sabır taşları çatladı. Yenilmeye bir şey dediğim yok. Yenilirsin, ama terinin son damlasına kadar mücadele edersin, organize bir şekilde oynarsın kimse bir şey demez. Örneğin İstanbulspor’u 1-0 yendiğimiz maçta takımlar yer değiştirseydi de biz 1-0 yenilseydik ama İstanbulspor’un oynadığı futbolu biz oynasaydık, üç topumuz direkten dönseydi, bir topu da kalecileri doksandan çıkarsaydı kim ne diyebilirdi? Zaten biz öyle futbol oynasak oynayacağımız bu iki maçtan bu kadar endişelenmezdik ki! İkinci yarıda 5 yenilgimiz var, dördü ilk 6’da yer alan takımlara karşı ve üçü iki farklı, biri de üç farklı yenilgi. Bu takımlara karşı kendi sahamızda üç yenilgi… Tümüne karşı ikili averajı kaybetmiş durumdayız. Biz bir gol yiyince arkası geliyor ve gol yemeye doymuyoruz da, yendiğimiz maçlarda her nedense ancak bir gol atabiliyoruz. Berbat ötesi bir istatistik. 47 gol atmışız, 26 gol yemişiz. Attığımız 47 golün 10’u Karabükspor’a, 5’i ligin üçüncü haftasında bebe belikten oluşan Eskişehirspor’a… Bunları çıkartırsak attığımız gol sayısı sadece 32… Ve bu takım 32 gol atıp 26 gol yiyerek +6 averajla lider… Lig tarihinde böyle bir şey görülmüş müdür, bilemiyorum. Erkan hoca gönderildi, yeni hoca geldi, değişen bir şey yok, aynı tas, aynı hamam. Yahu bir takımın bir tane bile gol organizasyonu olmaz mı, organize bir şekilde attığı bir gol olmaz mı? Uyduruk penaltılarla atılan goller, orta yapmak amacıyla vurulup tesadüfen rakip kaleye giren goller, doksan dakika boyunca azap… Kulübümüzü, takımımızı seviyoruz, sevdiğimiz için de maçlarına gidiyoruz. Yoksa bu eziyet çekilir mi? Böyle bir futbolu izlemeye bizlerden başka kim gider? Sözde tecrübeli ama özgüvensiz, iki metre yanındaki arkadaşına pas atamayan futbolcular… Geçen sezon, aman takımın mücadelesini olumsuz etkilemeyelim, enseyi karartmayalım diye diye küme düştük… Bu sezon, bu istatistiklere göre gerçekten şanslıyız, futbol tanrılarının iteklemesiyle buralara geldik ama futbolcularımız bu halleriyle Süper Lige çıkmak istemiyorlar gibi sanki. Bununla birlikte biz taraftarlar olarak her maçta olduğu gibi bu maçta da umutluyuz. İnşallah istediğimiz sonucu alırız. Ama her zaman söylediğim ve yazdığım gibi, “İnşallah istediğimiz sonucu alıp şampiyon oluruz,” demek yerine, “Gençlerbirliği şampiyon oldu, Gençlerbirliği artık Süper Ligde, Süper Lige hoş geldin Gençlerbirliği” gibi pankartlar, paylaşımlar çok erken, yersiz ve zamansız bence. Taraftarlık kültürüne uygun olmadığını düşünüyorum. Ayrıca Allah korusun yaşayabileceğimiz bir hayal kırıklığı tüm camiayı ağır bir depresyona sokar. En çok da bundan endişeliyim.

Neyse, yine de iyi dileklerle bitirmekte yarar var. İyi diyelim, iyi olsun.

HAYDİ GENÇLER!

3 Beğeni

Çok alakasız gibi olacak ama, dikkat ediyorum ikinci kez bebe belik diye yazıyorsunuz. Çubuk ’ ta bebe becik diyorlar. İfadenin başka kullanım şekli var mı? Elmadağ, Beypazarı falan nasıl kullanıyor acaba? Yok mu aramızda bir etimoloji uzmanı?

Bu arada İslam ’ da " el aynu hakkun - nazar gerçektir " diye bir hadis olmakla beraber, nazarin inanana degecegine dair de bir inanış var. Yani bir çok metafizik şey gibi önce bir şeye inanıp onu gerçek hayata sokmaya çalışıyoruz. Eğer o olguyu baştan dikkate almazsak zaten var olmadığından etkisi olmuyor veya ne bileyim, eser miktarda etkisi oluyor.

Sizin korkunuz bana çocukken dinledigimiz " Arkası Yarın " radyo programlarındaki " Heredot Hikayeleri " serisinden bir bölümü hatırlatıyor. Tanrının izniyle görüştüğümüz bir gün aktaririm size o kısmı.

Son olarak, her halükarda kazanmak olmamalı son amaç. Gönlümüzün şampiyonusun Ajax. 4 İngiliz finalde ama tüm sempati bebe becik ( belik) ile oynayan Ajax ’ a. Daha önce de kendi bebeleriyle 4 kez şampiyon olmuş Ajax ’ a.

1 Beğeni

Cubuk kokenli oldugum icin Beypazari Elmadag icin yorum yok.

Bebeler kendilerini fazlasiyla iftihar ettirdiler hatta buyuk cogunlugunun 30 milyon Sterlinden baslayip 45 milton sterline cekicin indigi bir Mezata konu olacagina suphesiz.

Gecmiste kazanan derken en son kazanan bebeler Kluivert Davids Seedorf gibi isimler tasiyordu zaten Davids ve Seedorf dedigimizde Juventusun kasarlari bile basedememisti finalde Kluivertin golu ile kazanmislardi. Neydi sene 1995 mi Hz Google Kuddise Sirrihu ( bilgi uretmeyip aktarana Seyh Gavs diyoruz madem) bakmadim sadece seyrettigimi biliyorum oyle karanlikta tetige basmis olayim.

Hadisler ve Zamana uygulanmamis Sunnetle aram yok Hadisi Kuranla dogrulanmazsa
kabul etmiyorum Kurandada Nazar icin ozel bir Ayet yok bence Sahih Buhariden baska bir uydurulmus HABIS tir.

Futbolda calismak dogru karar vermek birazda sans bence Nazardan daha etkili ama kisisel hissedislere saygi ile egiliyoruz.

4 ingiliz finalde 3 Londra ekibi finalde bana 1975 ile 1985 arasi donemi hatirlatti…Heyselden yasak gelene kadar Ingilizler Avrupada neredeyse 10 yilda tum kupalari Hamburg Goteborg Aberdeen vs haric tekeline almisti.

The Good Old Days …Hatta Belkide Future is written in History sozunun gercekliginin ispati sahitlik edecegimiz…

Kazanan Tottenham Kaybedende Arsenal olduktan sonra Kimin kazandigi kaybettigi cok onemli degil FOOTBALL IS COMING HOME desem acep nasil olur?

Polatlı’daki çocukluğumuzda “bebe belik” şeklinde öğrenmiştik. Şimdi internette küçük bir araştırma yaptım. Genelde “bebe belik” olarak kullanılıyor. Ama birkaç tane de “bebe becik” şeklinde yazılmış olanına rastladım. İşin ilginç yanı TDK Sözlüğünde “bebe” ve “belik” ayrı ayrı var, fakat birlikte yazılmış olarak bulamadım. :blush:

Çok bir şey değil, canlı izlediğim Altay deplasmanındaki futbolu ya da ilk devrenin son 3 haftasındaki futbolu oynasak yeterli. Hiç oynamamışlığımız da yok.

2 Beğeni

Deplasmanda oynadığımız Denizli maçında da güzel oynadık. Özellikle ilk yarıda.
Bolu maçında da fena değildik.

2 Beğeni

Koca sezonda iyiydik olarak akla gelen 3 mac var yani…Boluya Denizliye karsi niye iyi oynadik? Cunku ikiside top oynayan oynatan takimlar…

Altay Istanbulspor Osmanli vs bizi kolaylikla sahadan silebildiler ama

1 Beğeni